Home page
Haber Menüsü


İSO: Yeni programı saygın bir kadro yapmalı
İSO bildirisinde, yeni ekonomik programın, Türk toplumu nezdinde kredi sahibi, bu alanda temiz ve başarılı bir geçmişi olan, dirayetli, saygın bir kadro tarafından yapılması ve bu kadroya tam yetki ve sorumluluk ile teslim edilmesi istendi.
İstanbul
AA
28 Şubat— İstanbul Sanayi Odası‘nın bugün gerçekleştirdiği olağan aylık Meclis Toplantısı‘nda, dalgalı kura geçişin sanayiye ve ekonomiye etkilerinin değerlendirildiği belirtilen bildiride, İSO üyelerinin, toplantıda son gelişmelerin nedenlerini ve çözüm önerilerini tartıştığı ve kararlar aldığı kaydedildi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  8 başlık altında toplanan kararlarda, Türk halkının 9 Aralık 1999 tarihinde uygulamaya konulan 3 yıllık ekonomik istikrar ve enflasyon mücadele programına büyük bir ümit ve heyecan ile inandığı, güvendiği ve destek verdiği vurgulanırken, 2000 yılında program ve bütçe hedeflerine reel sektörün yükleri ağırlaştırılarak, sınırlı bir katılım ve sadece mali politikalar ile ulaşılabildiğine dikkat çekildi.
       
“GÜVEN YENİDEN CANLANDIRILMALIDIR“
        Çok daha zor ve önemli olan 2001 yılı hedeflerinin toplumun bütünü ortak edilmediği takdirde gerçekleştirilemeyeceğinin bir kez daha görüldüğü belirtilen bildiride, uygulanacak herhangi bir ekonomik istikrar programı için, toplumun tüm kesimlerini içine alacak toplumsal bir uzlaşmanın sağlanmasının gerekli olduğu kaydedildi. İSO Meclisi‘nin bildirisinde daha sonra şu görüşlere yer verildi:
        “Bugün zor bir dönemden geçiyoruz ve kazanılması gün geçtikçe güçleşen güven unrusunun yeniden canlanrdırılması gerekmektedir. Yeni bir enflasyonla mücadele ve istikrar programına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yeni programın başarısı da, devletin ekonomi yönetiminin yeniden yapılandırılmasına, harcamaların ve diğer tüm uygulamaların şeffaflaştırılmasına, devlette ciddi tasarruf önlemleri alınmasına ve verimliliğin rekabet gücünün ve ihracatının artırılmasına, artacak işsizlik ve istihdam problemine acil çözüm geliştirilmesine bağlıdır. Yeni ekonomik program Türk toplumu nezdinde, kredi sahibi, bu alanda temiz ve başarılı bir geçmişi olan, dirayetli, saygın bir kadro tarafından yapılmalı ve bu kadroya tam yetki ve sorumluluk ile teslim edilmelidir. Türkiye‘nin önünde artık kaybedecek zamanı yoktur ve içinde bulunduğumuz ağır tabloyu düzeltmek için, toplum olarak hep beraber güçbirliği yapmalı, paniğe kapılmadan ve krizlerin yeni fırsatlar doğurabileceğini unutmadan, her kesim kendi üzerine düşen sorumluluğu üstlenmelidir.“
        Bildiride, bugün hiç kimsenin Türkiye‘den daha öncelikli bir konusu olmayacağı vurgulanarak, “‘İş sadece hükümetlere bırakılamaz. Yepyeni bir Türkiye‘yi hep beraber yaratmaktan başka çaremiz yoktur. Toplum olarak buna gücümüz vardır, aklımız vardır, cesaretimiz vardır“ dedi.
       
KAVİ: YENİ BİR YASAYA İHTİYAÇ VAR
       İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Hüsamettin Kavi, devletin yeni bir ekonomik yasaya ihtiyacı olduğunu söyledi.
        İSO Meclis Toplantısı‘nın basına kapalı gerçekleştirilen bölümünün ardından bir basın toplantısı düzenleyen Kavi, ekonomideki son gelişmeler konusunda üyelerin düşüncelerini daha rahat ifade edebilmek için talepleri üzerine meclis toplantısının basına kapalı olarak yapıldığını söyledi.
        Özel sektör olarak Türkiye perspektifini öngören temel gerçeklere sahip çıkmak ve bunları kararlılıkla Ankara‘ya anlatma konusunda eksikleri olduğunu ifade eden Kavi, daha etkin olmaya mecbur olduklarını söyledi.
        Türkiye‘de mali ve reel sektörün önündeki problemlerin kamunun borçlanma ihtiyacından kaynaklandığını belirten Kavi, kamuya bunun gerektirdiği ekonomik ve yapısal düzenlemeyi yaptırmayı sağlamak
       zorunda olduklarını kaydetti.
        Devletin yeni bir ekonomik yasaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Kavi, şöyle devam etti:
        “Toplantıda bu ekonomik yasanın dört ana parametresinden bahsetti arkadaşlarım. Devlet dilediği kadar harcama yapamaz, borç isteyemez, para basamaz ve vergi toplayamaz...
        Devlet bütün bunlar için de ekonominin haksız rekabet unsurlarından arınmış, herkes için adil ve eşit kurallar içinde yürümesini sağlamak zorundadır. Devletin ekonomide hiçbir işi yoktur. Devletin ekonomide kalmasını isteyen kimlerse, bu istek devam ettiği sürece Türkiye‘nin krizlerden kurtulması mümkün değildir.“
       
“PARLAMENTO DIŞINDAN DA BİR GÖREVLENDİRME“
        Türkiye‘nin yepyeni bir programa ihtiyacı olduğunu söyleyen Kavi, bu programın krebilitesinin 9 Aralık 1999 tarihli programdan daha yüksek olması ve ondan daha itibarlı program yapmak gerektiğini kaydetti.
        Kavi, bu programın hükümet adına hangi bakanın yürüteceğini ve uygulayacağının önemine işaret ederek, şöyle konuştu:
        “Bugün toplantıda, bu kişinin Meclis içinden ve koalisyonu oluşturan partilerin kendi yapısı içinde bulunup bulunamayacağını
       tartıştık. Ancak, görünen o ki, koalisyon ortağı üç parti bugün bu konuda siyasi bir takım beklentilerin içindedir ve de siyasi
       beklentilerin içinde bu programı yürütecek dirayette bir insan bulmak fevkalede güç görünmektedir. Öyleyse, hükümetimiz burda tereddüt etmemelidir. Gerek varsa, bu programı takımı ile beraber yapmak, yürütmek adına parlametonun dışından da bir görevlendirme yapabilir.
       
ABD‘NİN DESTEĞİ
        ABD Başkanı‘nın Başbakan Bülent Ecevit‘i telefonla aramasından bahseden Kavi, ABD Başkanı‘nın ifade ettiği desteğin neyi içerdiğinin belli olmadığını belirtirken, “Aramış olması önemli. Ama, aramış olması pekçok meseleyi çözmek manasına gelmez“ dedi.
        “AB ülkelerinden hangisi aramış. Niçin, tam üyesi olmak istediğimiz AB‘nin 15 ülkesinin başkanları bizim nerde olduğumuza,
       neye ihtiyacımız olduğuna ilişkin kayıtsızlar“ diye konuşan Kavi, Türkiye‘nin, AB nezdinde son derece etkin bir dış politika izlemesi gerektiğini ifade etti.
        Daha sonra soruları yanıtlayan Kavi, yeni programa destek verip vermeyeceklerinin sorulması üzerine, “Bizim şu aşamada destek verme, vermemekten öte Türkiye‘nin doğru bir program yapabilmesini saglamak gibi bir sorumluluğumuz var. Önce, bu doğruların neler olduğunu anlatmak gerekir. Bir kere daha yapılacak programın başarısız olmasına tahammülümüz yok“ dedi.
        Dalgalı kur sisteminin sanayiye etkisini değerlendirirken Kavi, devalüasyon oranı kadar Türkiye‘nin ve Türk insanının satın alma
       gücünün küçüldüğüne dikkat çekti. Kavi, “2001‘e girerken ekonominin küçüleceğini öngörüyorduk. Şimdi, bunun üzerine yeni kurun getirdiği küçülme de yansıyacak“ diye konuştu.
        Hüsamettin Kavi, bu değer kaybı nedeniyle ürettikleri malı yapacakları tahsilatla yerine koyamayacaklarını, dış taahhütlerinde de
       ciddi kayıpları olduğunu kaydetti.
       
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları