|
|
Hatırlanacağı üzere, Şubat krizini takiben, içinde bulunduğumuz durumu bir normalleşme ve finansal piyasaların göreceli olarak istikrara kavuşturulmasının amaçlandığı bir dönem olarak yorumlayarak, dezenflasyon sürecinin ancak bu ara dönemin sonunda yeniden başlayabileceğini vurgulamıştım. Kanımca, bu senenin sonundan önce, enflasyonla aktif bir şekilde mücadele edebilmemiz mümkün görünmüyor. NE TÜR POLİTİKALAR UYGULANACAK? Peki, bu ara dönemde piyasalarda istikrar sağlanması uğruna ne tür politikalar uygulandı ve uygulanmaya devam edecek? Öncelikle, şu saptamayı yapalım. Kriz sonrasında, MBnin normal şartlar altında alacağı tavır, Sayın Serdengeçtinin de ifade ettiği üzere, sıkı para politikası uygulamaktı. Bu seçenek altında, kısa vadeli faizlerin yüksek bir seviyede tutulması, bir yandan enflasyonla mücadeleye olanak sağlayacak, diğer yandan da, döviz kurunda istikrar getirecekti. Ancak, yaşanan krizin bankacılık sektörü kaynaklı olması ve özellikle kamu ve TMSF bankalarının kamu maliyesini olumsuz şekilde etkilemesi, yüksek faiz ortamında iç borçlanmanın sürdürülemez hale gelerek tıkanması ihtimalini ortaya çıkardı. Bu şartlar altında, MBnin politika tercihi, bu kötü gidişata erken müdahele etmek şeklinde oldu. Erken müdahale diyorum çünkü, MB her koşulda ortaya çıkacak maliyeti yüklenecek merci olmak durumunda kalacaktı. Dolayısıyla, maliyeti daha da büyümeden yüklenmek akılcı bir davranış olmuştur. MÜDAHALE LİKİDİTE YARATILARAK YAPILDI Bu müdahale, likidite yaratılması yoluyla kısa vadeli faizlerin düşük tutulması şeklinde belirlendi. Böylelikle, MBnin nispeten ucuz sağladığı likidite, zorda olan bankaların sisteme olan yükümlülüklerini yerine getirmelerine olanak sağlarken, bir yandan da, Hazinenin iç borçlanmasını daha düşük bir maliyetle sürdürebilmesine imkan tanıdı. Bu yapı, özellikle iç borçlanma dinamiği açısından çok önemli. Çünkü kanımca, yaşadığımız krizler sonrasında ortaya çıkan kamusal resim, kamu borcuna olan talebin faiz elastikiyetini negatife çevirdi. Bir başka deyişle, Hazinenin daha yüksek faiz teklif etmesi, aslında bundan böyle daha az borç bulabilmesine neden olabilecekti. Çünkü, yatırımcılar verecekleri borcun getirisinden önce, geri ödenebilme kapasitesine odaklanmaya başladılar diye düşünüyorum. YAN ETKİLER ELEŞTİRİLERİN ODAK NOKTASI Tabii kamu finansmanını destekleyici (accomodative) para politikasının olumsuz yan etkileri, MB üzerinde yoğunlaşan eleştirilerin odak noktasını oluşturuyor. Öncelikle, bu olumsuz sonuçlardan daha az tahribatla ve gecikmeli olarak ortaya çıkacak olanından başlayalım. Parasal otorite, bu politika tercihiyle 2000 yılı başında çok somut bir biçimde başlattığı dezenflasyon sürecini askıya almak bir yana, süreci tersine çevirmiştir. Yani kısmi parasallaşma (monetization) nedeniyle enflasyon yaratılacaktır. Ancak, iç talebin kısılmış olması, talep yönlü bir enflasyonist baskıyı önlemesi açısından önemli bir avantajdır. YAN ETKİ KURLARDA AŞIRI HAREKETLİLİK Kısa vadede, hatta günlük hayatta bile, olumsuzlukları açıkça algılanabilen ikinci yan etki ise, döviz kurlarındaki aşırı hareketliliktir. Para ikamesinin yüksek olduğu bir ekonomide, henüz devalüasyon psikozundan kurtulamamış yatırımcıların düşük seyreden faizler neticesinde portföy tercihlerini dövizden yana kullanmaya devam etmeleri sürpriz bir gelişme değildir. Bu türden bir döviz talebi karşısında MBnin seçenekleri sınırlıdır. Ya rezerv kaybetmek uğruna kurlara müdahale edecektir, ya da rezervlerini korumak amacıyla kur artışına göz yumacaktır. Ne de olsa kurların artışı, her Türk Lirasının alabileceği döviz miktarını azaltmaktadır. Bu ikilem karşısında Merkez Bankası, rezervlerini korumaktan yana tercihini kullanmıştır. Dış borç servisinin çok yüksek olduğu bir yılda, dış borçlanma musluklarının kapalı olması ihtimalini de göz önünde bulunduran MB, bundan daha doğal bir refleks geliştiremezdi diye düşünüyorum. NELER OLACAK? Buraya kadar, Merkez Bankasının enflasyonla mücadeleyi ve kur istikrarını kamu maliyesi ve bankacılık sektöründeki kırılgan yapı ortadan kalkana kadar rafa kaldırdığını ve bunu en yetkili ağızdan açıkladığı saptamasını yaptık. Peki bundan sonra neler olacak? Yani, gelmesi beklenen dış yardımla birlikte yeniden yapılandırılması planlanan bankacılık sektörü ve kamu kesiminin oluşturduğu baskıdan sıyrılmış ve yasal düzenlemeyle daha özerk bir yapıya bürünmüş bir Merkez Bankasının yeniden dezenflasyon sürecini başlattığında politikaları nasıl şekillenecek? Yukarıda tanımladığımız normalleşme sürecinin, en azından yıl sonuna kadar devam etmesini beklediğimi daha önce de ifade ettim. Yani, enflasyonla topyekun mücadelenin yeniden başlamasına daha zaman var diye düşünüyorum. Ancak, kur istikrarını sağlamak üzere Merkez Bankasının, dış yardımın gelmesiyle beraber, daha müdahaleci olacağını tahmin ediyorum. DEZENFLASYON SÜRECİ Gelelim dezenflasyon sürecine. Merkez Bankası, bu sürecin başında uygulayacağı politikalar yönünden yine bir tercih yapmak durumunda kalacak. Enflasyonla mücadele programlarında, enflasyon sarmalını kırabilmek için, özellikle de beklentilerin bu sarmalda oldukça etkin olduğu gerçeğinden de yola çıkarak, nominal çıpa (nominal anchor) görevi görecek bir değişken belirlenmesi gerekmektedir. Bu çıpa, beklentileri olumlu etkilemek suretiyle enflasyonist döngünün kırılmasında ana politika aracı olma görevini üstlenmektedir. Geride bıraktığımız programda, çıpa görevini döviz kuru üstlenmişti. Ancak, yarı sabit kur rejimleri maalesef çok uzun ömürlü olamıyor. Sayın Serdengeçtinin açıklamalarıyla beraber, dezenflasyon sürecine yeniden geçişte kur çıpası modelinin uygulanmayacağı artık belli oldu. Böylece, en azından orta vadede para kurulu uygulaması söz konusu değil. Bunun yerine, kısa vadeli faizleri yönlendiren aktif bir para politikasının destek vereceği enflasyon hedeflemesi tercih edilecek. Yani, enflasyon hedefi yeni çıpamız olacak. Bu sistem dahilinde, kurlar yine dalgalanır halde kalırken, ancak küçük müdahaleler ve kısa vadeli faiz silahıyla aşırı hareketlerin önüne geçilmesi planlanıyor. Enflasyonla mücadelede uygulanacak bu para politikasının beraberinde neler getireceğini ve başarı şansını bir sonraki yazımda ele almaya çalışacağım. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||