|
Devletin zirvesinde büyük kriz Sezgin: Hükümet istifa etmeli FP: Cumhurbaşkanı da olsa terbiye sınırları içinde konuşmalı Demirel: Türkiye'ye zarar vermemesini temenni ediyorum TİM: Ülkenin krize tahammülü yok ANAP'lı Tuzcu: İtidalli hareket lazım Köse: Ecevit'in tavrına saygılıyım |
|||
Hükümetin ekonomik programa başladığı dönemde de sanayicilerle biraraya geldiğini hatırlatan Çiller, o gün söylenen her şeyin bugün doğru çıktığını kaydetti. Çiler, Türkiyenin önünde çözüme giden yolların giderek tıkandığını, ancak halen var olan çözümlerin de bulunduğunu dile getirerek, Hepimiz enflasyonun düşmesini istiyoruz dedi. Hükümetin uyguladığı programın enflasyonu belli bir düzeye indirmeyi öngördüğünü anlatan Çiller, programın başladığı zaman yaptıkları eleştirilerin haklı çıktığının görüldüğünü bildirdi. Çiller, sözlerini şöyle sürdürdü: Şimdi iki gelişme var. Türkiye 40 katır mı, 40 satırla mı karşı karşıya? Yani Türkiye ya reel faizleri seçecek, ya da yüksek faizlerde durgunluk yaratacak, cari işlemler açığını kontrol altına alacak, bu sanayinin topyekün çökmesi demektir. Veya bunu yapmayıp kur ayarlaması gündeme gelecek, faizler düşecek, o zaman da sıcak para kaçacak. Kur ayarlaması oranlarının Türkiyenin kaldırabileceği oranları giderek aştığını ifade eden Çiller, Türkiyenin yapması gereken kamu kesimi açıklarını azaltmaktır dedi. Çiller, bunun bütçe açığı olmadığını kaydederek, kamu açığının 48 katrilyon lira olduğunu söyledi. DEVLETÇİ ZİHNİYET... Böyle bir ortamda enflasyonun inmesinin mümkün olmadığını dile getiren Çiller, enflasyonda mart ayında da düşüş olacağını, nisandan sonra düşmenin duracağını ve temmuz ayında eğer kur ayarlaması gündeme gelirse yükselmeye başlayacağını savundu. Çiller, Bugün yapılması gereken devletçi zihniyetten vazgeçmektir. Bu iktidarın en büyük yanlışı genlerinde olan devletçilik zihniyetidir. Vazgeçemiyorlar şeklinde konuştu. Her şeyi kamu yutuyor. Milletin takatı, sanayinin takatı bitti diyen Çiller, giderek artan vergilerle de nefes alınmayacak duruma gelindiğini ileri sürdü. Çiller, Bu işi bilmiyorlar. Neyi imzaladık fark etmiyorlar. Çözüm, hiç olmazsa çözümü konuşmaktır. Bu ülke hepimizindir dedi. BU VAHİMDİR DYP Genel Başkanı Çiller, bir süre basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmenin ardından da gazetecilere açıklamalarda bulundu. Çiller, şunları kaydetti: Bugün sayın Başbakanın ifadesiyle bir kriz yaşanmaktadır. Bu kriz eğer varsa, bu bir Başbakan tarafından ifade ediliyorsa, bunun gereğinin hemen takip edilmesi gerekli. Türkiyede uzun süredir kurumlar ve kurallar birbirine karıştırılmıştır. Özellikle kamuoyunu ve kamu vicdanını rencide eden, rahatsız eden icranın yargı üzerinde kurduğu baskıdır. Cumhuriyetin hiçbir döneminde, hiçbir Başbakan yolsuzlukların üzerine gidiyor diye bir savcıyı, bugüne kadar kamuoyu önünde açık bir şekilde baskı altına almamıştır. Bugün gördüğümüz mesele üzücüdür. Ülkenin ekonomisi son derece hassas dengeler içindedir. Ülke fakirleşmiş, ihracat çökmüş, cari işlemler ve ticaret açığı Cumhuriyet tarihinde görülenlerin her birini katlamış. Kamu açığı Cumhuriyet tarihimizi bir yılda birkaç defa katlamıştır. Bütün bunların içinde milletin giderek fakirleştiği, umutsuz olduğu ve sanayimizin çöktüğü, reel sektörün adeta feryat ettiği bir dönemde gördüğümüz şey devletin tepesinde bir kavgadır. Bu vahimdir. Hele hele bir başbakan buna kriz diyorsa, o zaman bunun gereği de hemen yapılmalıdır. HÜKÜMET HEMEN İSTİFA ETMELİ Böyle bir coğrafyada bir devletin yönetiminin zorluğuna dikkat çeken Çiller, şöyle devam etti: Bu coğrafya, nice devlete mezar olmuş bir coğrafyadır. Hassas dengeleri vardır, koşulları vardır. Bugün itibariyle biliyoruz ki Irakta bir savaş devam ediyor. G-20ler Türkiyeye geliyor. Bu kadar hassas dengelerin olduğu bir dönemde, bir başbakan bütün bunların mesuliyetini de taşımak mecburiyetindedir. Bugün 3.2 milyar dolar dışarı çıkıyor. Borsa çöküyor, yabancı sermayenin böyle bir ortamda gelmesi söz konusu değildir. Niye sayın Başbakan diyalog kurma yerine ya kavga ederim ya çeker giderim demiştir. Bu devletin yönetimiyle ve ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Böyle bir ortamda yapılması gerekli olan hemen bu krizin, bu devlet krizinin gereğinin yapılması ve hükümetin hemen istifa etmesidir. Meclis ve ülke yeni bir başlangıç yapmak mecburiyetindedir. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmamalıdır. Türkiye bir büyük ülkedir, bir büyük millettir. Ama siyasette bölünmüşlüğün giderilerek, Mecliste yoğunluğa giden bir seçimin Türkiyenin yeni bir başlangıcı olacağını, buna umutla sarılmamız gerektiğini inanıyorum. Aksi takdirde o sandık nasıl olsa gelecek, ama tahribat büyüdükten sonra, birkaç defa daha bu tür meselelerle bütün Türkiye ve millet sıkıntı altında kaldıktan sonra gelecek. Bu dönemde, böyle bir ortamda seçim zordur. Ama seçimi yapmamanın maliyeti çok daha fazladır ve kangren daha fazla her tarafa yayılır KAVİNİN KONUŞMASI İSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi de, kasım ayında yaşanan krize dikkat çekerek, mali sektörde ortaya çıkan krizin yükselen faizlerle reel sektöre yansıdığını söyledi. Kavi, krizin geçici kontrol altına alınmasına rağmen mali krizin ekonomideki etkisinin sürdüğünü bildirdi. Ekonominin önündeki ağır tabloyu aşmanın imkansız olmadığına işaret eden Kavi, bunun için akılcı olmak gerektiğini kaydetti. MGKda yaşanan olayı fevkalade üzücü olarak nitelendiren Kavi, Türkiye haftaya aslında önemli bir gündemle girmişti. G-20 toplantısı var. Dünya Bankası Başkanı burada. Ancak görülen şu ki; Türkiyede siyaset hassas ve halk siyasetin yarattığı güvensizlik ortamında piyasalar da son derece hassas. Ortaya çıkan tablo, bir taraftan ekonomiye çözüm ararken, yapısal reformların da hayata geçirilmesi lazım. EKİNCİ: ECEVİT DENETİMDEN RAHATSIZ DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, MGKda Cumhurbaşkanı-Başbakan arasında yaşanan krizi Sayın Başbakan denetimden ve suallerden rahatsızdır sözleriyle değerlendirdi. MGKda yaşanan olayı ANKAya değerlendiren Ekinci, Bu olay devletin tepesinde, zirvesinde bir krizdir dedi. Ekinci, cumhuriyet tarihinde görülmeyen bir durumla karşı karşıya olunduğunu bildirerek, Burada sanıyorum sayın başbakan cevap verme durumunda olduğu sorulara verecek cevabı olamamıştır. Yoksa orası sorulan suallere devletin zirvesinde cevap verme ve ülke meselelerini değerlendirme yeridir. Orayı terk etme yeri değildir dedi. Ecevitin uzunca bir süredir konuşmalardan, suallerden rahatsız olduğunu ileri süren Ekinci, sözlerini Sayın Başbakan devletin kurumlarının önüne koyduğu dosyalardan rahatsızdır, savcılarından rahatsızdır ve sonuçta da meselelerin Mecliste konuşulmasından rahatsızdır. Susan bir Türkiye istiyor. Başbakan artık her şeyden alınıyor, rahatsız oluyor. şeklinde sürdürdü. Ekinci, MGKnın ülke meselelerinin konuşulduğu en üst anayasal bir kurul olduğunu, MGKyı terk etmenin krizi körükleyeceğini belirtti. | ||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||