| | | | Burada gerçekleştirilecek projenin devlet, sivil toplum, yerel yönetim ve vatandaşların işbirliği sonucu ortaya çıkarılacağını ifade eden Tantan, bu işbirliğinin insanlara ve nesillere hizmet etme anlayışının bir sonucu olduğunu kaydetti. İçşişleri Bakanı Sadettin Tantan, Türk toplumunun geleneğinde olan imecenin, bu projeyle gelişen kentlerde çağdaş şekilde uygulanmasının bir örneği olacağını anlatarak, “halkımız, artık kendini dedikodu kültüründen uzaklaştıran, kendi komşusuna el uzatan bir yaklaşımı beklemektedir. Bu noktada bütün herkesin, bu hizmet anlayışı içinde bulunma mecburiyeti vardır” diye konuştu.
Kendisinin çocukluğunun ağaçlar altında geçtiğini dile getiren Tantan, “Anadolu’yu gezdiğimizde ağacın ne olduğunu bilmeyen insanlar varsa, bu bizlerin ayıbıdır” dedi. Tantan, ülkenin ağaçlandırılması ve yeşillendirilmesi için hizmet veren sivil toplum kuruluşlarının çabalarının övgüye değer olduğunu da belirterek, bu çalışmalara herkesin katılması gerektiğini söyledi.
“BEN YAPTIM” HASTALIĞI
Tantan, ülkenin kurtuluşunun halkın birlikte hareket etmesi, bütün bilgi, birikim ve dinamiğini birleştirip uygulamaya sokmasına bağlı olduğuna işaret ederek, bu nedenle sivil toplum hareketine büyük destek verdiklerini bildirdi. İçişleri Bakanı Tantan, şöyle devam etti:
“Halka hizmet etme anlayışında artık ben yaptım hastalığından kurtularak, toplum olarak ‘biz yaptık, hizmetleri nesillere biz taşıyoruz’ anlayışı hakim kılınmalıdır. Bütün uygulamalarımızda bilimi öne çıkardığımızda, doğrular bizim önümüze gelecektir. Yanlışlar ortadan kalkacaktır. Kaynaklarımız doğru yönde sarf edilecektir. Bizi yıllardan beri sömüren yanlışlıklar kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Bunun anlamı yurttaşlık hukukunun öne çıkarılması, insan hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesi, toplumsal dayanışma anlayışı içerisinde haksızlıkların ve adaletsizliklerin ortadan kaldırılmasıdır. Bütün mücadelemiz ve hareket noktamız budur. Bugün ülkemizde yaratılmak istenen umutsuzluk ortamından sakın ola ki umutsuzluğa kapılmayın. Bize desteğiniz sürdüğü sürece, her alanda halkımıza en iyi hizmeti verebilmek için bütün gücümüzü bilimle kucaklaştırarak, kesintisiz biçimde hizmete devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.”
“BİZİM KAYNAKLARIMIZ BİZE YETER”
Türkiye’nin geleceğinin daha güçlü ve aydınlık olacağına inandıklarını ifade eden Tantan, şunları kaydetti:
“Bizi yıldırmak, bizi bu işlerden vazgeçirmek isteyen birtakım insanlar, kuruluşlar, onların etrafına sığınmış birtakım zavallılar olabilir. Bu geçmişte de vardı. Atalarımız bu zavallı düşünceyi nasıl yıktılar, nasıl destan yazdılar, sizler biliyorsunuz. Çünkü hepimizin dedesi bu uğurda mücadele verdi. Ama şimdi dedelerimizin ruhu sizi eyleme çağırmaktadır. Bu eylem, nitelikli evlatlar yetiştirilmesi için bütün gücünüzle bu hareketin içinde yer almakta yatmaktadır.
Bu ülkenin geleceği, toplumsal kalkınma açısından dışarıya el açıp bekleyen, ‘bize para gönderin’ anlayışını yıkmamız açısından bu anlayışı uygulamaya sokmak mecburiyetindeyiz. Bizi fakirleştiren, yoksullaştıran zihniyetleri hep beraber yıkacak gücümüz vardır. Bizim kaynaklarımız bize yeter. Sadece bize değil, bizden medet uman bütün ülkelere yetecek güçtedir.”
PROTOKOLÜN ÖNEMİ
Tantan, Orman Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan protokolle gerek şehirleri kuşatan ormanlar ve gerekse şehirler içinde kalmış alanların korunması için önemli bir işbirliğinin gerçekleştirileceğini bildirdi.
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, “yıllar yılı belirli kişiler tarafından gasp edilmiş olan ormanlarımızın, halkımızın istifadesine daha iyi sunulabilmesi, korunması, yangın ve her türlü tehlikeden korunabilmesi açısından imzalayacağımız protokol çok önemlidir” dedi.
Orman Bakanlığı ile yaklaşık bir yıldır sürdürülen çalışmalar çerçevesinde, orman ve arazilerin yağmalanması konusundaki çalışmalarda önemli noktalara gelindiğini de anlatan Tantan, “önümüzdeki günlerde sizler göreceksiniz ki, sizlerin arazilerini yağmalayan kişilerin kimler olduğunu kamuoyunun dikkatine bu çalışmalar getirecektir” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Tantan, orman alanlarının milletin malı olduğunu, buraların hiçbir şekilde kişi ve kuruluşlar tarafından gasp edilemeyeceğini de vurgulayarak, “hiçbir menfaat gücü ne bu ağaçları yok edebilecek, ne de sizin haklarınızı gasp edebilecektir. İşte bu protokolün anlamı budur” dedi.
| |
Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
