| | | Bu minimum faiz oranı bizce yüzde 190 bileşikler civarında. Yani, yüzde 185-190 arasında teklif götürülürse, bu ihaleden kesin kağıt alınır.
Burada önemli nokta, Hazinenin ne kadar satış yapacağı... Yine bu satış miktarı da kanımızca 3 katrilyon civarında olacak. İtfa tutarı 3.3 katrilyon olduğuna göre, 3 katrilyona yakın bir satış tutarı, hem itfadan sonra piyasada kalan paranın az olmasını sağlayacak (Böylece dövize gidebilecek para miktarını daha aza indirir) hem de ihale faizini biraz yukarı çeker. İhale faizi yüzde 200 bileşik ve üzerinde çıkarsa, bu oran ihaleden sonra kağıdın prim yapmasını da sağlar.
Bununla birlikte Merkez Bankası da ihaleden sonra, hem kalan piyasada kalan parayı kolay çekecektir hem de döviz piyasasında daha çok kendini gösterebilecektir. Bütün bunlar olumlu senaryo. Biz de bu senaryodan yanayız.
İhale sonrasında, herhangi bir olumsuzluk durumunda -ki bu olumsuzluk yalnızca siyasal açıdan olabilir- kağıdın likiditesi yani işlem görme miktarı çok büyük önem kazanır.
Yine düşüncemiz, likiditesinin satışın büyük kısmı kamulara yapılabilme olasılığı dolayısıyla kısıtlı kalabileceği yönündedir... Dolayısıyla, olumsuz bir durumda kağıdı satıp dövize dönmek zor olabilir. Ama yine de bu getiriye bu risk alınır. İhaleden sonra kağıdın prim yapması durumunda, önümüzdeki günlerdeki dalgalanmalara karşı korunmak isteyenler, satış da yapabilirler.
Tekrar edelim, bizce girilmesi gereken, daha doğrusu, yüzde 190 civarında alınması gereken bir kağıt... Çünkü burada Hazinenin amacı faizi düşük çıkarıp, ihaleyi geçiştirmek değil, yatırımcıya yüksek getiri sağlayıp, Türk Lirasına güveni tesis etmek ve ellerindeki dövizi alıp, devalüasyon beklentilerini ortadan kaldırmak... | |