Derviş golünü attı, artık top diğer siyasetçilerde

Türkiye’nin geçirdiği bunalım kökünde siyasidir. Bu kriz ile mücadelede en güvendiğimiz aktör de siyasete ısınmalı, ekonomi bünyesinde ya da dışında fikirlerini halka rağmen değil halkın desteğini alarak hayata geçirmeye ısınmalıdır.

Ozan Korman Tarman


30 Nisan— Bir haftaya moralli girmeyi özlemişiz. Kemal Derviş umulanın üzerinde dış kaynağı sanıldığından daha önce bulup, resmen açıklayarak hem görevini yerine getirdi hem de ülke ekonomisi ve piyasalarına moral verdi. Cuma günkü piyasa reaksiyonu ilk defa (medya pohpohlamasından öte) verilmiş bir gerçek güven oyudur.

			Bu güven oyunun iki belli başlı nedeni var. Birincisi elimizdeki rakamlarla artık iç borç dinamiğinin en azından bu yıl nasıl kazasız, belasız işleyebileceğine dair gerçekçi senaryolar oluşturabilmemiz mümkün. Hala riskler büyük ama rakamlar alt alta üst üste konduğunda artık daha manalı. İkinci neden ise ‘eski siyaset’in hatırı sayılır bir gol yemesidir. Ersümer’in istifasının, Derviş’in Amerika Hazine Bakanı O’Neill ile ikinci görüşmesinden önce gerçekleşmesi basit bir tesadüf değildir. Dış çevrelere bu denli bağımlı hale gelirsek, onların isteklerinden etkilenmemiz de kaçınılmaz olur. En azından bu kez rüzgarın yolsuzluklar aleyhine ve daha temiz, daha hukuka bağlı liberalizm yönünde esmesi umut vericidir. Derviş’in 28 Nisan IMF toplantıları öncesi kullanabileceğimiz dış yardımı açıklaması ilk sürprizdi. Piyasaları ters yakalayan ama mutu eden diğer sürprizi ise geçen hafta ortası kanıksanandan daha büyük bir rakamı ülkeye getirebilmesi. Toplam dış kaynak miktarının 19.8 ile 21.3 milyar arasında olacağı düşünülürse aslında Derviş ilk verdiği sözü de tutmuş oldu. DIŞ DESTEK MALİ AÇIKLA ÖRTÜŞÜYOR 2001 yılı içinde kullanabileceğimiz dış kaynak miktarının 14.3 milyar olması önemli. Bu rakam çeşitli varsayımlara dayanarak ölçebileceğimiz mali açığımızla neredeyse bire bir ölçüşüyor. Kağıdın bir tarafına 2001 masraflarımızı, eksi hanelerimizi yazalım: Hazine borçları, kamu bankalarının görev zararları vb. alt alta yazıldığında ve bu yıl içi 6 ay ile 9 ay arası değişkenlik gösterecek bir vade ile ortalama yüzde 100 bileşik faiz ile borçlanacağımızı varsayarsak 2001 için fınansal ihtiyacımız 60 milyar dolaylarına geliyor. 2001 gelirlerine, yani artı hanelerine baktığımızda ise, iyimser borç döndürme (roll-over) yüzdeleri ve hükümetin GSMH’nın yüzde 5’i oranında bir faiz dışı bütçe fazlası vereceğini varsaysak da 46 milyar doların üzerinde bir girdimiz olabilmesi zor gözükmektedir. Hesap ortada… Gelecek dış kaynak, 2001 için aradaki açığı kapamaya yeterli olabilir. Tabii henüz ödemelerin hangi takvimle yapılabileceğini, zamanlama ayrıntılarını bilmiyoruz. Bunun kadar önemli olan bir başka bilinmeyen ise yapılacak dış yardımın ne kadarlık bir bölümünün bütçemiz içinde kullanılmasına izin verileceği. DIŞ YARDIM HAZİRAN’A DEK GELMEZSE Ödemeler Haziran’a dek başlatılmadığı takdirde, Merkez Bankası’nın Mayıs ihalelerine katılması yoluyla orta seviyede monetizasyona başvurmamız kaçınılmaz olabilir. Daha önceleri de savunduğum gibi kısa vade iç borç tahvillerinin bir kısmının daha uzun vadeli, dövize endeksli bonolarla değiş tokuş edilmesi de hem bankaları, hem de Hazine’yi rahatlatacaktır. Osman Ulagay’ın deyimiyle ‘aranan kan bulundu, şimdi sıra ameliyatta.’ Ameliyatta da Kemal Derviş’e büyük iş düşecek. Toplumun özellikle dar gelirli kesimlerini radikal yapısal önlemlerin bu kez kendilerinin de yararına olacağına ikna etmek zor olacak. Bu hafta işçilerimiz de meydanlara inecek. ENGEL HALA SİYASİ YAPI Ancak Türkiye’nin ekonomik istikrarını yeniden kazanmasının önündeki en büyük engel hala ve yine mevcut siyasi yapısıdır. Kemal Derviş’in 2001 için 14 milyarlık dış kaynagı sağlaması kendisine içten içe diş bileyen siyasetçilerin işini daha da zorlaştırdı. Bu noktadan sonra yapılacak her büyük hatanın faturası (Derviş’in teknik hataları dışında) halkın gözünde itibarlarını tamamen yitirmiş siyasetçilere kesilecektir. Kemal Derviş’in geçen hafta bir Alman dergisine yaptığı siyasi açıklamaları hata olarak görenlere, ‘erken öten horozu keserler,’ diye adeta gözdağı verenlere söylenecek tek bir şey var: Bu horozu şu aşamada zor keserler. 14 milyar dolar Ecevit, Özkan, Bahçeli ya da Yılmaz’a değil, Derviş’in uyandırdığı güvene verildi. Derviş’in siyasete mesafeli kalmasını isteyenler, TÜSİAD Başkanı gibi öncelikle bir teknokrat gibi davranması söyleminde olanlar da hatalı. Türkiye’nin geçirdiği bunalım kökünde siyasidir. Bu kriz ile mücadelede en güvendiğimiz aktör de siyasete ısınmalı, ekonomi bünyesinde ya da dışında fikirlerini halka rağmen değil halkın desteğini alarak hayata geçirmeye ısınmalıdır.



		Emine Uşaklıgil’in bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları Levent Gürses'in bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları Yarkın Cebeci’nin bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları Murat Arın’ın bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları Kerem Alkin’in bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları Murat Yeşildere’ın bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları Oğuz Büktel’in bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları Mahmut Kaya’nın bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları Turgut Tokgöz'ün bugüne kadar ntvmsnbc’de yayınlanmış tüm yazıları Şükrü Küçükşahin’in bugüne kadar ntvmsnbc'de yayınlanmış tüm yazıları Burçin Mavituna'nın bugüne kadar ntvmsnbc'de yayınlanmış tüm yazıları Artunç Kocabalkan'ın bugüne kadar ntvmsnbc'de yayınlanmış tüm yazıları Ozan Tarman'ın bugüne kadar ntvmsnbc'de yayımlanmış tüm yazıları Bankaların kara tahtaları siliniyor • KOBİ’lere 1 milyar dolarlık ‘cansuyu’ • Dolar 5 kuruş eridi, 1,67’ye indi • Markaların korunması tasarısı yasalaştı • Unakıtan: Çok şükür batan banka yok

	NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u

	Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz? hayır 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 kesinlikle

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın