Home page
Haber Menüsü


 
Rusya mı, Brezilya mı?
 
Merkez Bankası’nın önlemlerin başarılı olduğu ve hastanın ilk şoku atlattığını söyleyebiliriz. Önümüzdeki birkaç gün içinde ekonomi politikalarının ana hatları ve yeni hedefler mutlaka belirlenmeli ve kamuoyuna açık bir biçimde sunulmalı.
 
Yarkın Cebeci
 
27 Şubat—  Cumhurbaşkanımızla başbakanımız arasında yaşanan nahoş olaydan bu yana yedi gün, bu olay sonrası programa duyulan güvenin önemli oranda sarsılması sonucu başlayan yoğun sermaye çıkışıyla birlikte kaçınılmaz bir hale gelen Türk Lirasının serbest bırakılma kararından bu yana ise neredeyse beş gün geçti.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Dün Merkez Bankası tarafından hayata geçirilen önlemler, kriz sonrası piyasalarda yaşanan tıkanmayı çözmeye yönelik bir tür ilk yardım önlemleriydi. Bu önlemlerin başarılı olduğu ve hastanın ilk şoku atlattığını söyleyebiliriz.
       Ancak bu, hastanın yoğun bakımdan çıktığı anlamına gelmiyor. Önümüzdeki birkaç gün içinde ekonomi politikalarının ana hatları ve yeni hedefler mutlaka belirlenmeli ve kamuoyuna açık bir biçimde sunulmalı. Hastanın yoğun bakımdan çıkması ve iyileşmeye başlaması - ki bu iyileşme umulandan uzun sürecek kanımca - bu politikaların zaman geçirmeden belirlenmesine, dahası belirlenen politikalara bu kez siyasi otoritenin de tam anlamıyla sahiplenmesine, başarısızlık durumunda sorumluluğu paylaşacağını açık bir biçimde ortaya koymasına bağlı.
       Bu noktada, gelişmekte olan ülkelerin ekonomi tarihinde döviz rejimi değişikliklerine sıkça rastlandığına değinmekte yarar var. Bu değişikliklerin büyük çoğunluğu maalesef koşulların zorlamasıyla gerçekleşiyor. Böyle bir zorunlulukla sabit döviz kuru sisteminden serbest döviz kuru sistemine geçişlerde rastlanan ortak bir özellik, değişimin ardından ülkenin para biriminde yaşanan yoğun değer kaybı. Bu değer kaybının boyutu ve süresi ise ekonomi yönetiminin önlem almaktaki hızına ve isabetine bağlı. Bu bağlamda çok yakın zamanda yaşadığımız iki örnek açıklayıcı olabilir.
       
RUSYA ÖRNEĞİ
       İlk örneğimiz Rusya’da 1998 yılı yaz aylarında yaşanan devalüasyon. Bu örnekte, rublenin serbest dalgalanmaya geçmesini takip eden üç aylık dönemde devalüasyon oranı yüzde 170’i bulmuş, üçüncü ayla altıncı ay arasında yaşanan ikinci devalüasyon dalgası da yüzde 38 olmuş bir yıl sonundaki değer kaybı yüzde 288’e ulaşmış. Ruble ancak bir yüzde 15 daha değer kaybettikten sonra dengeye gelmiş. Bir yıl içinde enflasyon, yüzde 15’ten yüzde 86’ya yükselirken, ekonomide yüzde 5 oranında bir daralma yaşanmış.
       
BREZİLYA’DAKİ GELİŞMELER
       İkinci örneğimiz ise çok daha olumlu. Örnek ülkemiz Brezilya, tarih 1999 yılının Ocak ayı. Brezilya’da serbest dalgalanma sistemine geçiş 15 Ocak 1999’da gerçekleşiyor ve onbeş gün içinde realdeki değer kaybı yüzde 80’i buluyor.
       Ancak, daha sonra hayata geçirilen programın beraberinde getirdiği güven ortamında real dolar karşısında değer kazanmaya başlıyor ve üç aylık bir dönem sonrası ulaşılan denge kuru, devalüasyon öncesindeki kurun sadece yüzde 50 üzerinde gerçekleşiyor. Daha da ilginci, anılan dönemde Brezilya’da enflasyonun ulaştığı en yüksek değerin yüzde 8,7 olması, ekonominin yüzde 0,8 gibi düşük bir oranla da olsa büyümeyi başarabilmesi.
       Biz hangi örneğe yakın olacağız? Bu, kesinlikle önümüzdeki on gün içinde atılan ya da atılamayan adımlara bağlı olacak. Aman dikkat!
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları