|
Sıkı bir Fenerbahçeli ve iyi bir izleyici olmanın ötesinde futbolun teknik yönünden pek de anlamıyorum, (bir Türk olarak bu bir utanç vesilesiydi) ama, finans sektöründe, ekonomi ve şirket analizi konusunda bir şeyler yapmaya çalışmıştım. Bu konudan da biraz anladığımı düşünüyordum. O KADAR KOLAY MI? NTVdeki sunucu arkadaşımız, tam hatırlamıyorum ifadesini ama şirketleşen futbol kulüplerinin borsadan çok büyük gelir kaynakları elde ettiğini söylüyordu. Bu konu yıllardır sakız gibi insanların ağzında. Sermaye piyasalarını, borsada oynuyorum, tüyon var mı, bu kağıt en az 150.000 lira eder, direnci kırdı mı 40,000e kadar yolu var ve benzeri geyik muhabbeti düzeyine indiren, ve ortak olduğu şirketin ne iş yaptığını bilmeyen bir milletin fertleri olarak, bu konunun da son derece basit olduğunu düşünmek doğal tabii. BAŞKANIN BORÇ KALEMLERİ DE DAHİL Şirketleşme konusunda, Fenerbahçe ve Galatasarayın girişimleri olduğunu biliyoruz. Galatasaray, Avrupadaki başarıları arkasında son derece kötü bir gelir tablosu ve bilanço saklarken; Fenerbahçe, gelir tablosuna olmasa da, bilançosunun pasiflerine başkanlara borç kalemini eklemek konusunda son derece yetkin. Fenerbahçe, Ali Şen Başkan, Fenerbahçe Şampiyon sloganını şirketleşmede de gerçekleştirme çabasındayken, kongre üyelerimiz buna onay vermeyince karizmatik başkanımız bizi bırakıp gitti. HALKA ARZIN FUTBOLA KATKISI... Galatasarayın da kısa vadeli sorunlara çözüm bulma konusunda bir girişimi oldu, Sportif A.Ş. diye bir şirket kurup buna gelir kaynaklarının bir kısmını devretme ve bu şirketin belli bir kısmını bir yabancı yatırımcı kuruluşa satma şeklinde. Tabii, bütün bunların yanısıra, ANAP destekli bir yardım organizasyonu da sözkonusu. Bugünkü yazımda, halka açılma ne demektir, şirketlere ve ortaklarına katkıları nelerdir, önümüzdeki duran örnekte, yani spor kulüplerinde ne gibi faydaları olabilir, bu konulardan bahsetmek istiyorum. En sonda söylemem gerekeni en başta söyleyeceğim : Eğer kafalar değişmezse, halka açılmanın şirketlere en ufak faydası olmaz. Halka açılma, bir kerelik bir fon yaratır, hissenizin belli kısmını ya halka ya da stratejik ortağa satarsınız, parayı alır borçları kapatırsınız. Bu satış iki türlüdür, para ya asıl ortağa kalır, ya da halka arz edilen şirket bünyesinde. Bundan sonra kötü yönetim devam ederse, şirket hisselerinizin hiçbir değeri kalmayabilir. KORİDORDA İNGİLİZCE ÖĞRENMEK Stratejik ortağa sattığınız takdirde, onun yönetimde hak sahibi olmasını kabul edeceksiniz demektir, kimse parayı verip, düdüğü başkasına çaldırmak istemez. Galatasaray hisselerine talip olan AIG grubunun amacı Galatasaray hisselerini alıp, şirketi belli bir seviyeye getirdikten sonra, şirket gelirleri ve karlılığına paralel piyasa değerinin artmasıyla kar elde etmektir. İkinci bir proje ise, yeni kurulacak stadın bir gayrımenkul yatırım ortaklığı projesi çerçevesinde hissedarlar aracılığıyla finansmanını sağlamaktır. Eğer, Galatasaray yönetimi kendi başına bu projeleri gerçekleştirip, gelirlerini ve karlılığını artırmayı başarabilse, bu hisselerin değer artışından doğacak karı kendisi elde etmek isteyecektir. Ancak Galatasarayın amacı, hem kısa vadeli finansal sorunları çözmek, hem de biz yapamıyoruz, siz düzeltin diyerek, klübe çeki düzen verilmesini sağlamaktır. Kurulacak şirketin başına Fatih Terimin, namı diğer imparatorumuzun, geçirilmesine gelince, benim de naçizane görüşüm, nasıl futbol bir ilimse, şirket yönetimi de aynı şekildedir, koridorda İngilizce öğrenmeye pek benzemez. ŞEFFAFLIK VE VERGİ ÖDEMEK DE VAR Halka açılmanın iki türlüsünde de, şirkete sürekli bir gelir kaynağı yoktur, diyelim Sportif A.Ş.nin büyük ortağı Galatasaray Klubü, ve hisselerin değeri giderek artıyor, bunun klube bir faydası olmaz, gelir ancak mevcut hisselerinin bir kısmını daha borsada, ya da yurtdışında satmaktan geçer. Asıl gelir kaynağı halka açılan şirketin karlı hale gelmesi sonucu onun temettü dağıtımı yoluyladır. Yani şirketin kar eder hale gelmesiyledir. Halka açık veya değil, bir şirket eğer iyi yönetiliyorsa, hem gelir kaynakları artıyor, hem kar ediyor, hem yatırım yapıyor ve faaliyetlerinin gelişerek devam etmesini sağlıyordur. Halka açılmanın artıları, uzun vadeli finansman sağlama, şeffaflığı ve denetimi artırmadan geçer. Elbetteki halka açılma olumlu ve gereklidir, ama tek başına herşeyin çözümü değildir. Üstelik halka açıldıktan sonra hem gelirlerinizi, hem de giderlerinizi tam olarak göstermek durumundasınızdır. Bu sayede devletimiz de futbolculardan biraz vergi alabilecektir. DÜNYADAN BAZI ÖRNEKLER Şirketleşmelerde dünyada başarılı ve başarısız olmuş birçok örnek mevcut. Biz en başarılı olan Manchester United örneğini ele alalım. Şirketin son üç yıllık gelir tablosu ve bilanço özeti aşağıdaki tabloda. |
||||
Görüldüğü gibi şirket finansal performansını giderek artırıyor, neredeyse 200 milyon dolara varan gelirlerinin yaklaşık üçte biri maç gelirlerinden gelirken, dörtte biri televizyon yayın gelirlerinden, beşte biri ise forma satışları ve takımla ilgili diğer ürün satış gelirlerinden oluşuyor. Bizim takımlarımızın maç bileti satışlarından elde ettiği gelir yaklaşık yarım milyon dolar, o da Galatasaray bu sene İstanbulda 27 maç yapmış, onun sonucunda. Bu alanda çok geriyiz. TV gelirleri ise 17-18 milyon dolar, eh idare eder, ama diğer gelirlerde de çok çok gerideyiz. |
||||
Manchester Unitedın piyasa değeri ise 1.5 milyar doların üstünde. Özellikle, bu yıl başından bu yana hisse senetleri yaklaşık iki katına yükselmiş durumda. Bunun da sebebi, klubün Internet ve mobil telefon alanıyla ilgili çeşitli girişimleri, sizin anlayacağınız, yeni ekonomiye girmiş olması. Dünyanın ikinci büyük GSM operatörü Vodafone-Airtouch kluple dört yıllık, 30 milyon pound değerinde bir anlaşma imzaladı. 3.1 MİLYAR DOLARIN SIRRI Ingilterede futbol şirketlerine olan ilgi bununla da sınırlı kalmıyor. NTL adlı bir İngiliz kablo TV kuruluşu Newcastle Uniteda 258 milyon dolar teklif yaparken, Granada adlı bir eğlence ve turizm şirketleri grubu da Liverpoolun yüzde 10 hissesine 34 milyon dolar ödedi. Bu hisselere ilginin sebebi ise belki de, İngiltere Premier Liginin üç yıllık yayın haklarının satış ihalesinde ulaşılması beklenen 3.1 milyar dolarlık bedelde gizli. İyi yönetilen şirketler, gelirlerini çeşitlendiriyor, maliyetlerini kontrol ederek, isim haklarının değerini artırıyorlar. Yeni ekonominin tüm gereklerine uyuyor, medya, telekomünikasyon, internet alanında sponsorlar buluyor ve yeni yatırımlar yapıyorlar. Bizde ise, kulüp yöneticileri, çok başarılı olmuş futbol kulüplerini, finansal başarısızlıklarını aşabilmek için boyunlarına kadar siyasetin içerisine batıyorlar, milletvekillerini maça götürüp, parti grup toplantılarına katılıyor ve destek talep ediyorlar. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||