Güncelleme: 11:57 TS 20 Nis., 2001
|
|
|
Okur yorumları
|
|
|
|
Kerem bey,
Hani deniz bitti şeklinde bir deyiş vardır. Türk siyaseti (daha doğrusu siyasetçileri) için de durum bence bu. Yüzyılların mirası olan sakat toplumsal ve de bundan doğan sakat siyasal yapımız ve elbette ki bu toplumun ve siyasetin ürünü olan siyasetçilerimiz (siyasal yelpazenin en sağdan en soluna dek tümünü kasdediyorum)için artık gerçekten deniz bitti. Ulufe dağıta dağıta, peşkeş çeke çeke denizi bitirdiler ve Türk toplumunun bu iyice kangrenleşmiş ağır hastalığına -tıbbi deyimiyle- amputasyon (hastalıklı uzvun kesilerek atılması)şart hale geldi. İşin kötüsü artık siyasetçiler de bunun farkında. Farkındaysanız iktidarı da muhalefeti de son kriz süresince hık mık etmekten başka pek bir şey yap(a)madılar. Sanırım hala yanıtlanmamış olan soru amputasyonu kimlerin ve nasıl yapacağı...
Sevgiler,
Dr. Osman Ciğeroğlu
Hükümetin alternatifi olmadığını söyleyen ecevit kendisinin alternatifi olan derviş-cem-özkan üçlüsüne destek olmak için 28 nisandaki kurultaydan önce genel başkanlıktan çekilmelidir ve desteğini bu üçlü için kullanmalıdır. en kısa zamanda da 15 yasanın çıkarılması gerekirse 15 yasanın bir paket halinde meclisten çıkarılması ülke menfaati içindir. dervişin pişirmeye çalıştığı yemeği ecevitin dökmemesi için çekilmeli. özal dan sonra ekonomiyi düzeltmeye çalışan dervişe dışardan gelen destekten sonra muhalefetinde gerekli desteği vermeli ülke yararı için kavgaları bırakmalıdırlar.
Ahmet Koşum
Kerem Bey;
Ben Ankara da oturan ODTÜ mezunu bir İnşaat Mühendisiyim.Ülkenin içinde bulunduğu durumdan dolayı herkes gibi üzerimde bir gerginlik var.Bu gün(dün,bu maili size gece 4 de atıyorum) şirketteki arkadaşlarla öğlen yemeğinde Türkiyenin 5-10 yıl sonra nasıl olabileceğini konuştuk ve inanın Afganistan ve Taliban türü varsayımlar oluştu.Toplumumuz anormal gergin ve hatta panik havasında.3-4 aydır maaş alamayıp Baraj Şantiye Şefliği yapan arkadaşlarımız var.Bütün bunların yanında Bülent Eceviti o haliyle görmek insanı tamamen demoralize ediyor.İnanın ODTÜ den ileri derecede sol tarafta bir arkadaşım bile askeri darbenin belkide iyi olabileceğini söyledi.Sizin bu yazınızda belirttiğiniz Kemal Derviş-İsmail Cem formülünün ayrıca yeni kadrolarında önünü açabileceğini ve yeni bir seçimlede hiç şüphesiz tek başına iktidara gelebileceğini düşünüyorum.Bence medyadaki sizin gibi değerli yazarlarımızın bu konuyu bir misyon olarak görüp hatta NTV kaynakları ve editörlerini yönlendirip bir kamuoyu oluşturmasındanda olumlu sonuçlar çıkabilecekdir.
Herşeye rağmen Türkiyenin şuan bile 200 milyar dolar borçla ayakta duruyor olması (Düşününki Cavit Çağlar sadece kefaleti için 5 milyon dolar verebiliyor) kaynaklarının doğru kullanılması halinde nerelere varabileceğini gösteriyor.
Bu yazınızdan dolayı Tebrik ediyorum
Haluk Cebeci
Ankara
Uzun süredir okuduğum ve düşüncelerimizi en iyi şekilde anlatan bir yazı olmuş.
Umarım bu yazıyı Sayın Ecevit ve diğer utanması gereken kişiler de okur.
Sporcular yaşlanınca jübile yapar o hala jübilesini yapamadı gitti.Dürüst bir kişi idi ama kendini kullandırıyor yanındakiler. Umarım tüm dileklerim dürüst ve dinamik kişilerin başa gelmesi.
Mesude Sarı
Öncelikle elinize sağlık. Kaynağını ve gerçeklik derecesini tam bilemediğim fakat son derece trajikomik kısa bir hikayeyi aktarmak istiyorum.(SN. Demirelin cumhurbaşkanı olduğu dönemde duymuştum) 80 öncesinde Amerikadan bir bürokrat temaslarda bulunmak üzere ülkemize gelir. Görüşmeler vs.. yapılır ve ülkesine döner. Yaklaşık 20 yıl sonra bu kez şahsi bir gezi için tekrar ülkemize geldiğinde yıllar önceki gezide tanışmış olduğu bir şahıs ile yaptığı görüşme sırasında kendisine sorulur 20 yıl aradan sonra nasıl buldunuz Türkiyeyi??. Adam cevap verir: aslında oldukça gelişmişsiniz fakat anlayamadığım bir nokta var. 20 yıl önce gelidiğimde ülkenin başında Demirel ve Ecevit vardı bugün yine aynı insanlar var. Amerikada HZ.İsa yeryüzüne inse 20 yıl ülkeyi yönetemez. Böyle bir şey nasıl oluyor???
Hep aklımın takıldığı noktayı irdeliyor hikaye: Ben 25 yaşında olmama rağmen benden 3 yaş küçük kızkardeşime akıl verirken acaba fikirlerim ona hitap edebilecek kadar modern mi diye kendimi sorgularken 40-50 yıl öncesinin ekonomik ve sosyal koşullarında eğitilmiş beyinler (ne kadar zeki ya da ne kadar iyi niyetli olursa olsun) günümüz Türkiyesini nasıl rasyonel biçimde yönetecek?? Alvin Tofflerin 18 yıl önce gördüğü Dünya son 100 yıl içinde ondan önceki 10.000 yıl içinde değiştiğinden daha fazla değişti ve önümüzdeki 10 yıl geçen 100 yıldan daha fazla değişecek(ki nitekim değişmiştir.) gerçeğini şapkalarını değiştirmeye cesareti olmayan beyinler nasıl kavrayacak?? Hele ki kendini hepimizin gayet iyi bildiği(ve bile bile kendimizi yönettirdiğimiz) ülkemizin TEMİZ ve TOPLUM ÇIKARLARI ODAKLI siyasi ortamında yaşamaya adapte etmiş temiz siyasetçi görünümlü bukalemunlar orada olmayanların ülkelerin yaşama şansı olmadığı yeni dünya ekonomisine bizi kaç asırda götürecekler.
Finans sektöründe çalışan ve özel sektörün dinamiğini yakından takip edebilen biri olarak görüyorum ki (ne mutlu ve ne acı) girişimci halkımız ve profesyonel olarak yönetilen özel sektör firmaları en acı şartlarda bile ayakta kalmayı ve üretken olmayı başarabilecek güçte. Önlerindeki tüm dahili engellere karşı her krizden yaralı da olsa çıkıp geleceğe tekrar umutla bakabilme yetisine sahip. Artık bir yandan ülkemiz üzerinde güya kötü emelleri olan batı ülkelerine ,IMFE ve onların maşası olduğunu iddia ettikleri SN.Kemal DERVİŞe lanet yağdırırken diğer taraftan bu sözde harici düşmanların bütün güçlerini birleştirseler bile ancak grip etkisi yapabilecekleri bu ülkenin içini yıllardır kan kanseri gibi kemiren ve artık yok etme noktasına gelen DAHİLİ düşmanlarımızın denklemden çıkarılmasının vakti geldi diye düşünüyorum. Halk kendilerini siyaset kelimesinden nefret eder konuma getiren siyasetçilerin yıllar süren egemenliğinden sonra iş yapmaya niyetli bir teknotratın iş başına geldiğini görerek tekrar umutlandı. Lütfen artık bu umudun da kırılmasına izin vermeyelim. Iş yapma niyeti olmayanların gözümüzü boyayarak çalışmaya hevesli insanları engellemesini önleyelim. Kendi gücümüzü kullanarak kendi geleceğimizi bizi yokedecek insanlara emanet etmeyelim
Ömer Doğan
Sayin Kerem Bey,
Yazinizi okuyunca aklima fakirin ekmegi umut ye babam ye sozu geldi. Yazdiklariniz icin tek bir dusuncem var: KESKE. Ama biz toplum olarak unutmaya cok elverisliyiz! En basitinden 80 oncesini yaratanlari ya da olaylara canak tutanlari bizzat harcananlar olaylarin bedelini odeyenler yeniden hayat opucugunu vermedi mi? Ben inanmiyorum bu krizin sorumlularin utanacagina, sorumlulugu kabullenecegine ve bir ozuru bile bu toplumdan esirgemiyecegine! Unuturuz gecer hersey! Herkes gozlerini yumsun Amerikadan getirdigimiz sihirbazimiz herseyi cozer! Dervis gelirken bitti! Bu siyasileri anlamak icin tek kitap tavsiye ediyorum: Prens. Makyavelin yuzyillar once tanimladigi taktiklerle bizi yonetiyor bu siyasiler. Sefafliktan uzak elit bir tabaka... Bunlarin arasinda Kamuran Inan, Ismail Cem gibi insanlarda disisleri gibi icerdeki olaylara ve paylasilan pastaya (halk buna genellikle deniz diyor!!hani su biten!) uzak gorevlere veriliyor.
Umut? Valla bildigim kadariyla Pandoranin kutusunda bir o kalmis! Pandorada anadoluda yattigina gore umutta bize miras :)
Fakirin ekmegi umut
Ye babam ye!!!
Nice guzel gunlere
Kerem Tufekci
Sayın Kerem Çalışkan,
Bu ülkedeki insanların bilinçlendirilmesi ve kamuoyu yaratılması hususunda sizlere çok büyük görevler düşüyor. Şu andaki yazınızla ilgili olmamakla beraber nereden buldun? yasasının irdelenmesinde büyük yarar görüyorum. Çünkü yolsuzluğa karşı tarihi ve köklü bir adım olan bu yasa mevcut siyasal yapı içinde nasıl çıktı ve nasıl iptal edildi? Bu yasanın çıkışında yer alan aktörlere ne oldu? Halka bu yasa neden yeterince anlatılamadı? Bu soruların cevabı araştırıldığında yapılan ve yapılacak olan yolsuzlukla mücadelenin ne kadar yetersiz ve samimiyetsiz olacağını göreceğiz. Bu yasa irdelendiği zaman mevcut siyasal yapının (rant dağıtımındaki gizli mutabakatın) maskesininde düşeceğini düşünüyorum.
Bugün birçok kamuda çalışmış görevlilerin lüks semtlerde lüks yaşam sürdüğünü görüyoruz. Bunları artık ülkede herkes biliyor ama hukuk geçmişte yapılmış ve bugünde yapılan yolsuzluklar için kanıt arama arayışından bunları ancak seyredebiliyor. Çok nadirende olsa sorulduğunda annelerden çıkın çıkın altınlar çıkıyor ve bizde yutuyoruz. Daha sonra bir bakıyoruz 1000 dolar alırken yakalanan memurlar çıkıyor sahneye. Hükümetler yolsuzlukla savaştaki ciddi mücadelelerini sergiliyorlar!
Sonuç olarak rüşvetin, yolsuzluğun belgesi
NEREDEN BULDUN YASASI
var idi ama bu çıkıncılar tarafından (yasayı kaldıran herkesi kastediyorum) iptal edildi.
Artık lütfen düşürelim bunların maskelerini.
Saygılarımla,
Metin Tüfekçi
Sayın Kerem Çalışkan,
Mevcut siyasetçi yapısı içinde koltuğa yapışmak deyimi çok hafif kalır düşüncesindeyim. Artık koltuk onların bir organı haline gelmiş. Bu türlü değişimler için liderlerden özveri beklemek kolunu-bacağını kes demektir. Burada parti tabanına ve parti başına geçmeyi bir görev olarak düşünen ve arkasında halk desteği olduğunu gören gerçek siyasetçilere (yalakalara değil) ihtiyaç vardır. Bu cesur değişimler gerçek siyasal partilerde olur. Bizdeki gibi siyasetin rant aracı olduğu bir ülkede rantın paylaşımı gizli bir mutabakatı sağlamıştır. Kimse rantı dağıtanı değiştirmeyi düşünmez.
Başarılarınızın devamını dilerim.
Saygılarımla,
Metin Tüfekçi
Sn. Kerem Çalışkan,
Yazınıza aynen katılıyorum. Eğer Ecevit Türkiyenin tarihinde birazda olsa iyi anılmak istiyorsa bu devri yapmalı ve Kurultayda gitmeli yerinide Dervişe bırakmalıdır.. Artık süresi dolmuştur..
Meclisin yazında tatil yapmaması, (zaten gecen sene yaptıkları 4 ay tatil inanılmaz bir lüksdü Türkiye için) ciddi bir şekilde çalışmaları gerekmektedir.. Bunları bizler görüyoruz, farkındayız da acaba onlar da görüyor mu? Yazdıklarınız cok doğru.. Boyle bir sey gerçekleşirse tekrar bir güven oluşabilir ve gelecek için umutlu olabiliriz. Böyle bir değişim kesinlikle gereklidir.
Saygılarımla.
Şahin
Kerem bey,
Bir anavatan partisi sempatizani olmama ragmen kesinlikle sizi destekliyor ve turkiye nin cikisinin bu olacagi inancini tasiyorum. İyi calismalar
Levent İdikut
Kerem Bey,
Ecevitin bayrağı Derviş-Cem ikilisine devretmesi ile ilgili makalenizin anket bölümünün sonuçları hayli ilginç.
Takdir ediyorumki okuyucularınız fikirleri size daha yakındır (benim olduğum gibi).
Aynı zamanda yazınızdan da etkilenmişlerdir.
En önemlisi de geneli temsil etmedikleri muhtemeldir.
Fakat temsil ettikleri daha dinamik toplum kesimi ve fikir önderleri açısından bakıldığında, sonuçlar bir
hayli önemlidir diye düşünüyorum.
Bence, %92 civarında bir oyun ismi zikredilen ikiliye verilmesi, Türkiyenin gitmesi gereken yolu gösteriyor.
Lütfen bu sonuçları hem Eceviti incitmeyecek hem de bu ivmenin duyulmasını sağlayacak şekilde hem
kamuoyu hem de ilgililerle paylaşır mısınız.
Saygılarımla,
Hulki Okan Tabak
Elinize sağlık Kerem Bey
Bu dediklerinizi önüme gelene yüksek sesle söylüyorum. Ama istediğim Ankaranın sağırlarına ve daha da önemlisi yüzlerce senedir CAHiL bırakılmış halkıma bunu haykırmak. Sesiniz bana çok net geliyor, fakat üzülerek görüyorum halka ve onu *çok* iyi temsil eden temsilcilerine ulaşmıyor.
saygılarımla,
Orkun ALTINAY
Sayin Caliskan,
Ecevit in Istafasi hakkinda ki dusuncenize katilmamak elde degil.Ancak bu gorevden ayrilma cok hassas ayarlanmasi gereken bir manevra olmalidir.Bu bakimdan Sayin Dervisin DSP baskanligi bir cok bakimdan sakincali olacaktir.Birincisi kendisi Milletvekili olmadigindan Basbakanlik yapamaz.Ikincisi O bir teknisyendir islerine zaman ayiramaz.Ucuncusu,Partici degil parti ve Teskilatlari ogrenmek icin ayrica zaman kaybetmek zorunda.
Benim cozum onerim su;Ecevit Moral destegini DSP ve Hukumetten cekmeden Parti baskanligi ve Basbakanliktan yerine Ismail Cemi aday gostererek Istifa etmelidir. Ismail Cem temiz ve deneyimli bir Politikacidir.Avrupa ve Amerika dada taninan saygin bir kisiligi vardir.
Burada dikkat edilmesi gereken Husamettin Ozkan dir. Zira saniyorum Ecevitsiz kalmak zati sahanelerine pek yarar saglamayacaktir. Bu bakimdan bence DSP kongresi oncesi etkisiz hale getirilmesi sarttir.Tabi bu durumda ortaya bir Dis Isleri Bakani bulma sorunu cikacaktir ki asilabilir kanisindayim.
Saygilarimla.
F.Korkmaz Perk
EYVALLAH KEREM !
Türkiyenin yakın geleceğini en iyi görebilen vizyonunla,sana katılacak 18-45 yaş arası en büyük nüfusa sahip kitlenin sözcülüğünü yaptığın için seni kutluyorum!
Murat Göktekin,30,işadamı
SAYIN YAZAR
Yazdıklarınız çok ama çok doğru.Sayın ECEVİT kongrede bayrağı İSMAİL CEM-KEMAL DERVİŞ ikilisine devretmeli.
Hem ülke için hem de kendi sağlığı için son derece yararlı bir davranış olacaktır.
Bunun ötesinde algıladığım bir konu da şu:
BANA GÖRE SAYIN KEMAL DERVİŞ TOMBALADAN ÇIKMADI. BİRİLERİ ONU TÜRKİYEYE GÖNDERDİ.
BİLMEM YANILIYORMUYUMMMMMMMMM.
SAYGILARIMLA.
Arif Ziğindere
Kimsenin söylemeye cesaret edemediğini söylediniz! Herkesin içinden geçirdiği ama açıkça söyleyemediği düşünceleri dile getirmişsiniz.
Uzun zamandır okuduğum en aklı başında makale. Çok iyi bir durum değerlendirmesi yapmışsınız.Ama Ecevitin başbakanlıktan ayrılmasıyla koalisyonun durumunun ne olacağı konusu havada kalmış.Yeni yapılanmada;
1-DSP nin başına İsmail Cemin ya da Sn.Dervişin geçmesiyle koalisyon hükümetinin yeni dengeleri nasıl kurulabilir?
2-Yeni liderin başbakanlığını Bahçeli ve Yılmaz kabullenebilir mi?
3-Yoksa yeni hükümet Bahçeli Başbakanlığında mı oluşur?
4-Hükümet değişimi sırasında muhalefetin erken seçim isteklerine direnilebilir mi?
Bu konulardaki yorumlarınızı bizimle paylaşırsanız sevinirim,
Çalışmalarınızda basarılar dilerim.
Turgay Sağlam |
|