|
|
uygulanacak ekonomik program konusunda görüş alışverişinde bulunacağını açıklamıştı. Muhalefet partileri de, Dervişin gelip kendilerine bilgi vermesini sık sık dile getirmiş, FP Grup Başkanvekili Bülent Arınç, Dervişin gelip bilgi vermesi halinde, çıkarılması istenen tasarıları engellemeyecekleri sözünü vermişti. Ancak, aradan epeyce zaman geçti; Derviş, toplumun her kesiminin temsilcileri ile görüştü, muhalefet partileriyle görüşmedi. Bu durum, muhalefet partilerinde rahatsızlık yarattı. Son günlerde, muhalefetteki FP veya DYP milletvekillerinden hangisiyle konuşsanız, bu konuyu dile getiriyor ve Dervişin tutumunu eleştiriyor. Eleştiriler Meclis ihtisas komisyonlarında daha da gür sesle çıkıyor. Sevk edilecek tasarıların çoğunun geçmek zorunda olduğu Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bütçe Yasasında, kamu bankaları ile ilgili değişiklik öngören tasarı görüşülürken de en çok adı anılan ve eleştirilen Derviş oldu. Meclisi çalıştırmak iktidarın görevidir. Ancak, Meclisin verimli çalışmasında iktidarın kararlılığı kadar, muhalefetin tutumu da önemli. İktidarın zaman zaman muhalefetle uzlaşma arayışına girişmesi, hep demokrasiyi olumlu etkilemiş, Meclisin itibarının yükselmesine neden olmuştur. Türkiyenin içinden geçmekte olduğu süreç, bu tür davranışları zorunlu kılıyor. Bırakın karşılıklı pazarlığı, Mecliste ele alınmakta olan tasarıyı hükümet adına savunan bakanın, muhalefet gruplarının yöneticileri ile ayaküstü görüşmelerinin bile yumuşamada önemli rol oynadığını bilen bir gazeteci olarak, Dervişin, Meclise sık sık uğramasının, önemli rahatlık yaratacağına inanıyorum. Dervişin muhalefet partilerine yapacağı ziyaretin, somut sonuçları ilk etapta görünmese bile, sonuç üzerinde etkili olacaktır. Ancak, iktidar ile muhalefet arasında böylesi bir yumuşamayı istemeyenler mi var; bilemiyorum. Ama varsa, bile bunu siyaset saf dışı etmesini bilmeli. Bu çerçevede Dervişin, FP ve DYPye ziyaret girişiminin gerçekleşmemesi üzerine üzerine, Acaba birileri kendisinin bu yönde davranmasını engelliyor mu? diye düşünmeye başlamıştım. Çünkü, ABDye gitmesinden önce de biliyordum ki, Dervişe bu düşünce aktarılmış o da benimsemişti. ABDden döndükten sonra ba bu ziyaretleri gerçekleştireceğini açıklamıştı. Görüşme, bu hafta gerçekleşmeyince, Dervişin yakın çevresi ile görüştüm. Birileri buna engel mi oluyor? diye sordum. Dervişin önümüzdeki hafta Meclis Başkanı Ömer İzgiden başlayarak bir dizi ziyaret gerçekleştireceğini öğrendim. Umarım, muhalefet partileri de vardır, bu trafik içinde. Aksi halde, bırakın muhalefetin uzlaşmasını, daha da sertleşmeye neden olacaktır. Çünkü, muhalefetin hiçbir şekilde dikkate alınmadığı anlamı çıkacaktır, böylesi bir davranıştan. İçinden geçilen dönemde bu tür davranışların bir yararı olmayacağı açıktır. Ayrıca, Dervişin ziyareti, muhalefetin kamuoyu önünde verdiği sözünün gereğini yerine getirmesi, tasarılara engel olmamamsı konusunda da bir miktar zorlayabilecektir. Aslında, hükümetin ekonomik krizle ilgili olarak Mecliste genel görüşme açılması sağlasa, krizi burada enine boyuna tartışsaydı işler daha kolay da olabilirdi. Bu yapılmadı, bari Derviş, gidip muhalefete gerekli bilgileri vermeli. Şimdi, gerginlik değil, güzel şeyler yapma zamanı. FP YİNE AYNI İşin iktidar yanı böyle; peki muhalefetin, özellikle FPnin tavrı da eleştiri toplayacak cinsten. Bundan önceki yazımda, FP Grup Başkanvekili Bülent Arınçın acilen çıkarılması gereken kriz yasalarına, ülke menfaatleri gereği, karşı olma haklarını saklı tutarak, engel olmayacakları yolunda söz verdi. Bunu basın önünde açıkladı. Doğrusu bu sözlere biraz da kuşkulu yaklaşmıştım. O basın toplantısını ben de izledim. Kuşkularımı gidermek için, FP içinde Yenilikçilerin önde gelen ismi olan Arınça, Bu Mecliste hiç karşılaşmadığımız bir örnekten söz ediyorsunuz. Ama bu sözü partiniz adına mı, parti içindeki bir grup adına mı veriyorsunuz? diye sormuştum. Arınç, parti adına konuştuğunu söylemişti. Geçen yazımda bunları aktarıp, Bakalım bu hafta göreceğiz, FPnin tutumu ne olacak diye de yazmıştım. Maalesef FP, yine eskisi gibi davrandı. Önce Genel Başkan Recai Kutan, sonra da Arınç dahil diğer yöneticiler, halkın menfaatine olmayan tasarılara destek olmayacaklarını açıkladılar. Bunun anlamı, gelecek her tasarıya engelleme yapacaklarıdır. FP ŞEKER TASARISINA NEDEN KARŞI? Bunun kanıtı da Şeker yasa Tasarısı. Recai Kutan bu tasarıya, şeker pancarı üreticisinin aleyhine olduğunu, kendilerinin görüşlerinin dikkate alınmadığını gerekçe göstererek karşı çıkacaklarını söyledi. Ancak iş hiç de öyle değil. Yine hepimizin gözü önünde gerçekleşen bir olay yaşandı. Tasarı, komisyonlardan uzlaşmayla geçti. Hatta öyle bir uzlaşmaydı ki, FP İstanbul Milletvekili Ali Coşkun, tasarıyı sanki yeniden yazdı. Bununla da yetinmeyip, komisyondaki görüşmeler sırasında, milletvekillerinin tüm sorularını bakandan önce yanıtlama görevini de üstlendi. FPnin karşı çıktığı, FPnin tutumuna rağmen bugün Meclisden geçeceği tahmin edilen Şeker Yasa Tasarısı böyle bir tasarı. Anlaşılıyor ki, iktidar ve muhalefet anlayışının demokrasiyi geliştirici, ülke gereksinimlerine yanıt veren bir çerçeveye oturması umudunu bir süre daha saklı tutacağız. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||