Home page
Haber Menüsü


 
Enflasyonda olumlu sinyaller
 
Geçtiğimiz hafta açıklanan iki veri, krizin reel sektöre olan etkileri hakkında önemli ipuçları sunuyor
 
Yarkın Cebeci
 
30 Ocak—  Finansal krizin Türkiye ekonomisi üzerinde yaptığı tahribatın boyutları, açıklanan ekonomik verilerle gün geçtikçe daha açık bir biçimde gözler önüne seriliyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Krizin ilk ve en güçlü etkisini bankacılık sektöründe gözlemlemiştik. Geçtiğimiz hafta içinde açıklanan iki önemli veri, krizin reel sektöre olan etkileri ve bunun enflasyonla mücadele programı üzerindeki olası izdüşümü hakkında önemli ipuçları sunuyor.
       
SANAYİ HAZIRLIKSIZ YAKALANDI
       Öncelikle belirtmek gerekiyor ki, diğer sektörler gibi sanayi sektörü de krize hazırlıksız yakalandı. Hatırlanacağı gibi, sanayi üretimi kasım ayında yüzde 10.5 düzeyinde bir yıllık büyüme hızı tutturmuştu. Hiç kuşkusuz, böyle büyük bir hızla büyürken bir finansal krizle karşılaşmak, Türk sanayicisi için büyük bir şanssızlık.
       Krizle birlikte faiz oranlarında yaşanan hızlı artış, tasarrufların hızlı bir biçimde artmasına ve harcamaların da aynı hızla azalmasına neden oldu. Özellikle bazı sektörlerde üretim planlarının ve üretim sürecinin yeterli esnekliğe sahip olmaması sonucu üretim aynı hızla yavaşlayamadı ve nihai mal stoklarında önemli ölçüde artışlar oldu.
       
STOKLARI ERİTMEK İÇİN...
       Ancak, faiz oranlarının ve dolayısıyla stok maliyetinin hızla yükseldiği bir ortamda stokların artması sanayicinin en son isteyeceği şey olduğundan, bu stokları eritmek için sanayici bir yandan kapasite kullanım oranını Aralık ayıyla birlikte hızla düşürürken, bir yandan da ürün fiyatlarında Aralık - Ocak döneminde yapmaya alışık olduğu artışları yapmamayı tercih etti.
       Böylece, likit kalmak uğruna yaşadığı maliyet artışını nihai ürün fiyatlarına yansıtmayarak karlılığında bir erimeyi kabullenmiş oldu.
       Son günlerde açıklanan veriler, artık bu savlarımızı rakamlarla da destekleyebilmemize olanak sağlıyor. Bunlardan birincisi, Aralık ayına ait imalat sanayi kapasite kullanım verileri. Bu veriler, imalat sanayinin Aralık ayında yüzde 74.5 kapasite ile çalıştığını gösteriyor ki, bu rakam Kasım ayında yüzde 79.8 idi. Asıl daralma özel sektör firmalarında görülüyor. Bu firmalarda Kasım ayında yüzde 77.0 olan kapasite kullanım oranı, Aralık ayında yüzde 65.4’e geriledi.
       Sektörel olarak baktığımızda, en hızlı daralmanın gelir esnekliği en yüksek sektörler olan dayanıklı tüketim malları ve otomotiv üretiminde olduğu göze çarpıyor.
       
İKTİSADİ YÖNELİM ANKETİ
       İkinci önemli veri kaynağı ise, Merkez Bankası tarafından yapılan aylık İktisadi Yönelim Anketleri’nin Aralık ayı sonuçları. Burada, özel sektör firmalarının kriz sonrası ekonomiye bakışlarında önemli oranda bir kötümserleşme olduğunu görüyoruz.
       Öyle ki, ankete katılan sanayicilerin sadece yüzde 7.8’i genel gidişat konusunda iyimser ki bu oran son iki yılın en düşük oranı. Ayrıca, katılımcıların sadece yüzde 2.9’unun aldığı siparişlerde artış olduğunu, buna karşılık yüzde 22.1’inin stoklarında şişme olduğunu belirtmeleri önemli.
       Üretim, istihdam ve şirket karlılığı üzerindeki olumsuz etkilerine rağmen, finansal kriz enflasyonla mücadele alanında programa destek vermiş durumda.
       Hiç kuşkusuz, faiz oranlarındaki artış firmaların maliyetlerinde bir artışı beraberinde getirdi. Ancak, tüketim eğilimindeki hızlı daralma firmaların bu maliyet artışını nihai ürün fiyatlarına yansıtmalarını engelliyor. Başka bir ifade ile, tüketim talebindeki daralma, maliyet enflasyonunun gerçekleşmesine engel oluyor.
       Bunun ilk işaretini Aralık ayı verilerinde görmüştük. Mevsimsel etkilerden en az etkilendiği için çekirdek enflasyon olarak adlandırılan özel sektör imalat sanayi fiyatlarındaki artış yüzde 1.4 oldu ki bu tarihin en düşük rakamı.
       Bu rakam aynı zamanda, çekirdek enflasyonda son beş yılın aralık ayı ortalaması olan yüzde 4.3’ün üçte birinden bile düşük. Kapasite kullanım oranı verilerine göre özel imalat sanayiinde Ocak ayı fiyat artışı beklentisi yüzde 1. Ocak ayının mevsimsel nedenlerle yılın en enflasyonist dönemi olduğu göz önüne alındığında enflasyonda düşüş eğiliminin kriz sonrası daha da güçlendiğini rahatça söyleyebilmemize yol açıyor bu veriler.
       Hiç kuşkusuz Ocak ayı enflasyon verileri, bu yaklaşımın ne oranda isabetli olduğuna dair önemli bir sinyal olma özelliğine sahip.
       
TÜFE YÜZDE 2’NİN ALTINA İNER
       Tahminim, hem toptan eşya hem de tüketici fiyatlarındaki artışın yüzde 2’nin altında kalacağı yönünde. Bu durumda enflasyon yıllık bazda uzun yıllar sonra ilk kez toptan eşyada yüzde 30’un tüketici fiyatlarında yüzde 35’in altına inmiş olacak ve bu en azından kısa vadede programa olan desteğin artmasına neden olabilecek.
       Orta vadede bu eğilimin sürmesinin ana koşullarından biri, programın tavizsiz bir biçimde uygulanmaya devam edilmesi. Burada tavizden kastım, ekonomiyi tekrar canlandırmaya yönelik önlemler. Şurası bir gerçek ki, enflasyonla mücadelede başarılı olmak istiyorsak bir süre sıkıntı çekmeyi göze almamız gerekiyor.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları