 |
|
|||||
 |   |  |  | |||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||
  |
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Bu hedefe giden yol “yapısal reorganizasyon” sağlanmadan güvenli hale gelemez. Her virajda kaza meydana gelir. Sermaye, Türkiye’ye gelmek için artık güvenli yollar hatta otoban istemektedir. Mevcut durumda, Türk bankacılık ve finans kesimi ancak patika görüntüsünde kalmıştır. Şimdi inşaat zamanı... Program üzerinde çalışmalar devam ediyor. Program son şeklini almadı ama program ile ilgili uzlaşma arayışlarında vurgulanan hedefler Türkiye’nin önümüzdeki dönemde “yapısal düzenlemeler” ile dolu bir ajandasının olduğunu düşündürüyor. Teknik hedefler ve temenni hedefleri ne olursa olsun bu hedeflerin gerçekleşmesi için izlenecek yol belirlenmeli ve program zamana yayılmalı. Sayın Derviş ani müdahale ile kapsamlı programın birbirine karıştırılmamasını istiyor. Kısa dönemde stratejinin “önlemler dizisi” olacağını, daha sonra “kapsamlı program”ın uygulayacağını anlatıyor. Kısa dönemde rakamsal hedefler ulaşmak için alelacele uygulamalara girişmek yerine yapısal sorunları çözerek eSayınek bir geçiş dönemi yaşanmalı. Tabii bu süre içinde siyasi uyumdan taviz verilmemeli. Konuşulmalı, tartışılmalı ama açık olunmalı. TEKNİK HEDEFLER: Yeni ekonomik program veya popüler adıyla “ulusal program” içinde 2001 yıl sonu için Tüfe 45, Tefe 50 gibi rakamsal hedefler konuşulmaya başlandı. Her ne kadar hükümet kanadı program için resmi bir açıklama yapmadıysa da yıl sonu dolar kuru hedefi 1,065,000 TL olarak kabul gördü. Türkiye’nin bu sene (- 2) eksi iki gibi bir oranla küçüleceği tahminleri yapıldı. Hükümet’in faiz dışı fazla vereceği hatta bu fazlanın GSMH’nın yüzde 4.3’ü seviyesinde olacağı, ortalama yıllık kamu kağıtlarının faizinin de yüzde 66 düzeyinde gerçekleşeceği hedeflendi. Tüm bu teknik hedefler program açıklanmadan piyasalara indi. İndi ama inandırıcı kabul edilmedi. Sermaye, hedef değil hedefe gitmek için “strateji, politika, prosedür” bekliyor. Sermaye, Mart ve Nisan aylarında ekonomik hasarın boyutu ortaya çıkmadan yıl sonu ile ilgili tahminleri satın almak istemiyor. Sermaye, mantıklı, uzlaşma içinde, katılımlı bir programı görmeden harekete geçmeyecek gibi. Bu nedenle programın ilk ayağında teknik hedefler saptamak yerine hasar tespiti yapmak ve ara bir “ani müdahale programı” ile Nisan ve Mayıs aylarını geçirmek gerekiyor. Geçiş dönemi atlanırsa oluşturulacak programda hedefler ancak temenni hedefleri olur. TEMENNİ HEDEFLERİ: 1) Kamu bankaları birleştirilerek ortak bir yönetim kurulu tarafından profesyonel olarak yönetilecek. Kamu bankalarının görev zararları dış kaynakla kapatılacak ve görev zararları kontrol altına alınacak. 2) Fondaki bankaların bütçeye yükü düşürülecek. Bankalar elden çıkarılacak, satılamayanlar tasfiye edilecek. 3) TELEKOM, THY ve TEKEL özelleştirilecek. Telekom’un satışında yüzde 51 blok satış için gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra geri kalanının halka arzı metodu denenecek. Telekom ve THY, içinde bulunduğumuz konjöktür de düşünüldüğünde, 2001 yılı sonunda özelleştirmeye gidebilecek. Bu sene içinde özelleştirme gelirleri içinde hesaplanmayacak. Bu yıl 3.1 milyar dolar özelleştirme hedeflenecek. 4) Maliye Bakanlığı’na bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün 420 bin kilometrekare arazisi kayıtlı. Bu arazilerin 340 bin kilometrekaresinin kadastrosu hazır. Kamu arazilerinin satışı gündemde. 5) Merkez Bankası Özerkleştirilecek. 6) Bütçe dışı fonlar tasfiye edilecek. 7) Hazine borçlanma kağıtlarında beyanname kaldırılacak. Halka devlet bonosu ve tahvil ihracını özendirmek için yeni vergi düzenlemeleri gerekecek. 8) Taban fiyat artışları % 45’i geçmeyecek. UYGULANACAK PROGRAM ? Bu hedeflere hangi politika ve stratejiler ile gidileceği henüz açıklık kazanmadı. Sayın Derviş, medya önünde samimi ve açıklayıcı bir dille programın henüz hazır olmadığını anlattı. Paylaşımcı üslubu ile bankacılık kesiminde tasfiye olmayacağını ve konsolidasyonun sözkonusu olmadığını vurguladı. Hatta fon bankalarında mevduata güvencenin devam ettiğini söyledi. Bunları söyleyen Sayın Derviş olmasa piyasalar tekrar allak bullak olurdu ama Sayın Derviş henüz inandırıcılığını kaybetmedi. Doğrunun adamı olduğunu “siyasi destek şart” cümlesi ile dile getiren Derviş, kolları sıvamış çözüm yolları arayan bir ekibi organize etmeye çalışıyor, her zeminde uzlaşma arıyor. Ulusal yada global, yeni stabilizasyon programının sadece “siyas”i değil “toplumsal inandırıcılığı ve desteği” de sağlaması gerekiyor. Sayın Derviş her platformda “bu iş takım işi” diyor. İletişim yetenekleri çok yüksek olan uyumlu ve kararlı bir takımın işi! Çünkü bu sefer kolay bir çıkış yolu yok... Hem stabilizasyon programı hemde bahar havası ancak bizi bir diğer kriz ortamına kadar idare eder. Program ne olursa olsun amaç kamunun bütçe açıklarını düşürmek, borçlanma ihtiyacını azaltmak, global ekonomide rekabet edecek üretim ve servis hizmetlerinide kalite ve maliyet avantajlarını yakalamak ve dış ticaret açıklarını kontrollü bir şekilde azaltmak olmalıdır. Bu hedefe giden yol “yapısal reorganizasyon” sağlanmadadan güvenli hale gelemez. Her virajda kaza meydana gelir. Sermaye, Türkiye’ye gelmek için artık güvenli yollar hatta otoban istemektedir. Mevcut durumda, Türk bankacılık ve finans kesimi ancak patika görüntüsünde kalmıştır. Şimdi inşaat zamanı... | ||||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
Emine Uşaklıgil’in tüm yazıları
