|
24 Mayıs Avrupa Birliği Türkiye Temsilcisi Karen Fogg, ABnin Katılım Ortaklığı tasarısını Temmuz ayında Türkiyeye sunacağını doğruluyor. Siyasi reform alanında, Türkiyede son aylarda kayda değer bir gelişme gözlemlenmediğine göre, yıllık düzenli ilerleme raporu temel alınarak yürütülen bu çalışmanın bir yenilik getirmeyeceğini tahmin etmek zor değil. |
Büyükelçi Fogg, bu konuda herhangi bir yorum yapmaktan kaçınıyor: Amacımız doğru bilgilere dayanan bir raporu oluşturmaktır. Öteki adaylarda olduğu gibi, sürekliliği olan bir bilgilendirme mekanizmasının kurulması gerekiyor diyor. Polonyada enerji sektöründeki gelişmeleri bir yıldır yakından izleyen alt komitesinin titiz çalışamasını ve ABnin Polonya masasına akan bilgileri örnek gösteriyor. | ||||
1989dan bu yana, Komisyon Türkiyeye ilişkin böyle ayrıntılı bir çalışma yapmış değil
KAREN FOGG AB Türkiye Temsilcisi |
Helsinki Zirvesiyle tam adaylık statüsünü kazanan Türkiye, diğer adayların konumuna geldi. Haliyle yıllık ilerleme raporlarının hem yapılanları, hem de yapılması gerekenleri kapsaması gerekiyor. Ama, Türkiye 1997 Lüksemburg Zirvesinden Helsinki Zirvesine kadar AB ile siyasi ilişkileri dondurmuş olduğu için, AB ile karşılıklı bilgi akışı yeni yeni hız kazanmaktadır. Dolayısıyla taraflar ayrıntılı analizlere henüz girişebilmiş değil. Fogg: Gündem 2000 aslında Komisyonun adaylarla ilgili tam görüşünü kapsıyordu. 1989dan bu yana, Komisyon Türkiyeye ilişkin böyle ayrıntılı bir çalışma yapmış değil diyor. SİYASAL REFORMUN ÖNÜNÜ AÇILIR Yavaş da olsa, hareketlenen diyalogun bir göstergesi artan ziyaretler. Avrupa Komisyonundan bir heyetin, çevre konusunda öngörüşmelerde bulunmak üzere iki yıllık bir aradan sonra Türkiyeyi 17-18 Mayıs tarihlerinde ziyaret etmesi bunun bir örneği. Çevre, mali destek açısından da ilginç bir örnek. Fogg çevre için geniş bir mali destek yelpazesinin var olduğunu söylüyor. Ancak Türkiyenin ihtiyaçları da devasa. Bundan ötürü kamu desteğiyle ihtiyacın karşılanması olanaksız. Su olsun, çöp olsun, özel sektör olanaklarının nasıl seferber edilebileceğine bakmak gerekiyor diyor. Portekizde uygulanan modelin başarısına da işaret ediyor. AB yolunda istikrar programı herşeyden önemli Fogg, Topluluk müktesebatına uyum için gereken bir çok reformun siyasal reformların da altyapısını hazırlayacağını düşünüyor. İç pazar, bölgesel pazar, istihdam gibi alanlarda yapılacak reformların merkezkaç bir sistemin kurulmasına hizmet edeceğini, kamunun işlevi konusunda yeni bir anlayışın ortaya çıkacağını düşünüyor. Reformlara AB tarafından sağlanacak mali desteğe gelince, Türkiyenin geçiş ekonomisi olmadığını, ve haliyle PHARE programından yararlanmayacağın belirtiyor. |
|||
Siyasi kıstasları yerine getirdikten sonra Türkiye adaylık müzakerelerine hazır olacaktır
KAREN FOGG AB Türkiye Temsilcisi |
Karen Fogg, Tarafların arasında yapıcı bir diyalog kurarak mali desteğinin en verimli biçimde yönlendirilmesini sağlamalıyız diyor. 2001de önceliklerin isabetli bir biçimde belirlenmiş olacağını umuyor. Doğru yönlendirilmiş fonların ekonomi üzerindeki katalizör etkisini küçümsememek gerekir diyor. Sihirli değneksiz ağır aksak AB yürüyüşü Müzakerelerin açılmasına için benimsenecek yöntemin Türkiyenin inisiyatifine bırakılacağını söyleyen Fogga göre: Siyasi kıstasları yerine getirdikten sonra Türkiye adaylık müzakerelerine hazır olacaktır. Burada genel yaklaşım Türkiye tarafından tayin edilecektir. Türkiye ya kısmi bir yaklaşım benimseyip kendini hazır bulduğu bir kaç alanda görüşmelere katılır. Ya da 1990 öncesi adayları gibi, tam hazır olmaya ve o zaman ancak genel bir görüşmeye girmeye yeğler. Şimdilik uzak görünse de, Türkiyenın zamanla kararlaştırmak durumda olacağı bir strateji... | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||