|
|
26 Şubat Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Can Paker yolsuzluk konusunda kesin konuştu: Türkiye henüz farkında olmayabilir ama dünyada yolsuzluk bitmiştir. |
Can Pakere göre, yıllarca iki kutuplu bir dünyada kapalı ekonomiler yuvarlanıp giderken, üç temel gelişme dünyayı kökten değiştirdi. Sovyetler Birliği yıkıldı. Böylece anti Sovyet olmak artık Batının desteğini sağlayan ve para eden bir eylem olmaktan çıktı. Haberleşmenin ve teknolojinin inanılmaz gelişmesiyle, herkes herkesin pazarına girdi, tüketici bilgilendi, küreselleşme ortaya çıktı, görülmemiş bir rekabet her tarafı kasıp kavurmaya başladı, uzun lafı kısası, kapalı ekonomilerin sonu geldi. Kapalı ekonominin sağladığı kar oranları ise, ciddi bir düşüşe geçti. Bütün bunların sonucu olarak da, yolsuzluk ekonominin taşıyamayacağı bir yüke dönüştü. Anlayacağımız, etik yönü bir yana, küreselleşme ile sertleşen rekabet, yolsuzluğun maddi dayanağını ortadan kaldırdı. Dünyayı değiştiren üçüncü unsur ise ekonomide bilgi toplumunun ağırlığıdır. Can Paker, bilgi toplumunu tarif ederken ürünün bilgi olduğu toplumdur diyor, ürünlerde bilginin maliyetteki payının yüzde 75lere tırmandığını, işçilik, enerji ve malzeme payının ise yüzde 25lere düştüğünü anlatıyor, evlerimizdeki çamaşır makinelerindeki bilgisayarların, aya giden Apollo 16 gücünde olduğunu örnek gösteriyor. Ham maddenin para getirmediği, insanın önemi kazandığı, makine ve sermayenin ise önem kaybettiği bir sürecin başlangıcında olduğumuzu belirtiyor. TÜRKİYEDE KRİZ DÜNAYI ETKİLERSE Hükümetin Aralık 1999da başlattığı üç yıllık istikrar programı, Ankaranın nihayet değişen dünyaya ayak uydurma kararında olduğu sinyalı tam vermişken, programın altıncı ayında, reformlar konusunda ki tereddütler, ümitlerin sönmesine ve bugünkü krize yol açtı. Bugüne dek dünyadaki köklü değişime karşı duyarsız kalan siyaset erbabımız, küreselleşmenin karları düşürdüğüne, hızlı sermaye hareketlerinin, bütün dünyayı birbirine bağladığını belki de yaşadığımız son krizle birlikte öğrenecektir. Cumhurbaşkanı ile sürtüşen Başbakanımız - hem de yolsuzluk konusunda - bu sürtüşmeye Türk halkını ortak ettiğinde, Rusya, Brezilya, Arjantin, komşumuz Yunanistan ekonomilerini de etkileyeceğini, Euronun düşmesine yol açacağını, hatta Nasdaqı sarsacağını acaba hesaba katmış mıydı? Dünyadaki bütün krizlerin altında yolsuzluğun yattığını vurgulayan Can Paker: Buna müsaade etmezler diyor, Rusya ve Arjantinde de devlet borçlarının nedenin yolsuzluk olduğunu vurguluyor, zincirleme etkilerini bertaraf etmek kaygısıyla, bütün dünyanın yolsuzluğa savaş açtığını söylüyor. YOLSUZLUK ARAŞTIRMASI YOLDA 2000 yılında yolsuzlukla mücadele araştırma projesi konusunda İçişleri Bakanlığı ile bir protokol imzalayan TESEV, bu proje ile devletle sivil toplum arasında işbirliği kuran ilk sivil toplum örgütü oldu. Yolsuzluğun Türkiyede henüz o kadar tartışılmadığı o dönem, kimin aklına gelebilirdi ki, gün gelecek, ve ülkemizi artık tamamen sarmış yolsuzluk, Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımız arasında bütün ülkeyi derinden sarsacak bir kavgaya yol açacak? TESEV ise, üç aşamada yapılan araştırmanın ilk bölümünü ayın 27sinde açıklayacak. Projenin ilk aşamasında 3000 hane, ikinci aşamasında 1200 işadamı, üçüncü aşamasında da 2400 bürokrat ile görüşülüyor. Can Paker, bu projenin sponsorlarından olan Dünya Bankasının da yolsuzluğa karşı savaşı desteklediğini belirtiyor. Dünya ekonomilerinin artık birbirine bağlı olmasından ötürü, bundan böyle yolsuzluğa kolay kolay göz yumulmayacağını ve Yolsuzluğa geçit yok. Objektif koşulların yolu açılmıştır, şu ya da bu şekilde temizlik yapılacaktır diyor. KISA VADELİ DÜŞÜNCENİN MALİYETİ Türkiyeyi derinden sarsan krize gelince, nedenini Türkiyenin batılı ve Avrupalı olma kararlılığını göstermemesine bağlıyor. Özel koşullarını öne sürüp, demokrasiden uzak, uzun vadeli düşünemeyen, devletçilikten bir türlü vazgeçemeyen, özelleştirmenin anlamını kavrayamayan, Fransa, Almanya ya da İtalya olsun, ülkeleri bir gün dost, bir gün düşman ilan eden, tutarlı siyasi irade sergilemeyen bir ülkeden sermayenin yarım saat içinde kaçmasının çok doğal olduğunu anlatıyor. Kolay kolay hayal edilecek bir şey olmasa da, İngiltere Kraliçesi Elisabethin Başbakan Tony Blaire bir kitabı (anayasa olmayan İngilterede anayasaya demek olanaksız) fırlatsa dahi, İngiltereye uzun vadeli bakabilen sermayenin böyle bir skandaldan pek etkilenmeyeceğini söylüyor. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||