|
|
Dün Merkez Bankası tarafından hayata geçirilen önlemler, kriz sonrası piyasalarda yaşanan tıkanmayı çözmeye yönelik bir tür ilk yardım önlemleriydi. Bu önlemlerin başarılı olduğu ve hastanın ilk şoku atlattığını söyleyebiliriz. Ancak bu, hastanın yoğun bakımdan çıktığı anlamına gelmiyor. Önümüzdeki birkaç gün içinde ekonomi politikalarının ana hatları ve yeni hedefler mutlaka belirlenmeli ve kamuoyuna açık bir biçimde sunulmalı. Hastanın yoğun bakımdan çıkması ve iyileşmeye başlaması - ki bu iyileşme umulandan uzun sürecek kanımca - bu politikaların zaman geçirmeden belirlenmesine, dahası belirlenen politikalara bu kez siyasi otoritenin de tam anlamıyla sahiplenmesine, başarısızlık durumunda sorumluluğu paylaşacağını açık bir biçimde ortaya koymasına bağlı. Bu noktada, gelişmekte olan ülkelerin ekonomi tarihinde döviz rejimi değişikliklerine sıkça rastlandığına değinmekte yarar var. Bu değişikliklerin büyük çoğunluğu maalesef koşulların zorlamasıyla gerçekleşiyor. Böyle bir zorunlulukla sabit döviz kuru sisteminden serbest döviz kuru sistemine geçişlerde rastlanan ortak bir özellik, değişimin ardından ülkenin para biriminde yaşanan yoğun değer kaybı. Bu değer kaybının boyutu ve süresi ise ekonomi yönetiminin önlem almaktaki hızına ve isabetine bağlı. Bu bağlamda çok yakın zamanda yaşadığımız iki örnek açıklayıcı olabilir. RUSYA ÖRNEĞİ İlk örneğimiz Rusyada 1998 yılı yaz aylarında yaşanan devalüasyon. Bu örnekte, rublenin serbest dalgalanmaya geçmesini takip eden üç aylık dönemde devalüasyon oranı yüzde 170i bulmuş, üçüncü ayla altıncı ay arasında yaşanan ikinci devalüasyon dalgası da yüzde 38 olmuş bir yıl sonundaki değer kaybı yüzde 288e ulaşmış. Ruble ancak bir yüzde 15 daha değer kaybettikten sonra dengeye gelmiş. Bir yıl içinde enflasyon, yüzde 15ten yüzde 86ya yükselirken, ekonomide yüzde 5 oranında bir daralma yaşanmış. BREZİLYADAKİ GELİŞMELER İkinci örneğimiz ise çok daha olumlu. Örnek ülkemiz Brezilya, tarih 1999 yılının Ocak ayı. Brezilyada serbest dalgalanma sistemine geçiş 15 Ocak 1999da gerçekleşiyor ve onbeş gün içinde realdeki değer kaybı yüzde 80i buluyor. Ancak, daha sonra hayata geçirilen programın beraberinde getirdiği güven ortamında real dolar karşısında değer kazanmaya başlıyor ve üç aylık bir dönem sonrası ulaşılan denge kuru, devalüasyon öncesindeki kurun sadece yüzde 50 üzerinde gerçekleşiyor. Daha da ilginci, anılan dönemde Brezilyada enflasyonun ulaştığı en yüksek değerin yüzde 8,7 olması, ekonominin yüzde 0,8 gibi düşük bir oranla da olsa büyümeyi başarabilmesi. Biz hangi örneğe yakın olacağız? Bu, kesinlikle önümüzdeki on gün içinde atılan ya da atılamayan adımlara bağlı olacak. Aman dikkat! | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||