|
|
Alptürk'ten Telekom özelleştirilmesine destek |
|||
Her ne kadar Başbakan Bülent Ecevit Türk Telekomun özelleştirmesinde bir sorun olmadığını açıklamış ise de, bu değerlendirme genel kabul görmedi. Özelleştirme konusunda koalisyondaki görüş ayrılıklarını gözler önünde seren Türk Telekomun özelleştirilmesi, bıçak sırtındaki ekonomi karşısındaki en ciddi tehdide dönüştü. TELEKOM SEKTÖRÜNDE YAYGIN SIKINTI 90lı yılların parlak günlerini artık geride bırakmış olan dünya Telekom şirketleri şu dönem kendi yaralarını sarmakla meşgul ve yoğurdu üfleyerek misali yeni yatırımlara daha temkinli yaklaşıyor. Türkiye-Almanya arasındaki görüşmelerin Türk Telekomun uluslararası trafiğinin üçte birini teşkil etmesi Deutsche Telecomun ilgisine yol açtığı, ihale komisyonu ve Deustche Telecom yetkilileri arasında 1 Şubatda Bonnda yapılmış toplantının da olumlu geçtiği anlaşılıyor. Ancak British Telecom gibi hisse değeri yarı yarıya erimiş olması, bu dünya devini Türkiyenin genel yatırım iklimine daha da duyarlı kılmıştır. Liberalizasyon, artan rekabet, yeni teknolojiler telekom şirketlerini karlarını eritirken, Avrupa 3.kuşak GSM lisans yatırımları da bilançoları olumsuz etkilemiş, 100 milyar dolara aşkın bir borçlanmaya yol açmıştır. Orange için abone başına 6000 euro ödemiş olan France Telecomun, bugün yüzde 18ini 1300 eurodan devretmek durumda olması, yapılan yatırımların geri dönüşü konusundaki kuşkuları pekiştiren bir gelişme. Piyasalar tarafından hırpalanmayan telekom şirketi sayısı az. Bunların başında İngilterenin alternatif operatörleri Colt ve Energis, Cable & Wireless, GSM devi Vodafone, ve yerel tekel konumlarını iyi değerlendirmiş olan ABD Baby Bellleri SBC Communications, Verizon, Bell South and Qwest/US West. Bu şirketlerin sergilediği olumlu tablonun aksine, Almanyada 2000 yılında sabit hatlar ve GSM telefon görüşme ücretleri ortalama yüzde 10 ucuzlaması ile, Avrupanın en büyük telekom şirketi Deutsche Telecomun 2002 yılında yaklaşık 500 milyon dolar zarar etmesi bekleniyor. İHALEYE SINIRLI İLGİ Cnbc-e haberine göre, Türk Telekom ihalesine yabancı firmaları ilgisi oldukça zayıf. Şu ana kadar ihale için Koç, Sabancı, Doğan, Doğuş, Rumeli ve Oyak Holding ile Global Menkul Değerler, Çukurova Holding-Ericsson ortaklığı ve Çinli ZTE firması gizlilik taahhütnamesi imzaladı. İhale şartnamesini almış kuruluşlar şimdilik Doğan, Doğuş, Koç, Oyak, Rumeli ve Sabancıdan ibaret. Gizlilik taahhütnamesini imzalamış diğer dört grup ihaleye ilişkin incelemelerini sürdürürken, Çinli ZTE firmasının telekomünikasyon sektöründe ekipman üretimi yaptığından şartname gereği ihaleye giremeyeceği belirtiliyor. REFORM ACZI VE GÜVENSİZLİK Şartnameyi alan şirketlerin çoğu, yabancı yatırımcıların çekimserliğini telekom sektörünün genel sıkıntısından çok, Türkiyedeki belirsizliğe bağlıyorlar. Türk Telekomun satışına ilişkin yasal düzenleme yapılmadıkça, özelleştirmeyi olanaksız görüyorlar. 7.5 milyar dolarlık ek rezerv kolaylığını sağlamayı hedefleyen ek niyet mektubunun onaylanabilmesi için, Türk Telekomun yüzde 33.5inin stratejik ortağa satışını düzenleyen kararname yönetsel haklar öngörmüş olmasına karşın, düzenleme yetersiz kalmıştır. Özelleştirmeden sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalovanın Bakanlar Kuruluna sunduğu tek maddelik yasa değişikliği, ihalenin iptali riskini bertaraf etmeye ve Ö YK kararıyla yapılmış olan düzenlemmeye yasal zemin sağlamaya dönüktür. Hükümet ortaklarına takılan yasa taslağı, gerçek veya tüzel kişilere devredilecek hisselerle birlikte tanınacak hakların kapsamını ve esaslarını, ihale komisyonunun teklifi üzerine ÖYKnin belirlemesini öngörüyor. Bu değişikliğin gecikmesi, hükümetin reform yapabilme yeteneği ve ekonominin geleceğine konusundaki kaygıları pekiştiriyor, ülkede güvensizlik ortamın hakim olmasına yol açıyor, yabancı yatırımcıların Türkiye bakışını olumsuz etkiliyor. Türk Telekomun satışına ilişkin ÖYK tarafından alınıp da yasal zemini olmayan kararın, iptal ve yürütmenin durdurulması istemi ile Danıştayın önüne gelmesi süreci, gerekli yasal adımları atmakta gecikmiş hükümetin inanırlılığını zedeleyen bir unsur. Türk Telekomun özelleştirilmesi ile ilgili koalisyonda süregelen sürtüşme böylece, yapısal değişimi engelleyen, kamu sektörünün kendi işlevine dönmesine set çeken, beklentileri olumsuz yönde etkileyen ve istikrar programı önündeki en temel ve en ciddi riske dönüşüverdi. Bütün bu belirsizlikler yabancı yatırımcıyı teşvik etmekten uzak kaldığı gibi, piyasaların IMF Yönetim Kurulunun 4. niyet mektubuna ilişkin bugün yapılacak değerlendirmesini daha da büyük bir tedirginlikle beklemesine yol açıyor. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||