| |
|
|
Senelerdir konuşulur; bazıları sahici bir devrim için, bazıları renk olsun diye, kimi de iş olsun diye Anadolu takımlarına ilişkin bir “umuttan” bahseder. Her sene pırıltı gösteren birkaç takım seçilir, televizyonlardaki spor programlarında o hafta aldıkları sonuçlara göre birkaç cümlelik yer hak ederler. Bu birkaç cümleyi lütfedenler de, ya vizyon sahibi adam ya da “aykırı yorumcu” rütbesini alır. Fakat, beklenen büyük patlama bir türlü olmaz. Her sene fillerin boğazında bir veya birkaç karınca tutunmaya çalışır ve hep beraber bağırmaya başlarız; “Boğ onu boğ onu...” Görünen o ki, bu senenin karıncası da Gaziantep olacak. Gaziantep’in, filleri tepeleyemese bile yollarını etkileyeceği kesin. Önümüzdeki haftalarda Anadolu’ya kalan tek heyecan da bu...
Bu haftanın heyecanı veya karıncası ise, Çarşamba günü Kayseri’de Fenerbahçe ile Kupa finalini oynayacak Gençlerbirliği. Gençlerbirliği, son yıllarda Anadolu karıncası olarak sık gündeme gelen bir takım oldu. Ligin birinci yarısına girişi, özellikle fillere attığı çelmelerle epey kendisinden bahsettirdi. Sonra ne oldu; önce Teknik Direktör Samet Aybaba fil terbiyeciliğine özenip televizyon programlarının aranan konuğu olmayı becerdi, sonra parlayan bütün futbolcular için önce köşe yazarları, sonra büyük takımların yöneticileri (fil sahipleri), en sonunda da tribünler “ayartma” operasyonlarına başladılar. Örneğin, Ümit Karan, Galatasaray-Gençlerbirliği maçı öncesinde Ali Sami Yen tribünleri önünde yumruk şov yapmaktan çekinmedi. En kolay ayartılan ve en kolay kışkırtılan toplumun birer ferdi olmakla malul genç futbolcular da ligi çok erken bitiriverdiler. Allah Anadolu takımı topçusunu erken keşfedilmekten korusun.
Gençlerbirliği geçtiğimiz hafta yedi maçlık mağlubiyet serisini “elle düzeltilen” bir topla noktaladı. “Hükümet istifa” sloganlarıyla başlayan maçta “Kupayı götürecek” bir takım görüntüsü vermese bile bir baskı kurmayı becerdi, özellikle ikinci yarı haftalardan sonra maçı rakip kalenin önüne yıkma becerisini gösterdi. Ama aynı becerinin topa karşı olduğunu söylemek epey zor. Seri yenilgi haftalarında isyan eden tribünlerin “Bu takım kupayı nasıl alacak” sloganlarına neden olan bir seri hata/eksik bu maçta da sahadaydı. Fakat, transferini kafasında bitirmiş genç yetenekler, yerini garantilemiş hatta yeni hocayı bile ayarlamış yabancılar (özellikle Thomas), ekstra bir gayreti göstermekte cimri eskiler ve taburesini tekmelemiş teknik direktör ve iddiasını kaybetmiş yönetim için kalan tek motivasyon sezonu kalıcı bir izle bitirmek. Gaziantep’le birlikte sezonun genç karıncası olmak. Takımın ve taraftarın tek güvencesi de bu... Çünkü, bunu seviyorlar... |
|
