|
|
Aslında daha 1998 gibi yakın bir tarihte dahi, dünya ekonomisini önemli bir yavaşlama endişesi almıştı. Uzmanlar arasında çoğunluk, 1998in ilk yarısında olduğu denli köklü bir frene basma öngörmüyor. Ama bu kez ortada üç yıl öncesinden büyük bir fark var: Amerikan ekonomisi, dünyanın geri kalan kısmından daha hızlı bir yavaşlama içine girmiş durumda. 2000in sonlarından itibaren Amerikada yaşanan duraklama şaşırtıcı değil. Öncelikle, bu zaten Amerikan Merkez Bankasının ve dünya piyasaları tarafından büyük saygı gören Başkanı Greenspanin ana hedefiydi. Mayıstan itibaren faiz arttırımı politikası uyguladılar. Diğer yandan, 1999 ve 2000 boyunca petrol fiyatlarında yaşanan büyük artış da petrol tüketicilerinin gelirlerine büyük darbe indirmişti. Yıllardır enflasyonun hortlamasından büyük endişe duyan, sık sık Amerikan hisse fiyatlarının ulaştığı yüksek noktaları üstü kapalı ya da açık eleştiren Greenspan, aslında belki de yaklaşan yavaşlamaya karşı hareket etmek de geç bile kaldı. Biraz da o endişesini gösteren bir sürprizle, Ocak başı Amerikan faizlerinde 50 puanlık bir indirime gitti. VERGİ PAKETİNE Mİ DESTEK Mİ? Ardından geçtiğimiz hafta Amerikan Senatosuna yaptğı değerlendirmede ilk kez büyümenin yılın ilk yarısı, eksilerle dahi flört edebileceğini ima etti. Yeni Başkan Bushun vergi indirimi paketine (Bushun dile getirdiği rakamlar çapında olmasa dahi) destek olarak yorumlanabilecek açıklamalar yaptı. Bütün bu gelişmeler ışığında, Amerikan Merkez Bankasının bu Çarşamba yapılacak olağan toplantısında da 50 puan kadar bir faiz indirimine gitmesi dünya piyasalarını şaşırtmayacak. Peki Amerikadaki bu gelişmelerin, başta Avrupa, dünyanın diğer bölgelerine yansımaları neler olacak? Öyle ya, Amerikan ekonomisi şu anda küresel ekonominin neredeyse yüzde 30unu temsil ediyor ve son yıllarda küresel talep artışı için de lokomotif görevi görüyor. YAVAŞLAMA HİSSEDİLMEYECEK... İyi haber şu ki Avrupa ve Asya ekonomilerinde de yavaşlama kaçınılmaz da olsa, Amerika kadar yoğun hissedilmeyeceği tahmin ediliyor. Bunun bir nedeni zaten geçtiğimiz yıllarda Amerikada yaşanan büyümenin dünyanın diğer ana bölgelerine göre çok daha çarpıcı olması. Gerçi Amerikayı yavaşlamaya iten ana etkenlerden ikisi (sıkı para politikası ve yüksek enerji fiyatları) aynı zamanda yaygın global fenomenlerdi. Ancak Amerikanın para politikası (Greenspanin tercihleri sonucu) dünyanın diğer bölgelerine göre daha sıkı (yüksek faizler) hedefler üzerine konulmuştu. Ayrıca Amerikada enerji fiyatları dünyaya göre daha da hızlı yükselmiş ve büyümenin getirdiği servet etkisi toplum genelinde daha yaygın hissedilmişti. BU YIL TOPARLANIR MI? Avrupa Birliği ve Japonya gibi kilit merkezlerden gelen veriler buralarda da neredeyse dokuz aydan beri bir yavaşlamaya işaret etse de, Amerikan verilerindeki keskin düşüşlerin benzerlerini bu ekonomilerde bulmak kolay değil. Şimdi önemli soru, Merkez Bankasının faiz indirimleriyle de desteklenen Amerikan ekonomisinin kaçınılmaz yavaşlama sonrası, bu yıl içinde toparlanıp toparlanamayacağı. Olumlu bir öngörü küresel enflasyonun inmeye devam edeceği yönünde. Düşmeye başlayan petrol fiyatları kuşkusuz bu tahminlere yardımcı oluyor ve olmaya devam edecek. Enflasyondaki düşüş ve genel oranlar, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arası birbirlerine yaklaştıkça, dünyaya dağılmış Merkez Bankalarının düşük faiz politikası uygulayabilmeleri de kolaylaşacak. TEKNOLOJİ HARCAMALARI DÜŞECEK Dünya ekonomisinde geçtiğimiz yıla kıyasla önemli bir diğer fark da küresel teknoloji harcamaları düzeylerinde görülecek. 2000 yılında, teknoloji harcamaları büyük bir ivme yakalamıştı. Hem güçlü talep, hem de o zamanlar yüksek fiyatlandırmalar teknoloji sektörlerinin yanındaydı. Ancak bu harcamalar açısından, 2000in üçüncü çeyreği bir zirve oluşturmuş olabilir. Ülkemiz açısından, dış faktörler ne olursa olsun, Kasım krizinin önemli faturalarından birinin özellikle 2001in ilk yarısı düşük büyüme olacağı kesin. KISA SÜRELİ OLMAZ Reel ekonomimizde bu duraklama şimdiden maalesef tüm ağırlığıyla yaşanmaya başladı. Dünya ekonomisinde bize yardımcı gelişmeler arasında petrol fiyatlarındaki yumuşama ve Avrupadaki durgunluğun şimdilik Amerika kadar keskin olmaması yer alıyor. Ancak öngörüldüğü gibi Amerikan ekonomisindeki yavaşlama kısa süreli olmaz, enflasyon düşük seviyelerde dolaşıp Greenspanin faiz indirimleri için gerekli platformu hazırlamazsa, bunların olumsuz etkileri Türkiye dahil tüm dünya ülkeleri için yılın ikinci yarısında da kötüye giden ekonomik dengeler ve piyasaların habercisi olabilirler. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||