 |
|
|||||
 |   |  |  | |||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||
  |
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Türkiye “Yeniden Yapılanma Programı” ile aslında bu sorulara cevap arıyor. Bu güne kadar uyguladığımız stabilizasyon programları ile ne istikrarlı büyümeyi temin ettik, ne de enflasyon sarmalından kurtulabildik. Her yeni program, temel problemleri biraz öteledi. Zaman kazandırdı. Her seferinde, bir sonraki “kriz”in etkisini daha da ağarlaştırarak. Peki, hangi programı tam uyguladık? İnanıyorum ki, Türkiye “fırsatçılık ekonomisi” ni dünyada en iyi uygulayan ülke. Fırsatçı sıfatını rekabetçi ile değiştirdiğimiz gün değişim başlayacak. Üreten ve verimliliği artan sektörlerimizle dünya ticaretine girmeyi başaracağız. “Yeniden Yapılanma Programı” bende bu umutları yeşertiyor. “Denizler dalgalanmadan durulmaz” derler. Bu zor günleri bir fırsata çevirmek için belkide bu “kriz” önemli bir kilometre taşı. YASALAR GECİKMEMELİ Bankacılık düzenleme yasaları ile Türk Telekom’un özelleştirilmesinin önünü açan yasaların çıkarılması IMF ile 1999 sonunda imzalanan anlaşmada da da yer alıyordu. Ama uygulamada gecikildi. Bu gecikme yabancı kaynakların Türkiye üzerinde güvenini zedelediği için sermaye girişi durdu hatta sermaye dışarı çıkmaya başladı. Bunun sonucunda faizler tekrar yükseldi, Merkez Bankası kontrolünde olan dövize gelen aşırı taleple bu kontrolden vaz geçilmek zorunda kalındı. Lira şiddetle değer yitirdi. Bankacılık sektörü ciddi yaralar aldı. Reel sektör neredeyse tamen durdu. AMAÇ: İSTİKRARLI BÜYÜME VE DÜŞÜK ENFLASYON Sayın Kemal Derviş, istikrar programını sağlam bir temele oturtmak istiyor. Kısa dönemli uygulamalarla kalıcı başarı elde edilemeyeceği ortaya çıktı. Türkiye’nin önümüzdeki en az on yıl ard arda yüksek büyüme ile gelirlerini hızla artırması gerekiyor. Bugüne kadar bu gerçekleşmedi, çünkü her kapının arkasından bir kriz, bir bunalım çıktı. Bu da büyümenin önünü kesti. İstikrar programı büyümeyi temin etmek için bir araç olmalı. Öyle bir araç olmalı ki aynı zamanda enflasyonu da dize getirmeli. Türkiye yapısal bozuklukları içinde enflasyonla mücadele etmek zorunda kaldığı için her yeni programında enflasyon mücadelesini mali politikalar, para politikaları ve en son IMF anlaşmasında da kur politikası üzerine kurdu. Temelinde problemi olan bir ekonomik ortamda malesef hiçbir program başarı kazanmadı. Geri adım atıldı. Türkiye’de enflasyon kronik çünkü verim düşük. Öncelikli amacımız rekabetçi ortamlarda verimlilik artışını yaratmak olursa, diğer destekleyici politikalarla hem büyüme, hem de düşük enflasyon ortamı sağlanabilir. Bu program dinamik bir programdır ve calışkan, dinamik, girişimci, rekabetci ve dürüst Türk insanının yeni hayat tarzı olmalıdır. UZUN VADEDE FAİZ YÜKSELDİ Gecelik borçlanma faizleri yüzde 77 olarak devam ederken 10 aylık bono alıcıları piyasadaki oranlara göre daha yüksek faiz teklif etti. Hazine düşük satış yapma riskini alarak yıllık bileşik yüzde 89.91 faize razı oldu. Daha önceden 600 trilyon lira tutarında hazine bonosu satmayı hedefleyen Hazine 410 trilyon liralık satışı faiz yüzde 90 üzerine taşımadan gerçekleştirdi. İhaleye gelen tekliflerde Telekom yasasının teknik sorunlarının da devam ediyor olması etkili oldu. Vadesi 2002 yılı Mart ayında dolan bu yeni ihraç bonolar Şubat ayından beri denenen en uzun borçlanma aracı. Telekom’da prüzün aşılması ve yaz döneminde yurt dışından sağlanan kaynakla birlikte para piyasalarının rahatlaması bu bonoların popülerliğini artırabilir. FAZİLET DAVASINDA SONA YAKLAŞILIYOR Anayasa Mahkemesi 15 Mayıs Salı günü Fazilet Partisi’nin sözlü savunmasını alacak. Daha sonra belirlenen bir günde davanın görüşülmesine başlanacak. Fazilet Partisi davası piyasalar üzerinde baskı yaratabilir. Hisse senetlerinin süregelen yükselişi IMKB-100 endeksinde 13,000 puan sınırında bir süredir kar satışlarıyla karşılaşıyor. IMF ile anlaşmanın sağlanması ve ek kaynağın kullanıma açılması ile birlikte oluşacak olumlu hava şu ana kadar satın alındığı için kar satışlarına imkan tanıyabilir. Borsada alım eğiliminin devam ettiği gözleniyor ama her geçen gün yatırımcılarda yükselişten kaynaklanan tedirginlik artıyor. Yabancı yatırımcıların uzun vadede alım yönünde davranması beklensede bu alış emirleri programın uygulanmasını gözlemlemek için bir süre ertelenebilir. Borsada daha çok yerli yatırımcıların ağarlığı var. | ||||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
Emine Uşaklıgil’in bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları
