Home page
Haber Menüsü


 
Programın süresi seçim tarihini gösterecek
 
Programın, nihayet, önümüzdeki Çarşamba günü açıklanması bekleniyor. Yakalanacak başarı, siyasetin geleceğiyle yakından ilgili. Başarı sadece hükümeti değil, muhalefeti de rahatlatacak.
 
Şükrü Küçükşahin
NTV-MSNBC
 
9 Nisan—  Ekonomik programın, nihayet, önümüzdeki Çarşamba günü açıklanması bekleniyor. Programın başarısı, siyasetin geleceğiyle yakından ilgili. Başarı sadece hükümeti değil, muhalefeti de rahatlatacak. Bu işin muhalefetle ilgisi ne, demeyin. Çünkü, toplum suçu artık bütün siyasete mal etmiş durumda. Aslında çok da haksız bir yargı değil.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Nedeni konusunda kısa bir anımsatma yapalım: Bu ülke 1994 yılında derin bir kriz yaşadı. İktidarda DYP-SHP/CHP koalisyonu vardı. Enflasyon yüzde 150’ye tırmandırıldı. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in, “Biz iktidara geldiğimizde enflasyon yüzde 150’ydi” lafına da kimse inanmıyor. Çünkü, herkes anımsıyor ki, enflasyonu bu yüksekliğe getiren de Çiller’in liderliğindeki koalisyondu. Sonra 28 Şubat krizi geldi.
       Bu kez hükümette, RP(Bugün FP) ile DYP hükümeti vardı. Şimdi bu iki parti yaşanan süreç konusunda, sadece karşı tarafta yer alanları suçlayarak, kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Ama, toplum bunu da yemiyor.
       Bugün olduğu gibi, suçlu suçsuz aramıyor; sadece siyasetin olmadık yerde, ortaya bir kriz çıkardığını düşünüyor. Çünkü krizi en derinden hisseden toplumun kendisiydi. Sonuncu iki büyük kriz ise DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde geldi. Artık sokaklar konuşmaya başladı. Bu krizle birlikte, önceki krizlerle hiçbir ilgisi olmayan MHP de diğer partilerin safına düşmüş oldu.
       Böylece ülkede kriz yaşanırken, büyük partiler arasında iktidarda olmayan bir tane bile kalmadı. Yani bu ülke, bu toplum neredeyse 10 yıldır kriz içinde yaşıyor ve krizin bedelini en ağır şekilde ödüyor; işsiz kalarak, parasını kaybederek, işyerine kilit vurarak... Ama krizi yaratanlar ise hiçbir bedel ödemiyor. Bunun faturası da bütün siyasete çıkıyor.
       
İKTİDAR MUHALEFET FARK ETMİYOR
       Bundan 10 gün önce DYP Genel Başkanı Çiller, İstanbul’da esnafı ziyaret etti; ıslıklandı. Ondan birkaç gün sonra Kapalıçarşı’ya giden FP Genel Başkanı Recia Kutan da büyük tepki aldı.
       Düşünebiliyor musunuz, Türkiye cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizini yaşarken, muhalefet partileri bile sokağa çıkamıyor. Çünkü, siyasetin güçsüz belleğine karşın, toplum yaşadıklarını öyle kolay kolay unutmuyor, fatura tüm siyasete kesiliyor. Bu durum demokrasi açısından iki ucu keskin bir bıçak.
       Eğer Türkiye ve Türk siyaseti bu tepkileri doğru algılarsa demokrasi kazanır; ama yine eski tas eski hamam devam edecekse korkmak gerek. Bu nedenle Türkiye değişmeli, dönüşmeli.
       Dibe vuran siyaset, toplumdan dışlanmak üzere. Kimin muhalefet, kimin iktidar olduğu artık hiçbir önem taşımıyor. Meclis’in bu gerçeği, sanki gördüğü yönünde işaretler var. Meclis, her zamankinden daha kararlı ve süratli çalıştı. Yasalar peş peşe çıktı. Üstelik, muhalefet de durumun ne kadar vahim olduğunu fark etmişti. Bu temponun sürmesi gerek.
       Meclis’in çalışması, ülkede morallerin yükselmesine neden olacaktır. Meclis, geleceğe umutla bakılmasını sağlamak istiyorsa, hızlı ve verimli çalışırken, siyasi partiler ve seçim yasalarını da gelişmiş ülkelerde gibi demokrasiyi daha da güçlendirici hale getirmeli. Bu düzenlemelerin de zamanı gelmeli.
       
MİLLİ MUTABAKAT VE YENİ PROGRAM
       Kemal Derviş tarafından açıklanması beklenen programın, sadece ekonomik boyutuna değil, siyasi boyutuna da bakmak gerek. Programın süresi seçim takvimini de ortaya koyacak gibi. Bu konuda siyaset çevrelerinde konuşulan senaryoları aktarmak istiyorum.
       Birinci senaryoya göre, programın süresi iki yıl olacak ve mevcut hükümet işe devam edecek. Ancak, hükümette kabine revizyonu yapılma olasılığı yüksek. Yani bu senaryoya göre, programın ardından kabine değişikliği söz konusu.
       Programın süresinin üç yıl olması halinde ise durum daha farklı: Hükümet, seçime gitmeden, üç yıl daha dayanmakta güçlük çekeceğinden en azından DYP hükümete çekilecek. Buna FP’nin ilave edilmesi bile düşünülebilir, yani milli mutabakat hükümeti kurulabilir.
       Milli mutabakat hükümeti kurulması halinde kabine değişikliği zorunluluk haline geliyor. Ancak, beş parti arasında uzlaşma zor ve zaman alacağından, uzlaşmanın uzun ömürlü olması için, kabine 20-25 bakandan oluşacak. Yine de şunu anımsatmakta yarar var: Bütün bu senaryoların başarılı olup olmamasının en önemli koşulu, devletin küçültülmesi, şeffaflığın sağlanması ve kamuda verimliliğin artırılmasıdır.
       Bakalım yeni anlayışta, tasarruf denince akla,yine sadece kamu araçları mı (Bu tasarruf artık zorunlu hale geldi. Çünkü toplum, artık siyah plakalı kamu araçlarını saltanat kayıkları gibi görüyor.) gelecek; yoksa, yılda 800’er milyon dolar zarar eden Demiryolları ile yeni özelleştirilmekte olan İsdemir gibi kamu kuruluşları mı gelecek?
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları