|
|
DÖVİZ KURLARI HIZLA DEĞERLENDİ... 22 Şubatta alınan kararla kurlar serbest dalgalanmaya bırakıldı. Merkez Bankası kurun dengesine karışmayacak, kur serbest piyasada arz ve talep ile gengelenecekti. IMF ile daha önce üzerinde anlaşılan paket kurun hedeflenen değerde tutulmasıydı. Merkez Bankası aylık kur artışını sabitlemişti. Bu sisteme kur çıpası deniyordu. Kur çıpası dövize panik ataklar başlayınca demir taradı çünkü Merkez Bankası yaklaşık 28 milyar dolara ulaşan döviz rezervlerini talebi karşılamak için piyasaya satmaya başladı. Bankaların açık pozisyonlarını kapatmak için yarattıkları talebe, kısa vadeli sımsıcak yabancı sermaye baskısı da eklendi ve Merkezin rezervleri hızla erimeye başladı. Kura atakları bankacılık kesiminin içine düştüğü ödemeler sistemi krizi de tetikledi. Merkez Bankasının kur talebinin önünde duramayacak olması, 22 Şubat karlarının getirdi. Merkezin geri çekilmesiyle piyasada arz ve talep dengesiyle fiyatlanan döviz kurları çok hızlı değerlendi. 45 günde Amerikan dolarının lira karşısında değer artışı yüzde 80i aştı. DÖVİZE AŞIRI TALEP... Bankaların döviz borçlarına karşılık piyasada döviz alıcısı durumunda kaldılar. Kur çıpası nedeniyle kurların artışının enflasyonun altında kalması liranın değerlenmesine neden olmuştu. Bu değer artışı 22 Şubatta yüzde 30 civarında tahmin ediliyordu. Serbest dalgalanan kurlarla bu boşluğun dolacağı tahmin edilirken kura gelen aşırı talep yüzde 30un çok üzerinde değer kaybına neden oldu. Bu aşırı talep 2000 yılında cari açığın tahminlerin üzerine çıkması, kısa vadeli yabancı sermayenin finansal sistemde çok yer tutması ve finansal sistemin ödemeler sistemi krizi ile likidite ihtiyacında olmasından kaynaklandı. Özellikle kamu bankalarının açıklarının finansmanı için yaratılan liralar piyasaya girdikçe kurlarda yukarı doğru hareket etmeye devam etti. Piyasa güvensizlik ve korku ile liradan uzaklaşmaya çalışırken Merkez Bankasının rezervleri 9.5 milyar dolar eridi ve liranın değer kaybı yüzde 80lere dayandı. Açık piyasa işlemleri ile piyasaya giren 8 milyar dolara karşılık dolar kuruda 1,300,000 lira sınırına yükseldi. Aşırı döviz talebinin, sistem ihtiyacı kadar, yüksek enflasyon beklentisi ile alınan spekülatif bir pozisyon görünümü de var. TURİZMDE CANLANMA... Kış sezonu olmasına rağmen, doluluk oranları bu sene turizm gelirleri için umut vaadediyor. Turizmciler yaz sezonuna yönelik rezarvasyonlar nedeniyle doluluk oranlarının 15 Eylüle kadar yüzde 90-95 seviyesinde seyredeceğini belirtiyor. Yaz sezonuna yönelik doluluk oranları aynı zamanda fiyatları yukarı çekiyor. Türkiye canlı bir 2001 turizm sezonu bekliyor. Turizm gelirlerinin rakamlarda görülmeye başlaması ile cari denge daha rahatlayacak. Liranın hızlı değer kaybı ile iyice daralan dış ticaret açığı turizm gelirleri ile döviz kurları üzerindeki baskıyı rahatlatacak. HAZİRAN KRİTİK... Hazinenin içi borç geri ödemelerinde Haziran ayı yüklü itfa programı ile (9.2 katrilyon lira) dikkat çekiyor. Son gelişmeler arkasından Hazine yıllık bileşik yüzde 150 faizle çok kısa vadede borçlanabiliyor. Bu son derece sağlıksız yapının uzun süre sürdürülmesi mümkün değil. Nisan ayı sonunda IMF ile uzlaşma sağlanıp Mayıs ayında dış kaynaklar cezbedilmezse Haziran ayında Hazine geri ödemelerinde çok zorlanabilir. İyimser senaryo bize önümüzdeki 45 günde IMF ile uzlaşılan program ve siyasi tansiyonun düşürülmesi ile yabancı sermaye hareketlerinin tekrar kaynak yaratacağını düşündürüyor. Canlanan turizm de bu görünümü destekliyor. Kötümser senaryo ise Haziran ayında Hazinenin borç ödemelerinde zorlanacağını, bütçenin finansmanı için ya borç geri ödemelerinin yeniden yapılandırılacağı ya da para basılıcağı beklentisi üzerine kuruluyor. Bu kadar kritik bir 45 gün için nefesleri tutup el birliği ile hareket etmemiz gerekiyor. Sokaklara dalga dalga taşan eylemlerin artık provokasyondan uzaklaşıp bu gerçeği görmesi gerekir. BORSAYA DİKKAT... Kur ve faiz dengesizliği bono ve tahvil yatırımlarının riskini artırıyor ama hisse senetlerine çok dikkat etmek gerekir. Mali yapısı kuvvetli ve işlem hacmi yüksek olan hisse senetlerinde piyasa oluşmaya başladı. Şirket değerlerinin tarihi düşük seviyelerinde olduğunu düşünürsek, iyimser senaryoda kuvvetli bir borsa yükselişi yaşanacaktır. Yatırımcılar, özellikle IMKB-100 endeksinin 8,700 puan seviyesinin üzerine taşınması ile, hisse senedine yönelmeye başlayabilir. Piyasada satıcıların zayıfladığı gözleniyor. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||