| | | | Aynı dakikalarda repo piyasasında gecelik faiz yüzde 2000’i aşmış, yeni bir tarihi rekor kırmak üzereydi. Birkaç dakika sonra yüzde 3000’e kadar tırmandı. Yüzde 3000, bir günlük faizin yüzde 8.22 olduğu anlamına geliyor...
Oysa Başbakan, krizde hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi rahat konuşabiliyordu. Acaba Başbakan’ın bu rahatlığı binlerle ifade edilen faizlere “kanıksamasından” mı kaynaklanıyordu.
GSM PARASI KURTARDI
Türkiye Pazartesi sabahı Başbakan Bülent Ecevit’in Milli Güvenlik Kurulu’nu terketmesiyle başlayan bir mali krizle haftaya başladı. Başbakan’ın “Bu ciddi bir krizdir” açıklamasının ardından film koptu. Neredeyse her alanda yeni rekorlar kırıldı.
Bir günde 7.6 milyar dolar çıktı. Kasım ayı krizinde bile bir günde çıkan para 1.5 milyar dolar düzeyinde kalmıştı. Gecelik faiz yüzde 3000’e vurarak tarihin en yüksek seviyesine çıktı. Bono faizleri yüzde 100’lere tırmandı. Borsa 11 binden 8 bine kadar indi.
Dün Hazine, ancak vadeyi bir aya indirerek yüzde 144.2 bileşik faizle borçlanabildi. Oysa bu ihale, Milli Güvenlik Kurulu toplantısındaki kavgadan önce yapılsaydı faiz büyük ihtimalle yüzde 60 civarında gerçekleşecekti. Vadenin kısa olması, Hazine’nin yükleneceği ek maliyetin şimdilik 60 trilyon lira civarında kalmasını sağladı. Elbette bir ay sonraki ihalede faizler yeniden makul seviyelere inerse...
Hazine dün ancak 2.2 katrilyon lira borçlanabildi, aradaki 1.7 katrilyon liralık fark ise GSM 1800 lisansından ve dış borçlanmadan gelen parayla kapatılacak.
“SORUMLU BEN DEĞİLİM”
Acaba Başbakan’ın gülücükler dağıtmasının nedeni, bu kriz konusunda olduğu gibi, kendisini sorumluluklarından sıyrılmış hissetmesi mi?
Nasıl olsa bu “krizin sorumluluğu Cumhurbaşkanı’na ait”. Belki bundan sonra da topu Cumhurbaşkanı ve IMF’e atarak işi götürmeyi düşünüyor.
Türkiye, kasım ayı kriziyle reel sektörü iyice bunaltan, iflasları, işsizliği tırmandıran bir döneme adım attı. Başbakan birkaç gün önce reel kesimin temsilcilerine kendilerini rahatlatacak önlemler alacakları sözünü verdi. Ama bu kriz, işverenden çalışan kesime herkesin yaşamını biraz daha güçleştirecek. Piyasalarda dengelerin kurulması, mali sektör-reel sektör ilişkilerinin rayına oturması biraz daha uzayacak.
Belki de Başbakan, ekonomik baskılar altında bunalıp kapısına dayananlar için bundan sonra vereceği yanıtı bulduğunu düşünüyor: “Kriz çıkar haa!” | |
Emine Uşaklıgil’in tüm yazıları