|
|
İçinde bulunduğumuz günler, Türkiyenin söz konusu yapısal sorunlarını çözme yönünde radikal adımlar atmaya çalıştığı bir dönemdir. Aslında, IMF ve Dünya Bankası yardımlarını almak için çıkarmak zorunluluğunda olduğumuz 15 yasa, bu yapısal sorunları mikro düzeyde gidermeyi amaçlayan önemli bir aşamadır. Kısa dönemde etkilerini hemen göremeyeceğimiz bu yasalar, eğer uygulanabilirse orta ve uzun dönemde yapısal sorunlarını hızla ortadan kaldırmaya başlayan bir ekonomiyi beraberinde getirecektir. ÖNEMLİ OLAN UYGULAMA Son günlerde piyasaların yoğunlaştığı iki yasa bankacılık ve telekom yasalarıdır. Bankacılık yasası hem kamu, hem de tasarruf açığını gidermeye yönelik çok önemli bir yasadır. Telekom yasası ise kamu açığını gidermeye yönelik, fakat daha önemlisi hükümetin reformlar konusunda kararlılığını göstereceği düşünülen bir yasadır. Her iki yasanında önümüzdeki günlerde meclisten geçmesi beklenmektedir. Bundan sonra izlenecek olan uygulamadır. Bankacılık reformunun faydaları ileride çok daha net ve somut olarak ortaya çıkacaktır. Telekom yasası bugünlerdeki beklentiler için çok önemlidir. Orta ve uzun dönemdeki somut katkısı çok sınırlı kalacaktır. Bu yasaların geçmesinden sonra gündemim başına tarım reformunun geleceğini düşünüyoruz. GÖREV ZARARLARI KONUSU Kamu bankalarının görev zararları ve bunun hem finans kesiminde hem kamu kesiminde yarattığı tahribatın ortadan kaldırılması bankacılık reformunun önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Hazinenin 20 ka-trilyon TL üzerinde devlet iç borçlanma senedi çıkararak kapatmaya çalıştığı kamu bankaları görev zararlarının arkasında yatan en önemli etmen tarım desteğidir. Bankacılık reformu ile beraber tarımdaki reform sürecide hızlanacaktır. Hem hükümetin doğrudan hem de kamu bankalarının doğrudan ve dolaylı kaynak transferi ile gerçekleşen tarımsal destek, 1990ların ikinci yarısında ortalama olarak GSMHnin yüzde 8.5ine ulaşmıştır. Bu oran, Türkiyeyi Dünyada tarıma en çok kaynak aktaran ülkelerin başına getirmiştir. Bu oran için OECD ve AB ortalaması yüzde 2nin altındadır. Türkiyede tarıma gerçekleştirilen transferin yaklaşık yarısı faiz ödemelerinden oluşmaktadır. Aslında 2000 yılı dezenflasyon programı ile beraber tarımsal destek sisteminde bir reform sürecide başlamıştır. Buna göre, ilk aşamada destekleme yapılan ürünlerdeki fiyatlar dünya fiyatlarına yakınlaştırılmaya çalışılmıştır. İkinci olarak Ziraat Bankasının verdiği tarımsal kredi faiz oranları piyasa faizlerine yakınlaştırılmıştır. Üçüncü olarak da bazı pilot bölgelerde destekleme alımı yerine üreticilere doğrudan gelir desteğine başlanmıştır. DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİ Planlanan, 2001 yılında doğrudan gelir desteğinin tüm ülkeye yaygınlaştırılması ve 2003 yılı sonunda tarıma yapılan tek desteğin doğrudan gelir haline getirilmesidir. Fakat, mevcut durumda bu planın oldukça gerisinde kalınılmıştır. Örneğin 2001 yılında toplam tarımsal desteğin 2.5 milyar dolar ile sınırlı kalması ve bunun yaklaşık 500 milyon dolarının doğrudan gelir desteği ile sağlanması planlanmıştır. Henüz kesinleşmemekle birlikte tarımsal destek bu oranın üzerine çıkacak, buna karşın doğrudan gelir desteği çok daha düşük bir düzeyde kalacaktır. Doğrudan gelir sisteminin uygulanabilmesi için ciddi bir tarımsal sayıma ihtiyaç bulunmaktadır. Bugüne kadar, Türkiyede tarımsal destek, alım fiyatlarının belirlenmesi ve girdi kullanımına yönelik çeşitli sübvansiyonlardan oluşmuştur. Düşük kredi faizi, bu sübvansiyonların en önemlilerinden birisidir. ALIM FİYATLARI SORUN YARATACAK Kamu bankaları artık görev zararı veremeyeceği için tarımsal desteklemede en önemli unsur alım fiyatları olmaya devam edecektir. Önümüzdeki günlerin en tartışılan konularından birisi bu olacaktır. Tarımsal destekte nihai hedeflerden birisi doğrudan gelir desteğidir. Bu gerçekleştiğinde tarıma verilen toplam destek 1990lı yılların sonlarında verilen desteğin yüzde 20si kadar olacaktır. Böylesi bir gelişmenin Türk tarımı ve ekonomisi üzerindeki etkileri de çarpıcı olacaktır. Hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan bazı ülkelerde başarılı olduğu gözlenen, doğrudan gelir sisteminin uygulanmasına ilişkin yönelik uluslararası baskılar da artacaktır. Gelecek haftaki yazımızda bu sistemin işleyişini ve Türk tarımındaki olası gelişmeleri tartışmaya devam edeceğiz. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||