Home page
Haber Menüsü


 
Bono ve borsa
 
Bankacılık sektörünün rehabilitasyonunu amaçlayan “Bankacılık Yasası” ve özelleştirmenin problemli çocuğu haline dönüşen “Telekom” yasaları kanunlaşmak üzere. IMF’nin dikkatle izlediği bu yasama faaliyeti, dış yardım kaynağını ateşleyecek nokta.
 
Burçin Mavituna
 
11 Mayıs—  Türkiye en son yaşanan krizin gölgesinde yapısal reformlara devam ediyor. Kanayan yara haline dönüşen bankacılık sektörünün rehabilitasyonunu amaçlayan “Bankacılık Yasası” ve özelleştirmenin problemli çocuğu haline dönüşen “Telekom” yasaları kanunlaşmak üzere. IMF ve Dünya Bankası’nın dikkatle izledikleri bu yasama faaliyeti önümüzdeki hafta dış yardımın kontağını çevirecek anahtar.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  IMF Dış İlişkiler Direktörü Tom Dawson, düzenlenen bir bilgilendirme toplantısında Türkiye’nin programı uygulama yolunda ilerleme kaydettiğini vurguladı. Hükümet’in yasama çalışmalarına tekrar hız vermesi, her ne kadar zorunluluk olsada, kanunların çıkması programın uygulanması olarak kabul ediliyor. 15 Mayıs’ta ki İcra Direktörleri toplantısından süpriz beklenmiyor. Dış kaynağın ilk dilimi Mayıs ayında Hazine’ye girecek.
       
BONO FAİZİ YÜZDE 60-65 OLUR MU?
       23 Mayıs Hazine için önemli bir tarih. O gün daha önce alınmış iç borcun geri ödemesi yapılacak. Bu geri ödeme yaklaşık 3.5 milyar dolar gibi yüksek bir tutar.
       Önceden kriz etkisiyle bu tarihte Hazine’nin ofsaytta kalacağına ve borçlanmayı yenileyemeyeceğine inanılıyordu. Şimdi bu risk pek konuşulmuyor. Birde dış kaynak ihale öncesi sisteme girerse Hazine’nin işi daha da kolaylaşacak. Hazine 22 Mayıs’ta geri ödemeyi karşılamak için iki adet yeni bono ihraç edecek. İlki 21 Kasım geri ödemeli 6 aylık bono, diğeri 6 Mart 2002 vadeli piyasaya 8 Mayıs’ta ihraç edilen 10 aylık bononun tekrarı.
       Arzlar ile 3.1 katrilyon lira borçlanılmaya çalışılacak. Gerçi 15 Mayıs’ta 3 aylık borçlanmaya çıkılıyor ama üç aylık vade riskten kaçınan yatırımcı için cazip. Yatırımcı, 3 aylık bonoyu yaz döneminde kur riski çok düştüğü için tercih edebilir.
       Ama sonbaharın riskini satın alacak yatırımcılar uzun vadeli bonolara, hatta 29 Mayıs’ta yapılacak olan 13 ay vadeli tahvil ihracına konsantre olacaktır. Eğer programa iyimser gözlükle bakarsak 2001 Haziran ile 2002 Haziran tarihleri arasındaki bir yıllık sürede enflasyon yüzde 35 seviyelerine gerileyebilir. (Not: Bu tamamen bir varsayımdır ve 2000 yılında aylık ortalama enflasyonun 2.39 olarak gerçekleşmesi üzerine düşünülmüştür.)
       
REEL GETİRİ POTANSİYELİ YÜZDE 40
       Özetle, Sayın Derviş 2001 yılı son çeyreğinde aylık enflasyonun 2’nin altında beklediğini açıklamıştı. Uygulamanın hedefinin bu olduğunu baz edersek ve programın başarısına inanıyorsak, uzun vadeli bonolarda (10 aylık ve 13 aylık) yüzde 40 gibi bir reel getiri potansiyeli var.
       Bu risk sonbahar ile enflasyonun tekrar azmayacağını düşünenlere iyi bir getiri imkanı veriyor. Sağlamcılar yaz döneminde dövizde sınırlı dalgalanma bekledikleri için vadesi sonbaharda dolan bonoları tercih edecekler. Dikkat! Müzik durunca gecelik repocular açıkta kalabilir. Tabii siyaset orkestraya tekrar çalması için iyi bir bahşiş vermezse...
       
BORSA YABANCI ALIŞLARINI BEKLİYOR
       IMF gelişmekte olan piyasaların finansmanı hakkında her dört ayda bir kapsamlı bir rapor yayınlıyor. Piyasaları düzenli olarak izleyen uzmanlar, en son raporda gelişmekte olan piyasalara para akışının ABD ekonomisinin yavaşlamasının şiddeti ile ilgili olduğunun altını çizdi.
       Rakamsal ifadelerle bu yıl ilk üç ay içinde gelişmekte olan piyasalarda yapılan tahvil ve hisse senetleri ihraçları 41.2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılın son üç ayında yapılan ihraçlar 50.2 milyar dolardı.
       Azalış gelişmekte olan piyasalardaki temel göstergelerin kötüleşmesine bağlandı. Ayrıca ABD ekonomisindeki yavaşlama yatırımcıların riskten kaçarak daha güvenli yatırım araçlarını tercih etmesine neden oluyor. Bunun sonucunda gelişmekte olan piyasalarda ihraç edilen bono ve tahviller daha az talep görüyor. 2001 senesinin geri kalan kısmında gelişmekte olan piyasalardaki hisse senedi ihraçlarına olan ilginin zayıf kalacağı beklemek anlamsız olmaz.
       
ARJANTİN VE TÜRKİYE
       Bu sene gelişmekte olan piyasaların en sıcaklarından biri Türkiye. Arjantin ile birlikte çok yakından takip edilen ve diğer piyasaları da etkileme potansiyeline sahip bir piyasa, Türkiye. Global etkiler, malesef, uluslararası piyasalarda bu sene içinde özelleştirme kapsamındaki şirketlerin arzlarını zorlaştırıyor.
       Hükümet’in bütçe finanmanında özelleştirmenin payını çıkartarak hesap yapması daha mantıklı. Diğer taraftan, ikincil piyasada (borsada) hisse senetlerine kuvvetli yabancı talebi gelmesi de bu çerçeveden bakıldığında sınırlı kalacak.
       Yabancı yatırımcıların hisse senetlerine yönelmesi için çok kuvvetli beklentilerin oluşması gerekiyor. Bu beklentiler, “Yeniden Yapılanma Programı” neticesinde tekrar istikrarlı büyümeye başlayacak olan Türkiye ekonomisini satın almak olacaktır. Eğer ABD ekonomisi durgunluğa girmez ise bu olasılık artar. Tabii, programın uygulanır olması şartıyla. Yabancı yatırımcı gözlüğü ile icraatları ve icraatların siyasi partiler ile hükümet dengesi üzerindeki etkilerini görmek için beklemeyi tercih etmeleri normal karşılanmalıdır.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları