|
|
Hazinenin Mart ayı iç borçlanma programı da Bayrama kaldı. Ekonomik tedbirler ve ekonomi yönetiminde olası bir değişim deBayramı bekliyor. Bu saydığım gelişmeler çok olumsuz olmasa da ciddi belirsizliklere işaret ediyor gidişat hakkında. Buna karşın, piyasalar gittikçe istikrara kavuşuyor, hatta toparlıyor. Yabancı yatırımcıdan bir kaçış sezmedim. Büfelerde talep genelde TL yönünde. AVANS MI TANIYORLAR? Acaba krizi bitti mi, yokdsa piyasalar hükümete avans mı tanıyorlar? Bu soruların cevabını haftanın son üç iş gününde bulamayız, çünkü yatırımcılar kriz cephesindeki gelişmelerden sok dokuz günlük Bayram arbitrajına endekslenecekler. Paranın maliyetinin bu denli yüksek olduğu bir ortamda Bayramda repo gelir elde etmek yada o finasnman maliyetinden kaçınmak üzerine kurulu stratejiler, belirli bir orta vade beklentisi çevresinde değil. Bu iyi, çünkü bize bir kaç gün gözümüzü şimdiden ayırıp yarına çevirme fırsatı tanır. Belki de şanslıyız, bu kriz geldiği gibi kendine kendine gider. Ama, buna pek olanak tanımıyorum. Bu programın akibeti ne olacak sorusuna tatmin edici cevaplar bulmadan bu krizin geçtiğini düşünmek saflık olur. Ayrıca, krizin ateşli-sancılı safhasını atlatsak, kalp ve akciğerlerde kalıcı hasar yaratmış olabilir namussuz. Peki bu krizin orta vadeli etkileri ne olacak? Piyasalar ne bekler? POLİTİK KREDİBİLİTEYİ YİTİRDİK İlk ve en kötü etkisi, politik kredibiliteyi yitirdik. Bu hepimizin sorunu, ama hükümet de programın arkasında zaten eğreti duran halk desteğini yitirmiş gibi görünüyor. Hükümetin bir yanda yabancı sermayeyi Türkiyeye çekecek, IMF ve Dünya Bankasını tatmin edecek radikal kararlar alması, bir yandan da halkın desteğini geri kazanması lazım. İyi de IMFnin isteyeceği, benim de geçen yazımda kısaca değindiğim türden radikal tedbirler halk desteği olmadan zor, halk da daha fazla acı çekmek istemezmiş gibi gözüküyor. Ayrıca ufukta gözden kaçırdığımız Fazilet Partisi davası ve -olasılığı az da olsa- tüm ekonominin köküne kibrit suy ekebilecek bir ara seçim ihtimali var. Bu şartlarda hükümetin Bayramda alacağı tedbirler tatmin edici olabilir mi? Ben henüz kararsızım, bu hükümet hep olayların gerisinden geliyor, ama zorda kaldı mı da, küheylanlar gibi şaha kalkıyor. Ama, Ankaranın acı, kan ve gözyaşından başka bir şey vadetmeyen yeni bir programı yoksa, ben biraz endişeli olurum piyasalar açısından. CARİ FAZLA BİLE OLABİLİR Krizin başlıca ekonomik etkisi, bizi kahreden bu yüksek reel faiz ortAmının bir süre daha devam edeceği. Bu sene ekonomik büyümeyi unutmakta fayda var, aksine daralma olur. O altı katrilyon TL tüketici kredisi nasıl ödenecek, bilemiyorum. Buna karşın, cari açık sorunumuz kökünden çözüldü. İthalat filan yok, yaz aylarında cari fazla bile üretebiliriz. Ama, bu yüksek faizler ve zayıf ekonominin bütçe gelirleri üzerindeki etkileri çok hoş değil. Bütçe açıkları yeniden tırmanışa geçebilir, eğer harcamalar tarafında acil önlem alınmazsa. Hatta iç borcu çevirmek imkansızlaşabilir bu likidite darlığında. En son bilinmeyen de devlauasyonun enflasyona etkisi. Bundan önceki deneyimlerde, devalüasyon hemen ve mano-a-mano enflasyona sirayet etmişti. Yani, yüzde 30 devalüasyon, enflasyonu 30 puan artırmıştı. Bu sefer ki etkileşim daha zayıf olabilir. Dedim ya tüketicinin tüketecek, üreticinin de zam yapacak mecali yok. Ama, Mart ayı verilerinde iki haneli enflasyon görürsek şaşırmayalım. Yani, eğer dışardan bol kaynak takviyeli yeni ve gerçekçi bir program ortaya koyulmazsa, işlerin kendi başına düzelme şansı az. Biz yüzyıllardır lafa peynir gemisini yürüttük de, galiba deniz bitiyor. İlgilisine benden söylemesi. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||