|
|
ÖKSÜZÜN DEVLET ADAMLIĞI Enis Öksüzün Telecom ve THY konusundaki tutumu herkesçe biliniyor. Ancak buna rağmen, THY yönetimine, bilet fiyatlarını serbestçe fiyat belirleme yetkisi veren Sivil Havacılık Yasasında değişiklik öngören Tasarıyı, sonunda imzaladı. Önce, bu imza işinden başlamalıyım: Tasarıdaki son iki imza kendisiyle, Devlet Bakanı Yüksel Yalovanındı. Bir vesileyle Öksüzün tasarıdaki imzasını gördüm. Bunun üzerine tasarı Yalovaya götürüldü; o da okuduktan sonra imzaladı. Böylece tasarı Meclise sevk edilir hale gelmiş oldu. Bütün bunları görünce, Öksüzü, Meclis kulisinde yakalayıp, attığı imzanın anlamının, kaygılarının giderildiği anlamına gelip gelmediğini sordum. İmzayı attığını; ama bunun bir tavsiye niteliğindeki imza olduğunu söyledi. Tasarı üzerinde görüşmelerin süreceğini söyledi. Tabi bunun anlamak mümkün değildi. Tasarıya imza atıldığına göre iş bitmişti. Aslında iki günlük siyasetçi bile bunu çok iyi bilir. Ancak, yine de Meclis komisyonlarındaki görüşmelerde belki bazı düzenlemeler yapılacak diye düşündüm. Neyse, bunu geçelim. Tasarı Meclis komisyonunda görüşülürken, Öksüz, işi olduğu gerekçesiyle, komisyona katılmadı. Tasarı komisyondan 20 dakikada geçti. Bu bir rekordu ve muhalefetin de tasarıya tam desteği olmuştu. SAVUNMA İÇİN SÖZ ALDI, BİR TEK KÜFÜR ETMEDİ Sonra, tasarı, Meclis Genel Kuruluna geldi. Bir de baktık, tasarıyı hükümet adına savunmayı Enis Öksüz üstlenmişti. Biz de savunacağını düşündük. Ama yanılmışız. Öksüz, bir ilki gerçekleştiriyordu. Öksüz, söz alma fırsatı bulunca, tasarının ne kadar sakıncalı ve kötü olduğunu, bir tek küfür etmeden, anlatıp durdu. Belki de 81 yıllık Meclis tarihinde böylesi bir olay ilk kez görülüyordu. Normal zamanda muhalefetin alkış tufanına tutacağı bu sözler, o sıralarda da hayretle,şaşkınlıkla karşılandı. Söz alan muhalefet temsilcileri, işin ciddiyetinin kalmadığını belirterek Öksüzü istifaya davet etti. Şunu göz ardı etmiyorum; Öksüzün sıraladığı tüm eleştiriler ve gerekçeler haklı olabilir; ama o sıralara oturduktan sonra, ya susacak, ya da tasarıyı destekleyecekti. O sıralara oturmayabilirdi; böylece de tasarıya zorlukla imza attığını göstermiş olabilirdi. Hatta, hükümet sıralarında oturmayabilir ve böylece söz alıp görüşlerini açıklayabilirdi. Ama bu yolların hiçbirine başvurmadı. Tasarıyı yerden yere vurmayı tercih etti. Sonra da yasalaşması için el kaldırıp, olumlu oy kullandı. Oysa, hiç değilse bu noktadan sonra Öksüzden beklenen, tasarının yasalaşmasının aleyhinde oy kullanmaktı. Böylesi bir devlet adamlığı nerede görülmüş. Hem tasarının kötü olacağını açık dille ifade edecek, sonra da yasalaşması için oy vereceksin. Milliyetçiliğini, devlet adamlığını, devletin yüceliğini bu kadar öne çıkaran bir ideolojinin sahibi olduğunu sık sık söyleyen Öksüzün, bu tutumunu herkesin taktirine bırakmak gerekiyor. Acaba, Tanrı Türkü böylesi devlet adamlarından korusun demek mi gerekiyor. TANTAN HAYRET ETTİRİYOR Bir grup teröristin Swissotele düzenledikleri baskın sonrası İçişleri Bakanı Sadettin Tantanın basına yansıyan iki açıklaması dikkatimi çekti. Birincisi Hürriyet Gazetesine yaptığı şu açıklama: Bu kişilerin eylem hazırlığında olduğu biliniyordu. Ancak, nokta olarak, nereye eylem düzenleyecekleri konusunda net bir bilgimiz yoktu. O gün eylem yapılacağı bilgisi gelince, bir polis otosu, bu kişilerin bindiği minibüsü takibe almış. Hatta Swissotele yöneldiklerini kendilerini durdurmak için arkasından ateş de açılmış. Bindikleri minibüsün arka camında kurşun delikleri var. Ancak, otelin içine girince polis, içerdeki kalabalığa zarar vermemek için daha fazla müdahalede bulunmamış. Allah aşkına, bu sözler uzun yıllar başarılı polis amirliği yapmış, bugünse İçişleri Bakanı olan birinin sözleri olabilir mi? Adamların eylem yapacağı haber alınmış, izleme başlamış. Buna rağmen, ellerinde koca koca silahlarla bir minibüse binen ve acemi! olan bu bizim çocuklar!, arkalarında bir polis otosu ile İstanbul sokaklarını gezmeye başlamışlar. Ta ki Swissoteline yöneldiklerinde arkadaki polis otosu ateş açmış; ama eli silahlı 13 teröristin minibüsten inip, otelden içeri girmesini önleyememişler. Biraz ciddiyet lütfen! F TİPÇİLERE DE TOLERANS VAR MI? Ama olay ortada; bunlar iyi teröristler(!), bizim çocuklar!; öbürleri ise kötü teröristler, Bizim can düşmanlarımız. Onun için bizim çocuklar ellerini kollarını sallayıp eylem yapabilir; bizim olmayanlar ise, F tipi cezaevleriyle ilgili inatlaşma sonucu ölebilirler de. O cezaevi eylemleri ki, Türkiyenin başına bela oldu. Oysa, eylemlerin bu kadar sürmesinde Tantanın katı tutumu da etkili oldu. Ölüm orucuna girişenlerin böylesi eylemlerini de düşüncelerini/ideolojilerini de hiçbir şekilde, paylaşmıyorum. Ama, acaba; Tantan, biraz daha hoşgörü gösterseydi, ölüm olur muydu, diye düşünmeden de edemiyorum. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||