|
|
Sayın Bakana karşı olan eleştiriler, Telekomun özelleştirmesini istemiyor görüntüsü vermesindendi. Eğer ki, Telekomun özelleştirmesinde hükümetin ilgili bakanları birbirleriyle söz düellosuna girmeyip, anayasal ve hukuksal boşluğu olmayan bir ortam yaratsalardı, emin olun, bugün Telekom özelleştirilemese bile bugünkünden daha iyi bir yerde olurduk. Gelinlik kızımı ucuza vermem şeklindeki hamasi söylevlerle geçirilen zamanda en azından dünya telekom sektörünü daha iyi bir ortamda yakalama şansına ve kızımızı ucuza kaptırmama imkanına sahip olabilirdik. Peki telekom sektöründe durumumuz ne, dünyada neler oluyor, şimdi hazırlanacak bir düzgün özelleştirme prosedürüyle satma şansımız nedir, özelliklede bu şansı etkileyen faktörler nelerdir ? TÜRK TELEKOMUN SON DURUMU Önce Türk Telekomun (TT) durumuna bir bakalım. Genel Müdür Alptürkün Ocak ayındaki açıklamalarına göre TTnin son durumu şöyle : 2000 yılı gelirleri 4,030, net karı ise 786 milyon dolar. Bu yılda yapılan yatırım tutarı 672 milyon dolarken, Hazineye gelirlerin yüzde 15i olan 660 milyon dolar aktarılmış. Şu an 21.2 milyon sabit hat kapasitesi ve 18.4 milyon abonesi olan Türk Telekomun hatlarının yüzde 96sı dijital. 20 şehirde faaliyet gösteren kablo TVnin ise 850 bin abonesi mevcut. 2001 yılı gelir hedefi 4,582, net kar hedefi 843 milyon dolar olan Türk Telekom, 2.5 milyar dolar değerinde GSM lisansını da Ulaştırma Bakanlığına mahsuplaşma yöntemiyle ödeyecek. Aynı dönemde lisans alan Aria, Alo dedirtirken, Türk Telekomun ne zaman yapacağı kesin belli değil, Mayıs deniyor. Şirkette toplam personel sayısı 72 bin, ne kadarı siyasetçiler aracılığıyla işe girmiş, bilinmiyor. İki tane rakam ilgi çekiyor. 2 milyar doların üzerinde ciroya sahip Turkcellin çalışan sayısı sadece 2000in biraz üstünde. Yani kişi başına üretilen ciro 1 milyon dolar. Türk Telekomda ise 4 milyar dolar gelir, 72,000 çalışan. Kişi başına ciro 56 bin dolar. Yani Turkcellde verimlilik, Türk Telekomun neredeyse 18 katı. (İşte gelinlik kız). Gerçi az sonra vereceğimiz tabloda göreceğiniz gibi verimliliği sabit telekom operatörleriyle karşılaştırmak daha doğru, ama orada da durum hiç içaçıcı değil. DÜNYADA TELEKOM SEKTÖRÜ Peki dünya telekom sektörü ne durumda. Avrupanın 6 büyük telekom şirketinin borçları ve yarattıkları nakitle borçlarını ödeme kapasiteleri ve çalışan başına gelirleri ise şöyle: |
||||
| Şirketler boğazına kadar borca batmış durumda. 6 tane şirketin borç toplamı 184 milyar dolar. Sadece 3G denen ve hızlı veri iletişimi sağlayan yeni jenerasyon lisanslarına Almanya, İngiltere ve Fransada onmilyarlarca dolar para ödenmiş durumda. 3Gden ne gelir sağlanacağı, ne zaman hayata geçirileceği bile belli değil. Dünya Bankacılık sektöründe 1996 yılında yüzde 3.5 dolayında olan Telekom sektörüne verilen kredilerin payı, 2000de yüzde 35e yükselmiş durumda (Morgan Stanley). Toplam kredi hacmi ise 300 milyar doların üstüne çıkmış durumda (JP Morgan). Dolayısıyla tüm yumurtaları aynı sepete koymak istemeyen bankacılar Telekom sektörüne yeni kredi açmak konusunda pek hevesli değiller. Telekom sektöründe bu yıl önemli ölçüde aktif satışı planlanıyor. 6 büyük şirketin bu yıl ikincil halka arzlar ve aktif satışı ile bekledikleri kaynak tutarı 27 milyar dolar (Business Week). Bunu da büyük ölçüde kısa vadeli borçların geri ödenmesinde kullanacaklar. SONUÇ : Türk Telekom verimli çalışmıyor. Politikacılar 72,000 kişilik şirketi bırakmak istemiyor. Ucuza kaptırmam edebiyatı yapıyorlar. 10 senedir özelleştirilememiş, ne yapılmış, içine eleman doldurulmuş. Peki satabilecekmiyiz, zor gözüküyor. Dışarıdan ilgi gösteren olsa bile, Türkiye önce bir kendine gelsin, politik ve ekonomik istikrar sağlansın, diye düşünüyor. Bu saatten sonra, yüzde 51 ya da yüzde 100ünü de satsak, her türlü hakkı da versek, ağzımızla kuş tutsak, ilgi gösterecek şirketlerin kendi finansal yapıları daha önemli konumda. Eğer sadece 1-1.5 yıl önce yapmış olsaydık, GSM gibi bu konuda da ilerleme kaydedebilirdik. Yabancı şirketlerin bu finansal yapılarıyla ek kaynak bulup da Türkiyenin belirsiz ortamında iş yapmak için Türk Telekomu satın almaları çok kolay değil. Üstelik, Türk Telekomun sabit hatlarda mevcut tekel konumundan 2003 sonunda çıkılacak olması da özelleştirmede yaşanan her gecikmenin özelleştirmeyi zorlaştırmasıyla sonuçlanıyor. Tüm bunlara rağmen, dışarı satmak çok zor bile olsa, biz şirketi verimli çalışan ve rekabetçi olabilecek bir yapıya kavuşturmak için gerekli altyapıyı hazırlamalı ve özelleştirmeye tüm hukuki yapısıyla hazır hale getirmeliyiz, yoksa gelinlik kız olmasa bile çocuklarımız bu politikacılardan ve onları seçen bizlerden hesap soracaklardır. | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||