|
|
Hem piyasaların, hem de halkın, ülkenin bu denli kötü yönetildiği bir ortamda güvenebilecekleri bir sese, bir yönlendiriciye ihtiyaç duydukları kuşku götürmez. Çarşamba Dervişin öncelikle yapması gereken belirsizlikleri azaltmaktır. Bütçe çerçevesi ve makroekonomik hedefler konusunda daha belirgin rakamları, yazılı bir açıklamadan değil, bizzat Dervişin ağzından duymak önemli bir ön adım olur. Keza, başta kamu bankalarının yeniden yapılandırılması olmak üzere hedeflenen yapısal reformların hangi zaman dilimi içinde yasalaştırılacağı da duyurulmalıdır. BANKALAR AÇIKLANMALI Kamuoyu, hala mevcut özel bankalar içinde hangilerinin krizlere rağmen sağlam kalabildiğini de bilememektedir. Birer birer tasfiye metodu olsa olsa dedikodu, spekülasyon ağını genişletmektedir. Şu anki şartlar altında bir başka bankaya el konulup, konulmayacağı bir kez daha vurgulanmalıdır. Bankaların elindeki devlet tahvillerinin bir bölümünün gönüllü olarak döviz ya da dövize endeksli tahviller ile değiştirilip, değiştirilmeyeceği de bir başka merak konusu. Böyle gönüllü, müzakereye dayanan bir değiş tokuşun iki tarafı da rahatlatacağını daha önce de yazmıştım. Meselenin uzamasının sebebi, sonuca ulaşmanın ciddi bir koordinasyon gerektirmesi olabilir. Ancak gerekli çalışmaları tamamlayıp, sistemdeki açık pozisyon yükünü azaltmanın ödülü doların yükseliş trendine çekilen bir engel olarak ortaya çıkabilir. DALGALI DEĞİL SERBEST Merkez Bankasının döviz ihaleleri ile başlattığı yeni kur politikasının dalgalıdan çok serbest düşüşü andırdığı pek de haksız olmayan bir eleştiri. Faizleri arttırmayan, bol, ucuz TL politikasını sürdüren, buna karşın her gün çok sınırlı ölçüde döviz satan Merkez Bankası adeta kendi bastığı parayı gücünün el verdiği kadar savunmaktan sakınmakta. Bu politikanın ana gerekçesi rezervlerimizi koruma kaygısı olmalı. Ama akla şu sorular geliyor: IMF tavsiyelerine uyup rezervlerimizi böyle günler, krizler kullanmayacaksak niye baştan bu kadar büyüttük? Ayrıca mevcut kur politikası ve ekonomik, siyasi yönetim hatalarıyla da rezervlerimiz erimiyor mu? ELLER CEBE Mİ? Dervişin yukarıdaki konularda somut açıklamalar yapması rahatlatıcı olabilir ama iş maalesef yine dönüp dolaşıp paraya düğümleniyor. IMF 6 milyarlık yardımını öne çekecek mi? G-7 ülkeleri ellerini bizim için ceplerine atacaklar mı? Atsalar bile, ne hızla? Amerikanın bu sıralar kendi NASDAQı ve Çinle daha meşgul olduğunu gördüğümüzden, geçen hafta Almanyayı umutlarımızın ana kaynağı haline soktuk ama bu gerçekçi mi? Cevaplarını Çarsamba alacağız ama beklentileri bu denli yükselttikten sonra Derviş kesin bir rakam ve zamanlama telaffuz edemezse bir stratejik hata daha yapmış olur. Uluslararası destek yanında, Demirbankın yarışan gruplardan hangisine, kaça satıldığını planlanandan erken açıklamak da moralleri bir nebze düzeltebilir. ALİ KIRCANIN ANKETİ Ancak geçen haftanın en çarpıcı gerçeği sokaklardaki protestolardır. Bir, iki kredi faizi indirmekle sindirilemeyecek bir tepkidir bu. Ali Kırcanın kamuoyuna duyurduğu bir ankete göre bu hükümetten memnun olanların yüzdesi 1dir. Elbette bu sadece bir ankettir ve bilimselliğinden çok sembolik anlamı var. Ama ister anketlere bakın, ister sokakları dinleyin: Arabayı bir değil iki kez devirenlerle yola devam etmek sağlıklı değildir, gerçekçi değildir, dünya kamuoyu gözünde güven uyandırıcı değildir. Alternatifi yok iddialarına verilecek en net tepki ise bu noktalara da alternatifsiz hükümet, alternatifsiz program yanılmaları ile geldiğimizdir. Gerçek demokrasilerde çarelerin tükenmemesinin nedeni alternatiflerin bastırılmasından değil hürce tartışılmasındandır. Hatalıların, halkın gözünde güven kaybetmişlerin senelerce iktidarda kalmakta ısrar etmek yerine çekilme erdemini gösterebilmelerindendir. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||