Home page
Haber Menüsü


 
Türk Lirası yatırımları daha cazip hale gelmeli
 
Açıklanacak ekonomik program sermaye girişiyle desteklenirse kurlarda göreli bir istikrar sağlamak mümkün olabilir. Yüksek faizin de ekonomiye zararı açıktır fakat sermaye girişi gerçekleşene kadar Türkiye’nin kötünün iyisini tercih etmek zorunda.
 
Erhan Aslanoğlu
 
6 Nisan—  Ekonomik ve politik istikrarsızlığın yaşandığı ekonomilerde hem döviz kuru hem de faizler yukarı doğru hareket eder. Türkiye ekonomisinde ciddi boyutta bir ekonomik istikrarsızlık yaşıyoruz. Politik istikrar konusunda ise kuşkularımız yüksek. Derin bir resesyonun yaşanacağı ve işsizliğin artacağı bir ekonomide politik istikrarı sağlamanın çok daha zor olduğu da bir gerçek. Böyle bir ortamda hem reel faizlerin yüksek seyretmesi hem de Türk Lirası’nın değer kaybetmesi beklenen bir gelişme olmalıdır.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Ekonomik ve politik istikrarın sağlanması çok kısa sürede mümkün olmayabilir. Teknik olarak bu konuda yapılabileceklerde sınırlıdır. Fakat kur ve faizin beraberce yüksek olması ekonomideki tahribatı katlayarak arttırmaktadır. Burada tartışmak istediğimiz konu, kur ve faizdeki belirsizliğin hangisinin daha yüksek tahribat yarattığı ve göreli olarak bu fiyatlardan birisinin kontrol altına alınıp alınamayacağıdır.
       
BELİRSİZLİĞİN TAHRİBATI YÜKSEK
       Özellikle Türkiye ekonomisi için döviz kurundaki belirsizliğin tahribatının çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Hem döviz ikamesinin yüksek olması hem de başta enerji olmak üzere ithal girdilerin katma değer içindeki payının yüksek olması, fiyat belirlenmesinde dövizin ağırlığını arttırmaktadır.
       Döviz piyasasındaki belirsizlik fiyat belirlemeyi güçleştirmekte, firmaların ve tüketicilerin kur riskini almama eğiliminde olması arz ve talebin kesiştiği piyasaların oluşmasını engellemektedir. Bir başka ifade ile, işleyemeyen piyasalar kitlenmektedir. Bir süre sonra piyasa oyuncularının artan gerginliği protestolara dönüşmektedir. Son günlerde yaşadıklarımız bunu doğrulamaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin acil olarak döviz piyasasında istikrarı sağlamaya ihtiyacı bulunmaktadır. Geçen yazımızda da tartıştığımız gibi kurları belirleyen üç temel faktör bulunmaktadır. Bunlar dış denge, sermaye hareketleri ve merkez bankasının piyasaya müdahale gücüdür.
       Mevcut döviz rezervleri MB’nin güçlü bir müdahalesine izin vermemektedir ve böyle bir tercihte yoktur. Dış dengedeki düzelme ve turizm gelirleri önümüzdeki aylarda kurdaki baskıyı hafifletici yönde gelişecektir. Şu anda Türkiye’ye bir sermaye girişi olmamakta, aksine yerleşiklerin tasarruflarını yurt dışına aktardığı ya da döviz olarak yastık altına taşıdığı gözlenmektedir. Kurda yukarı doğru baskıyı oluşturan en önemli faktör budur. Yerleşiklerin bu davranışının arkasındaki nedenlerin, Türkiye’nin riskini yüksek algılamaları ve TL cinsinden alternatif getirilerin görece düşük olması olduğunu düşünüyoruz.
       
POLİTİK İSTİKRAR ZAMAN ALACAK
       Riskin azalması için politik istikrarın sağlanması ve buna güven olması gerekir. Bunun nasıl gerçekleşeceği ayrı bir tartışma konusudur. Fakat zaman alacağı kesindir. Teknik olarak yapılabilecek olan TL cinsinden alternatif getirilerin daha cazip hale gelmesidir.
       Belirsizliğin yüksek olduğu ortamlarda TL cinsinden yatırımlar gecelik repo ya da mevduat hesaplarında durmaktadır. Müşterilerle yapılan repo hesaplarında 5 katrilyon civarında bir tassaruf bulunmaktadır. Bu hesapların ortalama net getirisi % 65 - 70 aralığındadır. Döviz talebinin artmakta olduğu bir ortamda bu getiri yeterli değildir. İyimser enflasyon beklentileri bu oranlara yakındır. Kabaca belirtmek gerekirse, reel olarak bir getiri sağlayamama beklentisi bulunmaktadır. Belirsizliğin sürmesi likit olan bu TL tasarrufların dövize yönelme hızını arttırabilir. Hazine’nin son bono ihalesinde bireysel yatırımcıların % 100 üzerinde teklif ettikleri faiz bu konuda referans olabilir. Reel getiri beklentisi döviz talebini kısacaktır.
       
PARA GİRİŞİ OLMADAN FAİZ DÜŞÜŞÜ YOK
       Para piyasasında Türk Lirası faiz oranlarını belirleyen üç temel faktör kamu kesimi borçlanma gereği, riskler ve enflasyon beklentisidir. Şu anda her üç faktörde olumsuzdur ve faizin yüksek olmasına işaret etmektedir. Dışarıdan sermaye girişi olmadan Türk Lirası likiditeyi arttırararak faizlerin düşmesine destek verecek para politikasının doğru olmadığını düşünüyoruz.
       Yakında açıklanacak ekonomik program sermaye girişi ile desteklenirse Merkez Bankası’nın döviz piyasasındaki etkinliği artacak ve kurlarda göreli bir istikrar sağlamak mümkün olacaktır. Yüksek faizin de ekonomiye zararı açıktır fakat sermaye girişi gerçekleşene kadar Türkiye’nin kötünün iyisini tercih etmek zorunda olduğunu düşünüyoruz.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları