Home page
Haber Menüsü


 
Her şey kurlar için
 
Bir performans kriteri olarak para piyasalarına damgasını vuran NİV’in, pratikte anlamını yitirdiği söylenebilir. Merkez Bankası artık programda en önemli unsuru kur istikrarı olarak görüyor. Bunda elindeki en önemli silah faizler.
 
Oğuz Karamuk
CNBC-E
 
6 Şubat—  Merkez Bankası, Türkiye’nin yürüttüğü Para Programı’nda en önemli unsur olarak kur istikrarını belirledi. Uluslararası Para Fonu’na (IMF) verilen ve bugün açıklanan 5. niyet mektubuna konulan maddeler bunu açıkça gösteriyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Daha önce Ocak sonu itibariyle + 900, Şubat sonu itibariyle + 800 trilyon (Diğer aylar için de çeşitli hedefler var) lira olarak belirlenen Net İç Varlıklar hedefi (NİV) 0’a (sıfır) indirildi.
       Artık Merkez Bankası’nın NİV hedefi 0 ile eksi sonsuz arasında bir yerde olacak. Böylece 2000 başından itibaren IMF ile yapılan anlaşmanın bir performans kriteri olarak para piyasalarına damgasını vuran NİV’in, pratikte anlamını yitirdiği söylenebilir.
       
ASLINDA NİV KALMADI
       NİV hedefindeki bu değişiklik şu anlama da geliyor: 2000 başından itibaren aldığı döviz karşılığında piyasaya TL enjekte eden Merkez Bankası’nın bundan sonra böyle bir zorunluluğu yok.
       Merkez Bankası, 100 milyar dolar da alsa bunun karşılığında TL yaratmama gücüne sahip. Böylece faiz oranlarını belirleme gibi önemli bir gücü tamamiyle kontrolü altına alıyor. Nisan’da yapılacak yasa değişikliğiyle enflasyon hedeflemesine geçecek olan Merkez Bankası’nın, bu değişiklik öncesi cephanelerini hazır duruma getirdiği de söylenebilir.
       
DÖVİZE HÜCUM EDEN YANAR
       Bu kararın pratikte piyasaya yansıması şu şekilde değerlendirilebilir:
       Merkez Bankası uygulanan ekonomik programda en önemli unsuru kur istikrarı olarak görüyor. Bunda söz konusu ekonomik programda kurun “çıpa” olarak kullanılması da önemli bir etken.
       Kur istikrarının sağlanmasında da, Merkez Bankası’nın elindeki en önemli silah faizler. Ancak geçtiğimiz yıl görüldüğü gibi, NİV’in belirli bir bant içinde tutulduğu para programı, Merkez Bankası’nın faiz silahını yeterince kullanmasını engelliyor.
       Zaten Merkez Bankası’nın üst yönetimi ve IMF yetkilileri arasındaki en önemli anlaşmazlık, NİV hedefinin bir bant şeklinde konulması olmuştu. Geçen yıl uygulanan NİV bandı Merkez Bankası’nın parasal büyüklükler ve dolayısıyla faiz oranları üzerindeki kontrolünü tam olarak sağlayamamasına yol açtı.
       Bu, Kasım’da yaşanan krize ortam hazırlayan etkenlerden biri olduğu gibi, kriz sırasında da Merkez Bankası’nın elini bağladı.
       
SIKI PARA MI, KONTROLLÜ PARA MI?
       Şimdi ise tıpkı 1998 ve 1999’da yaşanan kriz sırasında olduğu gibi kurların istikrarını sağlamak amacıyla faiz silahı serbest kullanıma sokuluyor. Ancak bu tam anlamıyla bir sıkı para politikası olarak da değerlendirilmeyebilir.
       Çünkü, Merkez Bankası’nın bu silahı sonuna kadar kullanıp, ekonomiyi yüksek reel faiz baskısı altında ezmesi çok anlamlı olmayabilir. Yine de kura yönelik beklentilerin devam etmesi, Merkez Bankası’na gerektiğinde sıkı para politikasına dönme olanağı sağlıyor.
       Yani 1998-99’da uygulanan sıka para politikasıyla son alınan kararların temelindeki farklılık, Merkez Bankası’nın daha rahat hareket edebilme özgürlüğü olarak gözüküyor.
       Bununla birlikte sistemin, dövize karşı herhangi bir spekülatif atak yapması devalüasyondan önce bir likidite krizi doğuracak. Yani, son günlerde artan devalüasyon söylentilerine karşın Merkez Bankası şartları ve sonuçları ortaya koyup, durumu “Siz bilirsiniz” e getiriyor.
       Bununla birlikte döviz girişi devam ederse, Merkez Bankası diğer dengeleri de gözeterek, hedeflenen enflasyon doğrultusunda faiz oranlarının düşmesine izin verebilir.
       
RİSKLER NELER?
       Tabii her ilaçta olduğu gibi bu kararın da yan etkileri ortaya çıkabilir. Piyasa, Merkez Bankası’nın kur programını, “her şeye rağmen” sürdüreceği taahhütüne rağmen döviz getirmeyebilir.
       Hatta kura yönelik spekülatif beklentiler de sürebilir. Bu durumda Hazine’nin borçlanmalarının da etkisiyle yüksek faizler ekonominin üzerinde ağır bir baskı yaratacaktır.
       Sonuç olarak geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi ekonomide uzun bir durgunluk ve küçülme döneminin yaşanması muhtemel bir senaryo olarak karşımıza çıkar.
       Diğer bir risk de, kura yönelişin yabancılar tarafından gerçekleşmesi durumunda Türk bankalarının işinin daha zorlaşması olarak görünüyor.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları