|
|
TEFEnin TÜFE fiyat artışının önemli oranda üzerinde seyretmesi, yaşadığımız enflasyonun ağırlıklı olarak maliyet unsurlarından kaynaklandığını göstermektedir. İşsizliğin arttığı ve reel gelirlerin önemli oranda düştüğü bir ortamda bu beklenen bir durumdur. Bununla birlikte, TÜFE artışını göreli olarak düşük tutan faktörün, kira artış oranının yüzde 2.6 gibi çok düşük bir oranda kalması olduğunu belirtmemiz gerekiyor. TÜFE fiyat endeksi içinde konut fiyat artışları yüzde 25 civarında bir paya sahiptir. Bunun içinde en ağırlıklı olanda kira artışlarıdır. Nisan ayı kira artışı geçtiğimiz ayların kira kontratlarını da yansıttığı için düşük bir oranda kalmıştır. TÜFEnin birçok alt sektöründe fiyat artış oranları yüzde 10nun oldukça üzerindedir. Dolayısıyla, talep daralması nedeniyle parekende fiyat artışlarının düşük oranda kaldığını söylemek çok iddialı olabilir. Stokların erimesi ve yeni kira kontratlarının endekse yansıması ile birlikte TEFE ile TÜFE arasındaki farkın önümüzdeki aylarda azalmasını bekleyebiliriz. KURUN ETKİSİ YÜKSEK TEFE fiyat artışını yüksek tutan iki etmenin kamu fiyatları ve döviz kurundaki artış olduğunu düşünüyoruz. Nisan ayında imalat sanayi kamu fiyat artışları yüzde 23.6, USD kur artışı yaklaşık yüzde 25.4 gerçekleşmiştir. Bu oranlar, çekirdek enflasyon olarak adlandırılan özel imalat sanayi fiyat artışını yüzde 14.9 seviyesine çıkarmıştır. Açıklanan rakamlar içerisinde en yüksek oranlı artışlardan birisinin çekirdek enflasyon olması ileriye dönük olarak olumsuz bir gelişmedir. Mart ayında kurlardaki belirsizliğin de etkisiyle fiyat belirlemede güçlük çeken firmaların Nisan ayı ile beraber daha rahat fiyat artışı yaptığını görüyoruz. Gerek kamu fiyat artışlarının, gerek kur artışının önümüzdeki aylarda daha düşük seyretmesinin etkisiyle aylık enflasyon düşme eğilimine girecektir. Önemli olan, bu düşüşün beklentilere paralel olup olmayacağıdır. PETROL ÜRÜNLERİ BELİRLEYİCİ OLDU Türkiyede fiyat artış beklentilerinde döviz kurundaki artış hayati bir öneme sahiptir. Nisan ayı TEFE endeksinde de en yüksek oranlı artışlar petrol ürünleri, kimyasal maddeler ve kağıt ürünleri gibi ithalata en çok bağımlı sektörlerde gerçekleşmiştir. Önümüzdeki aylarda da kurlardaki artış enflasyon artışını önemli oranda belirleyecektir. Dalgalı kur sisteminde döviz fiyatını belirleyen temel unsurlar; cari işlemler dengesi, sermaye hareketleri ve dolaylı olarak Merkez Bankası rezervleridir. Türk lirasının değer kaybı nedeniyle 2001 yılında cari işlemler en az 3-4 milyar USD fazla verecektir. Bu kur artışını bastıracak bir gelişmedir. Son günlerdeki gelişmeler, Türkiyeye özellikle uluslararası kuruluşlar yoluyla önemli miktarda sermaye girişi olacağını göstermektedir. Buna bağlı olarak, Merkez Bankası rezervlerinde de artış olacaktır. Yerleşiklerin döviz talebinde bir artış olsa bile, döviz arzı bunu karşılayabilecek düzeyde gözükmektedir. Dolayısıyla, kurlardaki artışın teknik olarak sınırlı kalması beklenebilir. Kur artışını olumsuz olarak etkileyebilecek en önemli faktör siyasi istikrasızlık ya da ekonomik programın uygulanmasındaki aksaklıklar olacaktır. Bu yönde gelişmelerin yaşanması durumunda, kurlar yukarı doğru hareket edecek ve hemen fiyatlara yansıyacaktır. GETİRİLER AZALABİLİR Nisan ayı enflasyon rakamının beklenenden yüksek gelmesi özellkle devlet iç borçlanma senetlerine talep yaratan ve yaratması beklenen bireysel yatırımcılar için olumsuz bir gelişme olmuştur. Kısa dönem için çok cazip görünen getirilerin reel olarak çok düşük kalabileceği, hatta negatife dönebileceğinin görülmesi Hazine bonosu talep edenlerin aldıkları riski daha açık ortaya çıkaracaktır. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||