|
|
Her filmde korsanın hain düşmanları tarafından alçakça kaçırılır, ve vücudu saran, şeffaf elbiseler içinde bin türlü zor duruma düşerdi. Filmin sonunda göz yaşartan bir öpüşme sahnesinden sonra yeniden ayrılık...Korsan yeni seferlere, Anjelik, yeni düşmanların kucağına. Şaziye veya Anjelik, Türk ekonomisin hali pek farklı değil bu günlerde. İHALEYİ ATLATTIK Devletin tepesinde tepelerin atmasının derede-tepede kimseye bir faydası olmadığı görüldüğünden, Ankarada hava yatışmaya başladı. Mega-ihaleyi de atlattık. Ama, hala Şaziye Hanımı nasıl kurtaracağımızı çözemedik. Ankarada hava serinleyince mali piyasalar biraz yatışır gibi oldu, ama her episode da giden paranın bir kısmı geri gelmiyor. Biz de para arzını giren yabancı paraya endekslediğimiz için, her kaçan dolar geride artan faizler bırakıyor. Faiz, hem ekonominin motorunu tıkıyor, hem de giderlerinin büyük bölümünü oluşturduğu bütçenin Anjeliğini ağlatıyor. Tabii, kimsenin söylemediği bir gerçek de bu tip krizlerin cari açık ve enflasyon sorunlarını kökten hallettiği. Ama amaçlanan bu değil, onun için bu krizlerin bizim gibi uslanmazların anlayacağı tek ders olduğu açısından yaklaşmayacağım olaya ve bunlara kötü gelişmeler olarak bakacağım. Hikaye basit. Bu reel faizleri Mayıs ayına kadar makul seviyelere düşüremezsek, bütçe hedeflerine varılmaz. Daha da kötüsü, ekonominin büyük bölümünden eser kalmaz. Bankacılık sistemi konusunda hiç görüş belirtmiyorum ki İntihar Hot Lineı aramayın diye. OLAN KREDİBİLİTEYE OLUYOR Bu becerilebilir mi? Sn. Şaziye dış mihraklar vasıtası ($$$$) ile kurtulacak, ama Hasoğlan yine Ankara. Ankara aklını başına toplarsa, niye olmasın? Bugün reformlarda, AB üyeliğinde, yolsuzluk soruşturmalarında gelinen nokta küçümsenecek boyutta değildir. YOK OLAN, ve giderken beraberinde yabancı sermayeyi de götüren kredibilitemiz, yani bugüne kadar yapılanların devam ettirilmeyeceği kaygusu. Bunun geri kazanılması lazım. Bunun için önce psikolojimizi değiştirmeliyiz. Pazartesi günü MGKnda yaşanan olayları kriz haline getirmemeyi öğrenmeliyiz, çünkü artık Türkiyenin çivileri çıktı. Deprem, globalleşme, 28 Şubat, Öcalanın yakalanması...karşı konulmaz bir hızla değişiyoruz. Ve her kurum ve insan ayrı hızla değişiyor, devletin ve toplumun çeşitli kesimleri arasında bu kavgalar çıkacak, çıkmak zorunda. Eğer biz kendimizi ve yatırımcılarımızı bu tip artçı şoklara hazırlamazsak, kıyamet günü sandığımızdan daha yakın olabilir. İkincisi de IMFye, Dünya Bankasına ve ABye verdiğimiz taahhütleri yerine getirmek. Güvenilir bir partner ve kendine düşeni yapan bir hasta olduğumuzu artık ispat etmek zorundayız Yedi Düvele. Yine kriz mriz, Elektrik Piyasası Kanunu gecikti, ama bu hafta hal olacak diyelim. Daha sözünü verdiğimiz bir sürü reform ve özelleştirme var. Biz bazen gözümüzü sahadan ayırsak da, Batı bunların hep takipçisi. İş bu kadar basit. Eğer bu iki şeyi yapabilirsek gerisi gelecek. Bir kere, ekonomik veriler yabancı sermaye açısından çok şık çıkacak. Düşen enflasyon, belki yaz aylarında cari fazla, en önemlisi gittikçe rekabete açılan ve politki baskılardan kurtulan bir ekonomi, yatırım için cazip. Ammmmaaa, kredibilite geri gelmezse, o tek dişi kalmış canavar mabadımıza her an bir ısırık daha atabilir. Bu mabadın da pek ısırık kaldıracak hali kalmadı, her yeri mosmor. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||