|
|
Sayın Gazi Erçelin istifa ettiği yazılıyor. Hafta sonunda liderler ve bankalar toplandı. Her iki toplantıda da bir takım kararlar alındı, bunlar hafta içinde yürürlüğe girecek ve sonun başlangıcını getirecek. Hangi sonun başlangıçı diyeceksiniz? Yani programın tamamen çöküşü mü, mutlu sonun başlangıcı mı? Sanırım bu hafta hükümet cephesinden gelen mesajlar ve bunlara para ve döviz piyasalarının vereceği tepki hangi filmin senaryosunu seyrettiğimizi netleştirecek. GİTAR TELİ SENARYOSU Hükümet ve bankalararasında yapılan toplantıdan piyasaların çalıştırılması kararı çıktı. TCMB, piyasaya eskisi gibi ihtiyaç bazında (ama pahalı) TL verecek ve faiz belirleyecek, buna karşı bankalar birbirlerine borç vermeye ve döviz-alıp satmaya yeniden başlayacaklar. Son yazımda devaluasyonların iki türlü seyir izlediğini nakletmiştim. Bu yolları gitar telinin çekilip bırakılması ve bir kaç kat merdivenden düşme olarak tarif ettim. Gitar teli senaryosunda dalgalanmalar zaman içinde azalır, kur ilk günkü değerinin üstünde bir yere oturur (yani devaluasyon oranı giderek azalar). Merdiven düşmede ise bir kat düşer, beklersiniz, sonra bir kat daha. Yani zaman içinde kur kötüye gider. İlk senaryoda, TLnin değer kaybını yüzde 30la atltırız. Bu yaz aylarında yüzde 15lere kadar iner. İkincisinde ise devaluasyon ornaı kademeli olarak yüzde 100leri bulur. Sonra TL toparlar, tabii yüzde 100 devalusyondan sonra hükümet edecek politkacı, üretecek fabrikatör ve tüketecek tüketici kalmışsa. YENİ BAŞKAN AÇIKLANACAK İlk sinyaller bizim bir gitar teli yolunda olduğumuzu gösteriyor, doların TLye karşı dalgalanması Cuma günü daha azdı, ve faizler biraz daha oturdu. Ancak, döviz piyasası etkin çalışmadığı için ilk günkü tepkinin şiddetini yanlış ölçmüş olabiliriz. Piyasa yeniden döviz alıp-satmaya başlayınca, içerde kaçmak isteyen daha çok yabancı sermaye olduğunu görebiliriz. Bu bağlamda bu hafta kritik, çünkü yeni TCMB başkanı açıklanacak, hükümetin tedbirlerini göreceğiz, ve eğer gerçekten piyasalar çalışırsa devaluasyonist rüzgarların gerçek şiddetini göreceğiz: SIRTLAYAN 3 KURUM VAR Bu programı iyi-kötü gününde sırtlayan, başarıya ulaşması için canla başla uğraşan üç kamu kurumu var: TCMB, Hazine ve ÖİB. Bunların içinde en ağır yükü Sn. Gazi Erçel çekti, bu olaylarda kesinlikle bir kusuru olmadığı gibi çalıştığı hergün Türkiyeyi daha kötüsünden kurtardı. Kendine bir Türk vatandaşı olarak çok teşekkür ediyorum. Sanırım, kararı bir kızgınlıktan çok, bu olaylarda güvenirliğinin aşındırdığını ve yeni bir parasal programın yeni yüzlerle daha rahat yürüyeceği beklentisinin sonucu. Asil bir hareket. Bu badireden çıkmamızın ilk şartı da gelenin gideni aratmaması. Aşınmamış, biraz uluslararası ismi olan ve piyasa dinamiklerini anlayacak kadar da özel sektör tecrübesi olması lazım yeni Başkanın. Seçildiği gün piyasaların verdiği tepkiden zaten doğru seçimin yapılıp yapılmadığını göreceğiz. EKONOMİ DALGALANMAYI KALDIRAMAZ Hükümetin açıklayacağı en önemli tedbir yoluna devam etmek. Yani istifa veya erken seçime gitmek yok. Sezebildiğim kadarı ile, hükümet kaçış yolu değil, çıkış yolu arıyor. Hepimizin bu hükümete güveni aşınmış olabilir. Ama, yeni bir hükümet kurulması, ya da seçimle yeniden halktan güven oyu istemek, Türkiyeyi aylarca başsız ve yönsüz bırakır. Ekonomi bu dalgalanmayı kaldırmaz. Muhalefetin oyun planı da bana pek güven telkin etmedi. Bilmediğim şeytan yerine bildiğim şeytana güvenmeye devam edeceğim, sanırım piyasalar da aynı yönde oy kullanır. DAHA RADİKAL ÖNLEMLER Hükümetin reformları derinleştirmek ve hızlandırmak sözü -özellikle TTnin satılacak payının artırılması gibi somut tedbirlerle desteklenirse- olumlu etki yapabilir. Ama bu sözler aylardır veriliyordu zaten, icraat gerçekleşinceye kadar piyasaların güvenini artırmaz. Bana sorarsanız, bu kriz en büyük darbeyi iç borç yönetimine vurdu. Bu sene hayatta kalmamız ve programın gelecek sene de yaşatılması için en önemli tedbir, derhal bütçe harcamalarını kısarak, gelir artırıcı önlemler almak. Aksi, halde Hazine iç borcu itfa güçlüğüne düşer birkaç ay içinde ve daha zor bir takım tedbirler almak gerekir. Bu zor Pazarteside içinizi karartmak istemem, ama işler daha kötüye giderse mevduatta kısmen dondurma, zorla TLye çevirme veya vadeden önce bozmama gibi gerçekten acı tedbirler gündeme gelebilir. İDEAL ÖNLEMLER NE OLMALI? Bu bağlamda en ideal tedbirler paketinin unsurlarını şöyle sayabilirim: Devalüasyonun KİT fiyatlarına yansıtılacağı, yani petrol ve enerjinin sübvanse edilmeyeceği sözü, Nema ve KDV iadesi ödemelerinin son çeyreğe kaydırılması, Memurlara ek enflasyon zammı verilmemesi, işçilere hala hedeflenen enflasyon kadar zam verilmesi, Tüm yatırım harcamalarının en azından dördüncü çeyreğe kadar ertelenmesi, ve hatta, Bunu korkumdan değil üzüntümden en sona bıraktım, TSKnın 2001-2003 bütçesinin kısılması gündeme gelmeli. Tabii, hiç bir hükümet bunların tamamını yapamaz. Ama, tedbirlerin ana başlıkları bunlar. Bunların ne kadar çoğu yaplırsa, o kadar çok mutlu sona yaklaşırız. Aksi halde, bu hafta devaluasyonun yeniden hızlandığını görebiliriz. BORSA İYİ SENARYOLARI FİYATLANDIRDI Her zaman söylerim, portföyde bir miktar hisse senedi bulundurmak her zaman doğru çözüm, örneğin yüzde 20 gibi. Ama, zararımızı Borsada çıkartacağız diye abanmayın mala. Borsa bence kötü senaryolardan önce iyi senaryoları fiyatlandırdı, ama ilk badirede yön çevirebilir. Bence dövize dönmek veya bono-mevduata geçmek içinde erken. İyi senaryoda, TL daha da kuvvetlenebilir, kötü senaryoda ise mevduatta ve bonoda ciddi bir kur-enflasyon riski ile karşı karşıya kalabiliriz. Repoda kalalım ve yeni TCMB başkanını, tedbirleri ve Sn Cottarellinin yüzünü seyredelim. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||