|
Mahkemenin de bu nedenle, karar konusunda çok titizlendiği görülüyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Buminin, siyasi partilerin kapatılmasını güçleştirmek amacıyla Anayasanın 69uncu* maddesinde yapılmak istenen değişikliğe karşı çıkışına, (Başbakan Bülent Ecevit ile yaptığı görüşmede düşüncelerini aktarmasına rağmen, daha sonra bu düşüncelerini yazılı bir metinle açıklaması doğru bulunmasa da) bu açıdan da bakmak mümkün. Hukukçuların dışında üyelerin de görev yaptığı Anayasa Mahkemesi, yargısını verirken, diğer mahkemeler gibi, sınırları belli yasa hükümlerine uymak zorunda değil. Anayasanın geniş yorumu içinde hareket serbestisi var. Siyasilerin Yüce Divana gitmekten korkmasının nedeni de burada görülüyor. Çoğu siyasetçinin, Orası öyle bir yer ki, mahkeme size yüklenen suçu kanıtlamak zorunda değil. Siz, mahkemeye kendi suçsuzluğunuzu kanıtlamak zorundasınız. Çünkü üyelerin kanaati geçerli demesinin nedeni de bu.Böyle bakılacak olursa, FP kendisinin kapatılan Refah Partisinin devamı olmadığını kanıtlaması mümkün mü, sorusu sorulacaktır. Burada takdir yüce mahkemenin. HÜKÜMET, FPNİN KAPANMASINI İSTEMİYOR Hukukçu değilim. Ama siyasi gelişmeleri yakından izlemeye çalışan bir gazeteci olarak, kulislere yansıyan bazı bilgileri ve görüşleri aktarmak istiyorum. Öncelikle, hükümetin, FPnin kapatılmasını istemediği ortada. En azından ara seçimi zorunlu kılacak bir karar çıkması dilenmiyor. Hükümetin kendi açısından haklı gerekçeleri var. Bir kere ara veya genel seçim istikrar programını tehlikeye düşürecek. İstikrar programı başarılı sonuçlar vermeden seçime gitmek, hükümetin aleyhine olacak. İkincisi; FP, mevcut haliyle zaten ikiye bölünmüş durumda. Bu da muhalefeti güçsüzleştirirken, hükümetin işini kolaylaştırıyor. Üçüncüsü, ortada pek çok devasa sorun varken; içerde ve dışarıda Türkiyeyi büyük mücadeleler beklerken, Türkiyenin içine kapanıp seçimle uğraşması tehlikeli görülüyor. YENİLİKÇİLERE FIRSAT Dördüncü bir neden ise FPnin içi ile ilgili. Şu sıralar FPnin yenilikçileri kadar davanın bir an önce sonuçlanmasını isteyen hiç kimse bulunamaz. Çünkü, yenilikçiler davanın kapatma ile sonuçlanması halinde, gelenekçilerle yollarını ayırmak için kendiliğinden bir gerekçeye sahip olacaklar. Davanın kapatma ile sonuçlanmaması halinde ise, Hain damgasını yemek pahasına da olsa, yine yollarını ayıracaklar. Hatta bu gerekçe ile yenilikçilerin kapatma istediği ileri sürülüyor; ama bunu doğrulayacak hiçbir beyana hiç kimse tanık olmadı. Hükümetin bu bakışı ve FPnin iç gelişmelerinin dışında, konunun yurtdışı boyutu da görülmek zorunda. Avrupa Birliğine aday olmak isteyen Türkiyede, ana muhalefet partisinin kapatılmasının yaratacağı imaj konusu kafaları karıştırıyor. Hele Refah Partisi ile ilgili davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde sürdüğünü düşünecek olursak, AB çevrelerinin de bundan çok memnun kalmayacağını düşünebiliriz. BAŞKA FAKTÖRLER Bu davayla ilgili, toplumdaki bazı dinamik güçlerin etkilerinden de söz ediliyor. Bu etkinin bu kez Anayasa Mahkemesi aracılığıyla gösterileceği de, kimi çevrelerce ileri sürülüyor. Bu iddiayı ileri sürenler, daha çok sanki FPnin hiç kusuru yokmuş; ama sistem onu kapatmaya karar vermiş,noktasında hareket ediyorlar. Oysa kapatılan RPnin Genel Başkanı Necmettin Erbakanın evinde toplantıya katılanlar, her yerde onunla birlikte görünen FP milletvekilleri, FP kongresinde herkesin gözü önünde atılan sloganlar, FP yöneticileri ile Erbakanın yaptığı bazı gizli görüşmelerin bantları görmezlikten gelebilir mi? İşte tüm bu sorular, hükümetin bakışı, FP içindeki gelişmeler, istikrar programı, ABye üyelik gibi konular dava üzerinde etkili olabilecek nedenler. KAPATMA KARARI ÇIKARSA Karar 11 üyesi olan Anayasa Mahkemesinin. Üyeler, hiçbir etki altında kalmadan bu kararı verme gayreti içindeler. Peki kapatma kararı çıkarsa ne olur? Kapatma gerekçesi FP, RPnin devamıdır olacaksa, çok sayıda milletvekilinin üyeliğinin düşmesi kesin. Mahkeme, böyle bir karar durumunda, kapatılmadan önce RP milletvekili olma sıfatını da taşıyan, 72 FP milletvekilinin üyeliğini düşürebilir. 72 üyenin milletvekilliğinin düşmesi halinde, Anayasanın 78inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesindeki, ... boşalan üyeliklerin sayısı, üye tam sayısının (550) yüzde beşini (28) bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir hükmü gereği ara seçim zorunlu olacak. Yüce mahkeme 72 milletvekilini düşürmektense, FPnin Başkanlık Divanı üyeleri ile Grup Başkanvekillerinin milletvekilliğine son verme kararı da alabilir. Bütün bu olasılıklar konusunda mahkemeyi bağlayan hiçbir hüküm yok. Mahkemenin kendi kanaati önemli. Böylesi bir kararın anlamı, FPnin 15 milletvekilinin üyeliğinin düşmesidir. Halen TBMMnin 8 sandalyesi boş olduğundan, boş üyelik 23e çıkacak. Bu da ara seçim zorunluluğunu ortadan kaldıracak. Kapatma gerekçesi, FP, Anayasanın 68inci* maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen odak haline gelmiştir olacaksa, bu durumda odaklık gerekçesini yaratan eylem ve davranışta bulunan üyelerin milletvekilliği düşürülecek. Bu sayı da 10 ile 15 arasında değişiyor. Sayı yüce mahkemenin kararına bağlı. DELİL SAYILACAK MI? FP davasıyla ilgili, bugün mahkemenin önemli bir karar vermesi bekleniyor. Mahkeme, Cumhuriyet Başsavcılığının 22 Ocakta gönderdiği kongre kasetlerini ve diğer belgelerin delil olup olmadığına karar verecek. Yine kulislere yansıyanlara bakılırsa, delil sayılması durumunda bu kapatma yönünde bir işaret sayılacak, aksi taktirde FPnin biraz daha umutlanması mümkün olacak. KORKUTACAK TABLO... FP davası ile ilgili bu gelişmeler yaşanırken, Meclisde göz göre göre tatsız bir tablo yaşandı. İktidar partilerinin Meclis İçtüzüğünde yapmak istediği 8 maddelik değişikliğin bazı tatsız olayları beraberinde getireceği herkesçe biliniyordu. En çok da iktidar partilerinin yöneticileri tarafından. Birincisi iktidar partilerinin yöneticileri DYPnin gerekirse eylem yapacağını öğrenmişlerdi. İkincisi, FP Genel Başkanı Recai Kutan, Başbakan Bülent Ecevite, 29 Ocak gecesi Çankaya Köşkünde Gürcistan Cumhurbaşkanı onuruna verilen yemekte, Bu İçtüzüğü çıkarırsanız, Meclisde sertlikler yaşanır. Bunun nedeni de sertliği yapanlar değil, iktidar olur dedi. Bu iki şıkka rağmen iktidarın değişiklikte direnmesi, Muhalefet tarafından tehdit edilme korkusuna mı dayanıyor? Eğer böyleyse, iktidarın daha uzlaşmacı olması gerekmez miydi? Sonuçta, Meclise hiç yakışmayan, Meclis tarihinde hiç görülmemiş olaylar yaşandı ve bir milletvekili hayatından oldu. Bu tablo herkesi korkutmak zorunda. Moda deyimi ile, Birileri düğmeye mi bastı? diye sormanın da anlamı yok. Çünkü, düğmeye basan ortada. Peki ama, varılmak istenen yer neresi, yapılmak istenen ne sorularını sormak gerekmeyecek mi? *BİLMEK İSTEYENLERE 68 maddenin 4. fıkrası:FP davası ile yakından ilgilenenler için, Anayasanın ilgili hükümlerini de anımsatmak istedik. Siyasi partiler için, uyulmaması halinde kapatma nedeni olan Anayasanın 68inci maddesinin dördüncü fıkrası aynen şöyle: Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığı, ülkesi ve milletin bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, milletin egemenliğine, demokratik laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz.; suç işlenmesini teşvik edemez. 69. madde: Anayasanın 69uncu maddesi ise kapatma konusuna açıklık getiriyor. Maddenin 6,7,8 ve 9uncu maddeleri şöyle: Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının 68inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir. Bir siyasi partinin 68ihci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerden ötürü temelli kapatılmasına; ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir. Temelli kapatılan bir parti başka ad altında kurulamaz. Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmi Gazetede gerekçeli olarak yayınlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamazlar. | ||||
Emine Uşaklıgil’in tüm yazıları Oğuz Büktel’in tüm yazıları Şükrü Küçükşahin’in tüm yazıları Turgut Tokgöz'ün tüm yazıları Levent Gürses'in tüm yazıları Kerem Alkin’in tüm yazıları Murat Arın’ın tüm yazıları Atilla Yeşilada’nın tüm yazıları Yarkın Cebeci’nin tüm yazıları Bayram Başaran’ın tüm yazıları Mahmut Kaya’nın tüm yazıları Murat Yeşildere’ın tüm yazıları Celal Pir’in tüm yazıları |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||