| Hyoryu Gai
| |
Kırk yaşındaki Miike, uzun metrajlı kurmaca filmler çekmeye 1995 yılında başladı, ama ilk uzun metrajlı filmi Shinjuku Kuro Shakai / Chinese Triad Society / Çin Mafyasından beri aradaki farkı telafi etmeye çalışıyor. Japon sinemasında Takeshi Kitanodan sonra gelen kuşağın en önemli yönetmeni sayılan Takashi Miike, yeni tür bir sinemanın en ilginç önderlerinden biri olarak 1995ten beri 20den fazla proje gerçekleştirdi. Bunların arasında hem uzun metrajlı kurmaca filmler, hem de TV filmleri var.
1960 yılında Osakada doğan Miike, İmamura Shoheinin kurduğu ve başında bulunduğu Japon Görsel Sanatlar Akademisinde eğitim gördü. Sonra da onun birinci asistanı olarak Zegen (1987) ve Kuroi Ame / Black Rain / Siyah Yağmurda (1989) çalıştı. Asistanlığını yaptığı diğer önemli yönetmenler, Onchi Hideo ve Kuroki Kazuordur. Üretken bir müzik videosu ve TV yönetmeni olarak 1990ların ilk yarısını doğrudan doğruya video pazarı için çekilen projeler üzerinde çalışmakla geçirdi. Böylece kısıtlı bir takvimle ucuza malolacak filmler yapmayı öğrendi. 1995te de, polis prosedürleri, zevkli sodomi ve Japon yeraltı dünyasında ırklararası politika üzerine müstehcen bir deneme olan Çin Mafyasını yönetmeye davet edildi. Bu çalışması için Japonya Sinema Yapımcıları Birliği ona bir En İyi Yönetmen adaylığı vererek Miikeyi para eden, aranan bir isim haline getirdi.
|
|
| Hanzaisha
| |
Takashi Miike, o günden beri yılda en az iki, çoğunlukla 3-5 tane olmak üzere, her biri yaratıcı, açıkça sapkın ve son derece eğlendirici filmler yaptı. Son yıllarda Kuzey Amerika ve Avrupada bazı festivaller onun filmlerini göstermeye başladı. Miike, önce Vancouverde, sonra da Rotterdam Film Festivalinde üç filmi birden oynayan ilk yönetmen oldu. Miikenin en büyük özelliği, sipariş üzerine çektiği janr filmlerine bile değişik bir yan katabilmesinde. Biçim, ritm ve dokuyla oynayarak; karakterlerin cinsel patolojilerini ima ederek, standart ve sıradan bir siparişten bile kendi filmini yaratıyor. Geleneklerden uzaklaşmaktan da, tepki görmekten de korkmuyor.
Miike için senaryo sadece bir çıkış noktası. Senaryodan yola çıkarak sette, ekibinin de katkısıyla, hikayeyi yeniden yoğurarak filmini yaratıyor. Aşırılığa varan konuları daha da uç noktalara götürmekten çekinmiyor. Ona göre, herkesin barış içinde yaşaması yolundaki bir arzu, hayalden ibaret. Buna karşılık şiddete duyulan özlem, yadsınamaz bir gerçek olduğu için, bunun ortaya vurulmasına izin vermek, bastırmaya çalışmaktan çok daha sağlıklı. Benim filmlerimde, diyor Miike, insanlar canavar ya da vahşi hayvanlar gibi. Şiddetleri aşırı, ama hiç değilse dürüstçe.
Takashi Miike, şu anda Japon film endüstrisinin en aranan yönetmeni. Ona muhteşem bir yeni yetenek, adi madenden farksız janr malzemesini alarak onu yetişkinler için stilize, karanlık fanteziler şeklinde, altına çeviren yönetmen diyorlar. Miike, tıpkı daha önce Festivalde küçük bir toplu gösterisini izlediğimiz Takeshi Kitano gibi, Japonyanın dünya sinemasına hediye ettiği uluslararası bir kült kahraman olma potansiyelini taşıyor. Bu ilginç yönetmen için dünya üzerinde düzenlenen ilk toplu gösteriyi Uluslar arası İstanbul Film Festivali gerçekleştiriyor.
|
|