Home page
Haber Menüsü


İhlaszedeler zarara katılmak zorunda
Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, İhlas Finans yöneticileri için güveni kötüye kullanmak iddiasıyla hapis ve ağır para cezası istenebileceğini ancak alacaklıların imzaladıkları sözleşme nedeniyle zarara da katılmak zorunda olduklarını söyledi.
İstanbul
AA
12 Şubat— İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret ve Banka Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Erdoğan Moroğlu, İhlas Finans Kurumu’nun faaliyet izninin kaldırılma gerekçesinde yer alan hükümler nedeniyle, şirketin yöneticileri hakkında, “güveni kötüye kullanmak” iddasıyla 2 aydan 5 yıla kadar hapis ve ağır para cezası istenebileceğini bildirdi.

   
 
       
    MSNBC News Mudiler İhlas Finans kapısında
MSNBC News İhlas Holding: İhlas Finans'a nakdi borç yok
MSNBC News İhlas Grubu'nun 70.511 ortağı var
MSNBC News İhlas Finans'dan açıklama: Paralar ödenecek
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Prof. Dr. Moroğlu, alacaklılar ile şirket arasındaki sözleşmenin kar-zarara katılma sözleşmesi olduğunu hatırlatarak, “O yüzden zarar varsa zarara da katılacaklardır” dedi.
       Zararlar düşüldükten sonra özel bir ödeme mekanizması olmadığını anlatan Prof. Dr. Moroğlu, şöyle devam etti:
       “Şirket tasfiyeye girmişse bunlar toplu bir tasfiye yapacaklardır. Yani alacaklılar icraya başvurabilirler ama şirketin tasfiyesini yürütenler de şirket adına diyeceklerdir ki; (Biz tasfiyeyi yapıyoruz. Sonuçta birşey kalırsa, kendilerine, alacaklılara verilecektir. Alacaklarını buraya yazalım.) Tasfiye memurlarının amacı da öncellikle alacakları tahsil etmek, borçları tespit etmek, malvarlığını paraya çevirmek ve kalan parayı ortaklarına vermek. Ama hiç şüphesiz ortaklarına birşey kalmayacaktır. İhlas Finans’ın alacaklısı, ona bir şekilde kar-zarar ortaklığı hesabında para yatıran kimselerdir. Onların alacağı, şirketin varlığı nakde çevrildikten sonra kendilerine verilecek. Tabii alacakları karşılayacak para kalırsa. Bu alacaklar da derece derecedir. Daha önceden ödenmesi gereken alacaklar vardır. Mesela kamu alacakları, imtiyaz alacakları. Bunlar alacaklardan önce verilecektir.”
       
OTOMATİKMAN TASFİYEYE GİRDİ
        Bütün bunların genel hükümlere göre bir tasfiye olacağını belirten Prof. Dr. Moroğlu, bu tasfiyenin; Bankalar Kanunu’nun öngördüğü türden bir tasfiye olmadığını, BDDK denetimine tabi olarak, özel finans kurumunun faaliyeti yapma ruhsatının geri alındığını, yani mevduat toplama ve bankacılık yapma işlemi izninin iptal edildiğini kaydetti.
       Prof. Dr. Moroğlu, “Öyle olunca da, esas işi bu olduğuna göre, faaliyeti durmuş ve otomatikman tasfiyeye girmiştir” dedi. Şirketin uğraş konularını sürdürme imkanı kalmayınca ister istemez tasfiyeye gireceğini belirten Prof. Dr. Moroğlu, tasfiyenin nasıl yapılacağına ilişkin şu bilgiyi verdi:
       “Anonim bir şirket şeklinde kurulu olduğu için eğer ana sözleşmesinde aksine hüküm yoksa, tasfiye memurluğu görevini mevcut idare meclisi yapar. Ancak bunlar özel finans kurumunun mali durumunun bu hale gelmesine çeşitli yanlışlarla, Bankalar Kanunu’na, bankacılık tabirlerine aykırı kredi kullandırma yoluyla sebep olmuşlar. Öyle olunca bu kusurları işleyenlere, (tasfiyeyi de siz yapın) diye bırakırlar mı? Alacaklılar ne yapacaklardır? Alacaklılar da, bu tasfiyeyi şirketi bu duruma getirenlere bırakmayacaklarına göre, şirketin merkezinin bulunduğu ticaret mahkemesine müracat ederek, mahkemeden de bir tasfiye heyeti tayin edilmesini sağlamalıdırlar.”
       Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, mahkemece bir tasfiye heyeti seçilmesinin mümkün olduğunu vurgulayarak, “Yani tasfiye, genel hükümlere göre yapılacaktır. Can alıcı noktası budur” dedi.
       
NE CEZA ÖNGÖRÜLEBİLİR?
        BDDK’nın aldığı karar ile, alacaklılarla şirketi ve onu temsil edenleri baş başa bıraktığını öne süren Prof. Dr. Moroğlu, şirket yöneticilerinin de artık rastgele, gözü kara rahat hareket edemeceklerini söyledi.
       Prof. Dr. Moroğlu, “Güveni kötüye kullanma” suçu işlemiş şirket yöneticileri hakkında Ceza Kanunu’nun 508-510. maddelerine göre 2 aydan 5 yıla kadar hapis ve ağır para cezası istenebileceğini belirterek, ortaklar için de bundan sonra bir banka yöneticisi ya da ortağı olmak istemeleri halinde, BDDK’nın buna izin vermeyeceğini bildirdi.
       Banka sayılmadıkları için bankalar hakkındaki müeyyidelerin bu tür şirketler hakkında uygulanmadığına değinen Prof. Dr. Moroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
       “Bankaların tabi olduğu düzene bunlar tabi tutulmuyor. Bu doğru değildir. 20 yıl öncesinden bugüne 20-30 noktayı değiştirerek, bankalara yaklaştırdılar. Ama hala bu banka yöneticileri için söz konusu olan özel müeyyyidelere bunları tabi tutmadılar. İşte o nedenle ceza bakımından da genel hükümlere tabiler. Yalnız alacak-verecek dediğimiz hukuk yönünden değil, ceza yönünden de bunlar genel hükümlere tabiler.”
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları