|
|
Sürdürülemez iç borç dinamiğine ilişkin açıklanan veriler, karşılaştırmalar ve yapılan tespitler son derece çarpıcıdır. Bilinen bir gerçeğin şeffaf ve anlaşılır bir biçimde kamuoyuna anlatılması güvenilirlik açısından çok olumludur. Bundan sonra yapılacaklara ilişkin politikalar üçüncü bölümde güçlü Türkiyeye geçiş bölümünde açıklanmaktadır. Yeni programın iki temel hedefi olduğu belirtilmektedir. Birincisi, güven bunalımı ve istikrarsızlığı süratle ortadan kaldırmaktır. İkincisi ise, geri dönülemeyecek şekilde kamu yönetiminin ve ekonominin yeniden yapılandırılmasına yönelik altyapının oluşturulmasıdır. Şu ana kadar açıklanan programın, ekonominin yeniden yapılandırılması konusunda oldukça yeterli olduğunu düşünüyoruz. Yeniden yapılandırmaya ilişkin yasaların çıkması ve uygulanması durumunda orta ve uzun dönem için iyimser olmamazı gerektiren bir tablo ortaya çıkmaktadır. Söz konusu 15 yasa ile ifade edebileceğimiz bu yapısal dönüşüm, Dünya Bankasının geçen yıl yayınlanan Türkiye raporunda detaylı olarak önerilen çoğu değişiklikleri kapsamaktadır. ENFLASYON MÜCADELESİ NET DEĞİL Orta ve uzun döneme ilişkin net olmayan bir nokta enflasyon ile mücadeledir. Programın 12. sayfasında dalgalı kur sistemi içinde enflasyon ile mücadelenin kesintisiz ve kararlı bir biçimde sürdürüleceği belirtilmektedir. 2002 yılı için TEFE yıl sonu fiyat artışı hedefi % 16.6dır. Bildiğimiz kadarıyla bize benzeyen ülkelerde dalgalı kur sistemi içinde yüksek enflasyonu düşürebilmiş bir ülke yoktur. Enflasyon ile mücadelenin tekrar birincil önceliğimiz olduğu durumda daha farklı bir kur sistemi konuşacağımızı tahmin ediyoruz. Enflasyon ile mücadelede önemli olan noktalardan birisi güçlü bir gelirler politikası ve bunu sağlayacak olan toplumsal uzlaşmadır. 2000 yılı dezenflasyon politikasının en önemli eksikliklerinden birisi budur. Geçtiğimiz günlerde ekonomik ve sosyal konsey ile ilgili yasanın çıkarılmış olması ve yeni programda gelirler politikasına daha fazla önem verilmesi orta dönemde tekrar gündemimize gelecek enflasyon ile mücadele için olumlu gelişmelerdir. PROGRAM MEVCUT HALİYLE YETERLİ DEĞİL Kısa dönemde güven ve istikrarı sağlamada mevcut haliyle programın yeterli olmadığını düşünüyoruz. Güveni sağlayacak en önemli unsur, bu programı uygulayacak siyasi kadrolara olan inançtır. Toplumun farklı kesimlerinin ortaya koyduğu tepki bu inanç konusundaki şüpheleri ortaya koymaktadır. İstikrarın sağlanabilmesi için piyasaların işlemeye başlaması gerekmektedir. Sayın Kemal Dervişin toplantısından sonra hükümetin destek açıklamaları açıkçası yeterince ikna edici değildir. Daha önceki yazılarımızda da belirtiğimiz gib,i döviz ikamesinin çok yüksek olduğu Türkiye ekonomisinde döviz kurunda bir istikrar sağlamadan piyasaların açılması çok kolay olmayacaktır. Programlanan, kurların serbestçe dalgalanmaya devam etmesidir. Siyasi belirsizliğin olduğu bir ortamda döviz kurunda istikrarı sağlamak çok kolay olmayacaktır. Kurlar konusunda olumlu olabilecek tek nokta, dış desteğin gelmesi durumunda MBnin gerektiğinde etkin olarak müdahale edebileceğinin bilinmesidir. Yakında açıklanacak para ve maliye politikası netleşmeden öngörüde bulunmak yanlış olabilir. Fakat, mevcut haliyle programın güven ve istikrarı sağlamada riskleri bulunduğunu vurgulamak istiyoruz. Hükümette bir revizyon ve kur politikasının en azından öngörülebilir hale gelmesinin kısa dönemde güven ve istikrar için gerekli olduğunu düşünüyoruz. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||