Güncelleme: 12:12 TS 14 May., 2001
|
|
|
Hürriyetin haberi
|
|
Hürriyet Gazetesinin, bugün manşetinden verdiği haberin tam metni şöyle:
|
|
İNANILIR GİBİ DEĞİL
1- Alakasız bir telefonu dinlemişler
2- Yasaya rağmen bantları imha etmemişler
3- Beyaz Enerji iddianamesinin ekine koymuşlar
KANUN DİYOR Kİ
Şüphe ortadan kalkınca dinleme ile elde edilen veriler, Cumhuriyet Savcısının denetimde derhal ve en çok 10 gün içinde kolluk tarafından yok edilir
Beyaz enerji soruşturması kapsamında dinlenen telefonlar, tam bir skandallar zincirini ortaya çıkardı. Skandalın ilk perdesi, davanın sanıkları arasında bulunmayan Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı ve Barmek Holdingin sahibi Hüseyin Arabulun 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile yaptığı ve yine beyaz enerji ile ilgisi olmayan telefonunun 13 Kasım 2000de dinlenmesi ile açıldı. Arabulun cep telefonu ile 13 Kasımda saat 15.41de Demirel ile yaptığı görüşme, yazıya dökülerek Ankara DGM Savcılığına teslim edildi. Beyaz Enerji Operasyonu çerçevesinde Jandarma tarafından gözaltına alınıp serbest bırakılan Hüseyin Arabul hakkında takipsizlik kararı verildi ve hakkında dava açılmadı. Bu yüzden Arabulun adı sanıklar arasında da yer almadı.
SUÇ DA YOK ŞÜPHE DE
Demirel-Arabul arasındaki telefon görüşmelerinin dinleme tutanaklarında da suça ve şüphe çeken bir duruma rastlanmadı. Ancak Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununun 2. maddesi ile ve aynı konudaki 4442 Sayılı yönetmelikte açıkça yer alan Şüphe ortadan kalkınca dinleme ile elde edilen veriler, Cumhuriyet Savcısının denetimde derhal ve en çok 10 gün içinde kolluk tarafından yok edilir hükmü hiçe sayılarak, kayıtlar imha edilmedi. Üçüncü perde ise Beyaz Enerji soruşturmasını yürüten Ankara DGM Savcısı Talat Şalkın dinleme tutanaklarını Beyaz Enerji iddianamesinin eklerine koymasıyla açıldı. Oysa Arabul sanıklar arasında değildi, hakkında dava açılmamıştı ve takipsizlik kararı almıştı.
HEM SAVCI, HEM JANDARMA
Demirel-Arabul arasındaki özel görüşmenin dinlenmesi, yasa ve yönetmeliğin net hükümlerine karşın imha edilmemesi, üstelik dinleme tutanaklarının iddianame ekleri arasına alınması büyük skandalın tablosunu tamamladı. Yasa ve yönetmelikte dinleme kayıtlarının, Cumhuriyet Savcısının denetimde ve kolluk tarafından yok edilir hükmünün çiğnenmesi, hem savcının, hem de Jandarmanın büyük ihmalini gözler önüne serdi.
Yine dalmış
Beyaz Enerji soruşturmasını yürüten Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Talat Şalk, davanın sanıkları arasında bulunmayan Hüseyin Arabulun, Süleyman Demirel ile telefon görüşmesinin dinleme tutanağının iddianame ekine konulmasının dalgınlık sonucu olduğunu söyledi. Şalk, soruşturmanın yüzlerce evrakı olduğunu, jandarmanın bir tasnif yapmadan, içinde suç unsuru bulunmayanlar da dahil olmak üzere tüm dinleme tutanaklarını kendisine verdiğini belirterek, şöyle konuştu: Ben bu telefon dinleme tutanağını delil olarak kullanmadım. Ama iddianame ekinde diğer delillerle birlikte mahkemeye gönderilmiş. Aslında jandarma ile ortak tutanak hazırlayıp, delil olarak kullanmadığımız, dinleme kayıtlarını imha etmemiz gerekiyordu. Ama bende de kabahat var... Dediğim gibi jandarmanın acemiliğine, benim dalgımlığıma geldi.
Dava açacak
Beyaz Enerji soruşturmasının başından bu yana Savcı Talat Şalk, Yanlışlık ve dalgınlıkla açıkladığı bir dizi hata yaptı. Bu hatalar zinciri şöyle:
YANLIŞ BİLİRKİŞİ
Bilirkişi olarak görev yapan Ankara Barosu avukatlarından Selim Sarıibrahimoğlunun TEAŞı, enerji politikalarından dolayı mahkemeye verdiği ve daha sonra davadan çekildiği ortaya çıktı. Şalk, bu olaydan sonra Sarıibrahimoğlunun bilirkişilikten azletti.
50 MİLYON DOLAR
İddianamede, nükleer enerji ihalesi sırasında, ANAPa 50 milyon dolar rüşvet verildiği ifadesini dalgınlıkla çıkarmayı unuttuğunu açıkladı.
KAVAKI DİNLEME ANAP
İstanbul Milletvekili Cavit Kavak hakkında telefon dinleme kararı verildiği ortaya çıktı. Şalk, Kavakın milletvekilli olduğunun anlaşılması üzerine hiç dinlenmediği savundu. Bu konuda DGMden resmi bir açıklama yapılmadı. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Yanlışlık yapılmış, düzeltildi dedi.
SÖZLÜ TAL?MAT
Kavakla ilgili dinlememe kararı alması gereken savcı Şalk bunu yapmayarak, jandarmaya telefonla, Dinlemeyin talimatı verdi.
Tantan: İmha yetkisi savcıda
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Beyaz Enerji soruşturması kapsamında telefonları dinlenen Hüseyin Arabulun, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile yaptığı telefon konuşmalarının bant ve tutanaklarının imha edilmemesini, İmha yetkisi savcıda sözleriyle değerlendirdi. Tantan, Hürriyet muhabirinin İddianemeden, suçsuz olduğu anlaşılan Arabulun dinleme tutanakları niçin imha edilmedi? sorusuna, şu yanıtı verdi: Niye bu soruyu siyasilere soruyorsunuz? 4422 sayılı yasanın uygulayıcısı savcı ve hakimlerdedir. İmha edilmesi gereken bir şey varsa o konudaki yasal yetki savcıdadır.
İşte dinlenen görüşme
HÜSEYİN Arabulun 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile yaptığı ve 13 Kasım 2000de saat 15.41de dinlenen telefon görüşmesi şöyle:
Arabul: Efendim Emel Hanım. Emel: Hüseyin Bey tekrar merhaba, beyfendi görüşecek bağlıyorum. Cumhurbaşkanı: Gözlerinden öperim. Arabul: Sağolun Sayın Cumhurbaşkanım. Cumhurbaşkanı: Haydar Bey şarın öğleden sonra sizi kabul edecek. Arabul: Sayın Cumhurbaşkanım yarın öğleden sonra nasıl yetişeceğim? Cumhurbaşkanı: Yetişeceksin, şöyle yetişeceksin. Sabahleyin İstanbuldan Azerbaycan uçağı varmış. O uçağa... Osman Bey de zaten o uçakla gidiyor. Osman Beyle beraber gideceksiniz. Arabul: Hay hay... Cumhurbaşkanı: Osman Bey sizi kendisi götürecek şeye... Arabul: Haydar Beye... Cumhurbaşkanı: Ee... Cumhurbaşkanına (kayıtta kısa süreli bozulma ve kesiklik var) Arabul: Evet efendim. Cumhurbaşkanı: Ve benim mektubumu da götüreceksiniz. Ben söyledim ona, dedim benim mektubumu da getiriyor. Ondan sonra yarın mutlaka gör kendisini. Arabul: Evet Cumhurbaşkanı: Yarın akşam veya öbür gün kendisi buraya gelse... Gelebilsin. Gelsin geriye ki perşembe günü işi var. Arabul: Evet efendim. Cumhurbaşkanı: Oldu mu? Arabul: Evet ee... Osman Beyi ben arayayım o zaman. Cumhurbaşkanı: Şimdi Osman Bey benim yanımda. Şimdi vereyim ben Osman Beyi size Osman: Birlikte gideceğiz. Siz şimdi Ankara, İstanbul, İstanbul, Bakü. Ee... Bir eğer aksilik olursada bi Emel Hanıma bildirirseniz. Yer olmazsa büyükelçiye rica eder bi çare buluruz. Eğer yer olmazsa, Emel Hanım sizden telefon bekliyor. Biz devreye gireceğiz. Arabul: Tabii, tabii, tabii... |
|