|
Türkiyede yaşanan mali kriz tüm dünyada olduğu gibi, Avrupada ve Avrupanın Türkiyeyle en yoğun ticari ilişkiye sahip ülkelerinden Fransada da yakından takip ediliyor. Paris borsası gibi, Fransız şirketleri de kriz sonrası gelişmeleri yakından izliyorlar. Yurtdışına yatırım yapan Fransız şirketlerini sigortalayan COFACE kurulusu, krizi yakından takip ettiğini açıklarken, Türkiyeyle is yapan banka ve yatırım şirketleri de bekle-gör politikasıyla hareket etmeye başladılar. Fransız basını da Türkiyedeki gelişmelere geniş yer ayırmaya devam ediyor. Liberation gazetesi, krizin dış yatırımcıların Türkiyeye olan güvenlerinin sarstığını yazarken, bazı yatırımcıların Piyasaların Türkiyeye olan güveni en az 1 yıllığına zedelendi yorumunu aktardı. İş dünyasına yakınlığıyla bilinen Le Figaro gazetesi de, birkaç saatte ülkeden 5 milyar dolardan fazla dış mali sermayenin çekilmesinin uluslararası piyasaları tedirgin kıldığı görüşüne yer verdi. TÜRKİYE GÜVEN VEREMİYOR Fransanın önde gelen bankalarından Caisse dEpargnenin Strasbourgdaki Uluslararası İlişkiler bölümü Türkiye masası direktörü Tayfun Erdamar ise, NTVMSNBC ve CNBC-Eye yaptığı açıklamada, Fransız yatırımcıların Türkiyedeki siyasi ve ekonomik gelişmeleri çok yakından izlediklerini söyledi. Avrupalı yatırımcıların Türkiyenin ekonomik potansiyellerinin bilincinde olduklarını söyleyen Erdamar, Türkiyeye olan güvenin son krizle birlikte zedelendiğini ancak, hükümetin ekonomik reformları gerçekleştirmekte kararlı olduğuna dair somut sinyaller vermesi durumunda dış yatırımcıların yeniden Türkiyeye dönebilecekleri görüşünü savundu. Erdamar, NTVMSNBC ve CNBC-Enin sorularını şöyle yanıtladı: - Genel olarak Avrupa ve Fransa piyasaları krize nasıl tepki gösterdiler? - Avrupalı yatırımcılar, bankalar ve borsalar Türkiyenin dünyanın en önde gelen 20 ekonomisinden biri olduğunu gayet iyi biliyorlar. Türkiyenin Ortadoğu ve Orta Asya piyasalarındaki etkisinin de farkındalar. Ancak Türkiyenin sorunu dış piyasalara güven verememesinden kaynaklanıyor. Türkiyede hem siyasi hem de ekonomik kriz yaşanınca, bu krizler üst üste gelince, yatırımcıları sigortalayan kuruluşlar Türkiyenin kredi notunu düşürüyor. Böylelikle Türkiyeye olan güven de azalıyor. *Yani Türkiye için risk raporları hazırlanıyor? Bu tur raporlar sadece Türkiye için değil, tüm ülkeler için düzenli olarak hazırlanıyor. Örneğin Fransada bu risk raporları COFACE kurulusu tarafından kaleme alınıyor. Bu kuruluşlar, yatırımcıları sürekli olarak bilgilendiriyor. COFACE kurumunun en son hazırladığı raporlarda, Türkiyenin 2 yıldan uzun yatırım riski alınamayacak ülke olarak tanımlandığını görüyoruz. *Son üç gündür yaşanan kriz, Türkiyeye yoğun işbirliği yapan bankanızda nasıl yaşandı? Borsanın ani değer kaybı, piyasadan birkaç saat içinde milyarlarca dolar çekilmesi, gelişmekte olan diğer ülkelerin de krizden etkilendiklerine ilişkin haberlerin gelmesi ve IMF politiklerinin yürürlüğe konulmasında gecikme yaşanacağı seklindeki söylentiler ayni anda bize de ulaştı. Türkiye geçen aylarda da bir banka krizi yaşadı. Sonuç olarak bu tur olaylara hazırdık diyebilirim. Paniğe kapılmadık, ancak simdi tüm Avrupa piyasalarında olduğu gibi bizde de, bundan sonra ne olacak türünden meraklı bir bekleyiş var. *Döviz kurunun dalgalanmaya bırakılmasını nasıl karşılıyorsunuz? Tüm piyasa gibi biz de bekle ve gör politikası uyguluyoruz. Avrupa piyasaları spekülasyona pek açık değildir. Rasyonel hareket etmeyi tercih eder. Sanırım tüm Avrupa, herhangi bir politika değişikliği öncesi dalgalanmanın nasıl gelişeceğini bekleyecektir. *Madem sorun bir güven konusu, Türkiyenin en kısa surede dış piyasaların güvenini kazanmak için neler yapması gerekiyor? Her şeyden önce içinde bulunduğu siyasi krizi aşması gerekiyor. Bizim analizlerimiz, siyasi krizi aşamadığı takdirde ekonomik reformları da gerçekleştiremeyeceği yönünde. Simdi IMF reçetelerini hayata geçirmek, çok siki bir para politikası uygulamak ve özelleştirmeleri en kısa surede gerçekleştirmek gerekiyor. Ancak, ilk etapta dış piyasaları rahatlatacak olumlu sinyaller vermek lazım. Bunun basında da, Cumhurbaşkanı ile Basbakaın ülkeyi beraber yönetmeye devam etmek istedikleri mesajı geliyor. Yabancı yatırımcıların kafasında su anda, acaba ülke yeni bir seçim dönemine veya siyasi krize mi gidiyor sorusu var. Bu soruyu ortadan kaldırmak gerekiyor. Bu soru işareti ortadan kaldırılıp, IMF programı da yürürlüğe konduğu takdirde dış yatırımcı da geri dönecektir. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||