Home page
Haber Menüsü


 
FP davası ve sonuçları
 
Hükümetin bakışı, FP içindeki gelişmeler, istikrar programı, AB’ye üyelik gibi konular dava üzerinde etkili olabilecek nedenler.
 
Şükrü Küçükşahin
NTV-MSNBC
 
31 Ocak—  Cumhuriyet eski Başsavcısı Vural Savaş tarafından açılan Fazilet Partisi’nin kapatılması ile ilgili davada Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararın piyasalar, ekonomik istikrar programı ve siyasi istikrar üzerinde önemli etkileri olacağı herkesin malumu.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Mahkemenin de bu nedenle, karar konusunda çok titizlendiği görülüyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin’in, siyasi partilerin kapatılmasını güçleştirmek amacıyla Anayasa’nın 69’uncu* maddesinde yapılmak istenen değişikliğe karşı çıkışına, (Başbakan Bülent Ecevit ile yaptığı görüşmede düşüncelerini aktarmasına rağmen, daha sonra bu düşüncelerini yazılı bir metinle açıklaması doğru bulunmasa da) bu açıdan da bakmak mümkün.
       Hukukçuların dışında üyelerin de görev yaptığı Anayasa Mahkemesi, yargısını verirken, diğer mahkemeler gibi, sınırları belli yasa hükümlerine uymak zorunda değil.
       Anayasanın geniş yorumu içinde hareket serbestisi var. Siyasilerin Yüce Divana gitmekten korkmasının nedeni de burada görülüyor. Çoğu siyasetçinin, “Orası öyle bir yer ki, mahkeme size yüklenen suçu kanıtlamak zorunda değil. Siz, mahkemeye kendi suçsuzluğunuzu kanıtlamak zorundasınız. Çünkü üyelerin kanaati geçerli” demesinin nedeni de bu.Böyle bakılacak olursa, FP kendisinin kapatılan Refah Partisi’nin devamı olmadığını kanıtlaması mümkün mü, sorusu sorulacaktır. Burada takdir yüce mahkemenin.
       
HÜKÜMET, FP’NİN KAPANMASINI İSTEMİYOR
       Hukukçu değilim. Ama siyasi gelişmeleri yakından izlemeye çalışan bir gazeteci olarak, kulislere yansıyan bazı bilgileri ve görüşleri aktarmak istiyorum.
       Öncelikle, hükümetin, FP’nin kapatılmasını istemediği ortada. En azından ara seçimi zorunlu kılacak bir karar çıkması dilenmiyor. Hükümetin kendi açısından haklı gerekçeleri var. Bir kere ara veya genel seçim istikrar programını tehlikeye düşürecek. İstikrar programı başarılı sonuçlar vermeden seçime gitmek, hükümetin aleyhine olacak.
       İkincisi; FP, mevcut haliyle zaten ikiye bölünmüş durumda. Bu da muhalefeti güçsüzleştirirken, hükümetin işini kolaylaştırıyor.
       Üçüncüsü, ortada pek çok devasa sorun varken; içerde ve dışarıda Türkiye’yi büyük mücadeleler beklerken, Türkiye’nin içine kapanıp seçimle uğraşması tehlikeli görülüyor.
       
YENİLİKÇİLERE FIRSAT
       Dördüncü bir neden ise FP’nin içi ile ilgili. Şu sıralar FP’nin yenilikçileri kadar davanın bir an önce sonuçlanmasını isteyen hiç kimse bulunamaz. Çünkü, yenilikçiler davanın kapatma ile sonuçlanması halinde, gelenekçilerle yollarını ayırmak için kendiliğinden bir gerekçeye sahip olacaklar.
       Davanın kapatma ile sonuçlanmaması halinde ise, “Hain” damgasını yemek pahasına da olsa, yine yollarını ayıracaklar. Hatta bu gerekçe ile yenilikçilerin kapatma istediği ileri sürülüyor; ama bunu doğrulayacak hiçbir beyana hiç kimse tanık olmadı.
       Hükümetin bu bakışı ve FP’nin iç gelişmelerinin dışında, konunun yurtdışı boyutu da görülmek zorunda. Avrupa Birliği’ne aday olmak isteyen Türkiye’de, ana muhalefet partisinin kapatılmasının yaratacağı imaj konusu kafaları karıştırıyor. Hele Refah Partisi ile ilgili davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde sürdüğünü düşünecek olursak, AB çevrelerinin de bundan çok memnun kalmayacağını düşünebiliriz.
       
BAŞKA FAKTÖRLER
       Bu davayla ilgili, toplumdaki bazı dinamik güçlerin etkilerinden de söz ediliyor. Bu etkinin bu kez Anayasa Mahkemesi aracılığıyla gösterileceği de, kimi çevrelerce ileri sürülüyor. Bu iddiayı ileri sürenler, daha çok sanki FP’nin hiç kusuru yokmuş; ama sistem onu kapatmaya karar vermiş,noktasında hareket ediyorlar.
       Oysa kapatılan RP’nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan’ın evinde toplantıya katılanlar, her yerde onunla birlikte görünen FP milletvekilleri, FP kongresinde herkesin gözü önünde atılan sloganlar, FP yöneticileri ile Erbakan’ın yaptığı bazı gizli görüşmelerin bantları görmezlikten gelebilir mi?
       İşte tüm bu sorular, hükümetin bakışı, FP içindeki gelişmeler, istikrar programı, AB’ye üyelik gibi konular dava üzerinde etkili olabilecek nedenler.
       
KAPATMA KARARI ÇIKARSA
       Karar 11 üyesi olan Anayasa Mahkemesinin. Üyeler, hiçbir etki altında kalmadan bu kararı verme gayreti içindeler. Peki kapatma kararı çıkarsa ne olur? Kapatma gerekçesi “FP, RP’nin devamıdır” olacaksa, çok sayıda milletvekilinin üyeliğinin düşmesi kesin.
       Mahkeme, böyle bir karar durumunda, kapatılmadan önce RP milletvekili olma sıfatını da taşıyan, 72 FP milletvekilinin üyeliğini düşürebilir.
       72 üyenin milletvekilliğinin düşmesi halinde, Anayasa’nın 78’inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesindeki, “... boşalan üyeliklerin sayısı, üye tam sayısının (550) yüzde beşini (28) bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir” hükmü gereği ara seçim zorunlu olacak.
       Yüce mahkeme 72 milletvekilini düşürmektense, FP’nin Başkanlık Divanı üyeleri ile Grup Başkanvekillerinin milletvekilliğine son verme kararı da alabilir. Bütün bu olasılıklar konusunda mahkemeyi bağlayan hiçbir hüküm yok. Mahkemenin kendi kanaati önemli.
       Böylesi bir kararın anlamı, FP’nin 15 milletvekilinin üyeliğinin düşmesidir. Halen TBMM’nin 8 sandalyesi boş olduğundan, boş üyelik 23’e çıkacak. Bu da ara seçim zorunluluğunu ortadan kaldıracak. Kapatma gerekçesi, “FP, Anayasanın 68’inci* maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen odak haline gelmiştir” olacaksa, bu durumda odaklık gerekçesini yaratan eylem ve davranışta bulunan üyelerin milletvekilliği düşürülecek. Bu sayı da 10 ile 15 arasında değişiyor. Sayı yüce mahkemenin kararına bağlı.
       
DELİL SAYILACAK MI?
       FP davasıyla ilgili, bugün mahkemenin önemli bir karar vermesi bekleniyor. Mahkeme, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22 Ocak’ta gönderdiği kongre kasetlerini ve diğer belgelerin delil olup olmadığına karar verecek.
       Yine kulislere yansıyanlara bakılırsa, delil sayılması durumunda bu kapatma yönünde bir işaret sayılacak, aksi taktirde FP’nin biraz daha umutlanması mümkün olacak.
       
KORKUTACAK TABLO...
       FP davası ile ilgili bu gelişmeler yaşanırken, Meclis’de göz göre göre tatsız bir tablo yaşandı. İktidar partilerinin Meclis İçtüzüğünde yapmak istediği 8 maddelik değişikliğin bazı tatsız olayları beraberinde getireceği herkesçe biliniyordu. En çok da iktidar partilerinin yöneticileri tarafından.
       Birincisi iktidar partilerinin yöneticileri DYP’nin gerekirse eylem yapacağını öğrenmişlerdi. İkincisi, FP Genel Başkanı Recai Kutan, Başbakan Bülent Ecevit’e, 29 Ocak gecesi Çankaya Köşkü’nde Gürcistan Cumhurbaşkanı onuruna verilen yemekte, “Bu İçtüzüğü çıkarırsanız, Meclis’de sertlikler yaşanır. Bunun nedeni de sertliği yapanlar değil, iktidar olur” dedi.
       Bu iki şıkka rağmen iktidarın değişiklikte direnmesi, “Muhalefet tarafından tehdit edilme” korkusuna mı dayanıyor? Eğer böyleyse, iktidarın daha uzlaşmacı olması gerekmez miydi?
       Sonuçta, Meclis’e hiç yakışmayan, Meclis tarihinde hiç görülmemiş olaylar yaşandı ve bir milletvekili hayatından oldu. Bu tablo herkesi korkutmak zorunda. Moda deyimi ile, “Birileri düğmeye mi bastı?” diye sormanın da anlamı yok. Çünkü, düğmeye basan ortada.
       Peki ama, varılmak istenen yer neresi, yapılmak istenen ne sorularını sormak gerekmeyecek mi?
       
*BİLMEK İSTEYENLERE
       68 maddenin 4. fıkrası:FP davası ile yakından ilgilenenler için, Anayasa’nın ilgili hükümlerini de anımsatmak istedik. Siyasi partiler için, uyulmaması halinde kapatma nedeni olan Anayasa’nın 68’inci maddesinin dördüncü fıkrası aynen şöyle:
       “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığı, ülkesi ve milletin bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, milletin egemenliğine, demokratik laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz.; suç işlenmesini teşvik edemez.”
       69. madde: Anayasa’nın 69’uncu maddesi ise kapatma konusuna açıklık getiriyor. Maddenin 6,7,8 ve 9’uncu maddeleri şöyle: “Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının 68’inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir. Bir siyasi partinin 68’ihci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerden ötürü temelli kapatılmasına; ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir.”
       “Temelli kapatılan bir parti başka ad altında kurulamaz.”
       “Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazetede gerekçeli olarak yayınlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamazlar.”
 
       
   
MSNBC News Emine Uşaklıgil’in tüm yazıları
MSNBC News Oğuz Büktel’in tüm yazıları
MSNBC News Şükrü Küçükşahin’in tüm yazıları
MSNBC News Turgut Tokgöz'ün tüm yazıları
MSNBC News Levent Gürses'in tüm yazıları
MSNBC News Kerem Alkin’in tüm yazıları
MSNBC News Murat Arın’ın tüm yazıları
MSNBC News Atilla Yeşilada’nın tüm yazıları
MSNBC News Yarkın Cebeci’nin tüm yazıları
MSNBC News Bayram Başaran’ın tüm yazıları
MSNBC News Mahmut Kaya’nın tüm yazıları
MSNBC News Murat Yeşildere’ın tüm yazıları
MSNBC News Celal Pir’in tüm yazıları
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları