| | | | Yaşanan tüm olumsuzluklara, krizlere rağmen Türkiye’nin ayakta olduğunu, bunun da Türk ekonomisinin çok güçlü olmasından kaynaklandığını belirten Bayram Meral, şöyle konuştu: “1948’de Almanya yerlebir oldu, bizim durumumuz o zaman daha iyiydi, ama yatırım yapmadık. Bir örnek vermek gerekiyorsa; Kayseri’de Erciyes dağı eteklerinde bir uçak fabrikası kuruldu. Ama Avrupalı geldi, (buna gerek yok biz sana daha ucuza daha kalitelisini taksitle veririz) dedi. Böylece orası kapandı. Biz de tank, top, uçak almaya başladık. Eğer biz bugün tank, top ve uçak satabilseydik, o zaman AB bize muhtaç olurdu, biz onlara değil. Yani yatırım yapmamız gerekiyor. Ama IMF bize (yatırım yapma) demiş, biz de yapmıyoruz. Böylece onların ürettiğini tüketiyoruz.”
Devletin iki önemli noktayı göz ardı ettiğini, bunların eğitim ve sağlık olduğunu öne süren Meral, şöyle devam etti: “Parası olan okusun ve hastaneye gitsin anlayışı hakim olursa bu yanlıştır. Yeni üniversiteler açmak yerine mevcut üniversiteleri en randımanlı hale getirmeliyiz. Ayrıca gençlerimiz 1980 öncesindeki durumlara düşmesinler. Artık Türkiye’de sağ-sol kalmadı. Bunlar çoktan bitti. Herkes farklı düşünebilir. Ama kırıp-dökmeden bunu ortaya koymalıdır. Ayrıca devlet, gençlerin üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra işsiz kalırım kaygısını ortadan kaldırmalıdır.”
FATURA VATANDAŞA ÇIKARILMAMALI
Türk-İş Genel Başkanı, başta ABD olmak üzere birçok ülkenin, ekonomik programa çıkarları için destek verdiğini de iddia ederek, “Çünkü dış borcumuz yaşanan bu krizle 29 kat artmıştır. Kim desteklemez ki, böyle bir ekonomik programı. Ama bu fatura vatandaşa çıkarılmamalıdır. Siyasiler kendine gelmelidir. Çünkü krizin yansımaları önümüzdeki günlerde olacaktır. Böyle giderse hükümet bu yükü kaldıramaz gibi geliyor. Ama aynı simalar gelecekse yeni seçime gerek yok. Halk artık yeni simalar istiyor” diye konuştu.
Türk-İş Genel başkanı Meral ve beraberindekiler, daha sonra GAP kapsamındaki en önemli yatırım olan Bozova İlçesi yakınındaki Atatürk Barajı ve Hidro Elektrik Santralını gezerek yetkililerden bilgi aldı.
BANKA ÖZELLEŞTİRMESİ HAZİN SONUÇLANACAK
Bu arada, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay da, kamu bankalarının özelleştirilmesinin de diğer kamu kuruluşlarında olduğu gibi hazin sonla biteceğini söyledi. Akay, Kamu-Sen Adana İl Temsilciliği’nce düzenlenen “Kamu Bankalarının Özelleştirilmesi” konulu toplantıda yaptığı konuşmada, IMF’nin telkinleriyle çıkartılan 103’ü aşkın yasa bulunduğunu, bunlardan birinin de 3 kamu bankasının özelleştirilmesiyle ilgili olduğunu belirtti.
Özelleştirilmek istenen 3 bankanın görev zararının 22 milyar dolar olarak açıklandığını ifade eden Akay, “Bu bankalar siyasilerin adeta çiftliği ve ikramı haline gelmişler. Bozan onlar, mağdur olan bizleriz. Bankaların siyasi etkiden arındırılmış şekilde görev yapmalarını biz de istiyoruz” dedi.
Akay, Türkiye’deki özelleştirme sürecinin 1986 yılında başladığını ve 15 yıllık süreçte 4 milyar 900 milyon dolarlık özelleştirme yapıldığını belirterek, şunları söyledi: “Özelleştirme için yapılan masraflar ise 4 milyar 700 milyon dolar. Bu masraf danışmanlık firmalarına ve özelleştirilecek kuruluşların rehabilitasyon çalışmalarına harcanmış. Buralarda bir soygun ve vurgun var. 15 yılda sadece 200 milyon dolar devletin kasasına girmiş.”
“Bankaların özelleştirilmesi de hazin sonla sona erecektir” diyen Akay, şöyle devam etti: “Bankalar bizim milli varlıklarımızdır. Bankalara sahip çıkın. Etibank ve Sümerbank’ın özelleştirilmelerinde olduğu gibi bu bankalarda da talan yapılacak. Özelleştirme sırasında elbirliğiyle toplumsal duyarlılık göstermeliyiz.”
Toplantıya, Türk Banka-Sen Genel Başkanı Ayhan Çivi, Kamu-Sen Adana Temsilcisi İsmail Koncuk ve çok sayıda davetli katıldı. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Liderler olağanüstü toplandı