|
|
Hazine görev zararları için 14 katrilyonluk senet ihraç etti Hazine'den başarılı ihale |
|||
- İç borç programı ve ilk ihale sonuçlarını nasıl değerlendirmeli? Program ilk geldiğinde en düşük borçlanma miktarının itfa kadar olması yanında gelecek tekilfe bağlı olarak Hazinenin talebin yüzde 80ine kadar satış yapma seçeneği piyasaları rahatsız etti. Arz bu kadar artarsa, fiyatlar düşer diye düşünüldü. Ancak hem yurtdışından gelecek paranın Mayıs sonuna kadar ulaşacağının açıklanması ve bireysel yatrımıcı talebinini azalarak dahi olsa sürmesi, moralleri düzeltti. İhalenin sonucu mükemmel. Bu ihaleye bankaların talep gösterdiğini söyleyebiliriz. - Belirsizlik azalıyor, bankalardan ihaleye yönelik talep geldi mi? Çok fazla olmamakla birlikte, kesinlikle talep olduğu gözleniyor. Piyasadaki belirsizlikler azaldıkça, en azından fiyatlanabilir risklerle karşılaştıkça; hem yabancı yatırımcıların, hem bankaların talip olması normal. Bunun yanında esas talebin son bir kaç önemli adım atılması sonrasında talebin geleceği söylenebilir. Türk Telekom ve Bankacılık yasası hafta sonuna kadar çıkarsa esas uzun vadeli yatırımcı talebini görebiliriz. - Dövizden yana durumu nasıl değerlendirmek gerekiyor? Döviz kuru 1 milyon 100 bin-1 milyon 200 bin arasında gider gelir. Enflasyon rakamlarının mevcut olumlu beklentiler kapsamında kötü bir etki yarattığını düşünmüyorum. Bu hafta açıklanacak Nisan ayı enflasyon rakamı sonrasında, Merkez Bankası da da piyasaların tepkisini görüp, yeni bir faiz indirimine gidebilir. Bu arada, stand-by anlaşması da ve yasalar da tamamlanmış olacağından ötürü, faizde yüzde 90 bileşiğin altına doğru yeni bir hareket başlayabilir. - Faizlerde çok hızlı bir gerileme sözkonusu. Bu aşamada, neye bakarak karar vermek gerekiyor? Bireysel yatırımcı açısından bakınca, Türk Lirası faizlerinin bono faizlerinin günlük getirisinden daha aşağıda olduğunu görüyoruz. Döviz piyasasındaysa çok büyük bir dalgalanma beklemiyoruz. Dolayısıyla alternatif yatırım araçları borçlanma kağıtları ve borsa. Kamu bankalarınnı da para piyasasından çekileceğini düşünürsek, repo faizleri de aşağıya gelecek. Bu kapsamda, yatırımcının Türk Lirasında likit kalmasının çok da bir esprisi yok. Ya bu işe inanıp bono almak veya borsaya girmek lazım, ya da döviz alıp rahat uyumak lazım. Tek çümleyle özetlemek gerekirse, Sayın Kemal Dervişin uyarıları doğrultusunda yanlışsız hareket edersek, faizlerde düşüş devam edebilir. Borsa çıkabilir. Ama tersi durumda dövizde bunun yansımasını anında görürüz. - Bu arada, Hazinenin bugün kamu bankalarının görev zararlarına karşılık borçlanma kağıdı verileceği açıklaması nasıl değerlendirilmeli? Kamu bankalarının görev zararları karşığında hem kağıt, hem Türk Lirası verilecek. Zarar yazdırılmayacak. Bunun Türkçesi şu. Karşılığı yoksa, hiçbirişe para ayırmayacağım. Önceden karşılıksız olarak yaptığım işlerin zararını da yavaş yavaş ödeyeceğim. Yani esnafa para verip, bu parayı Ziraat Bankasından almayacağım. Kamu bankaları böyle işler için kullanılmayacak, piyasadan borçlanmayacak. Görev zararı yaptırmayacağım cümlesi, gerçekten çok iddialı. Bu konuda, siyasilerin bugüne kadar çok da başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Ancak, önemli bir değişiklik şu ki, bu görev zararları artık bütçede gözükecek ve kamuoyunun gözünden kaçmayacak. Bu yapılan mantıksız işler saklanamayacak. En büyük bu sistem değişikliği, yani şeffaflık. Bunun dışında kamu bankalarının günlük borçlanmalarını artık piyasadan yapmadığını görüyoruz. Bu bankalar, Merkez Bankası tarafından fonlanıyor. Bu da herkesin gözüönünde oluyor. Sözün özü artık, birgün kalkıp, Kamu bankalarının 10 katrilyonluk görev zararı varmış diye şaşırmayacağız. Çünkü herşey ortalıkta oluyor. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||