|
|
Paket, bir yıl bile geçmeden yeniden gündeme alındı. Bu kez amaç, açık itiraf edilmese de, Fazilet Partisinin Anayasa Mahkemesindeki kapatma davasını etkilemekti. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin görev süresinin 5 yıla indirilmesi bu amacın çok gerisinde kalan bir hedef. Çünkü Türkiye gibi bir ülkede 5 yıl sonra, halk deyimi ile Kim öle, kim kala. Neyse, iktidar partileri ile Fazilet Partisi arasında uzlaşma sağlandı ve paket için umut ışığı göründü. Tam, her şey yoluna girdi, denileceği sırada, bir gecede ortalık toz duman oldu. Yeni arayışlar başladı. Bir kez daha umut ışığı yakalandı ve Anayasa Komisyonunda büyük bir çoğunlukla kabul edilen son paket ortaya çıktı. Komisyon teklifin Meclis Genel Kurulunda acilen görüşülmesi kararı da aldı. İKTİDAR SÖZ DİNLEMEDİ Burada bir anımsatma yapmakta yarar var. Teklifin komisyondaki görüşmeleri sırasında ve öncesinde iktidar partilerine, Anayasa Mahkemesinin parti kapatma kararlarını 2/3 çoğunlukla almasının sorun yaratacağı söylendiğini iyi biliyorum. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, komisyon görüşmeleri sırasında 2/3 yerine 3/5 oranın daha iyi bir oran olacağını açık açık söyledi. Ama iktidar partileri, kendi bakanlarının bile önerisini duymazlıktan geldi. Bu uyarıları dikkate almayan iktidar partileri, paketin ilk tur görüşmelerinin bugün, ikinci tur görüşmelerinin ise 27 Ocak Cuma günü yapılması konusunda Fazilet Partisi ile geçen hafta sonunda mutabakatı sağlamıştı. Ama, son anda Anayasa Mahkemesinin eleştirileri duyulmaya başlandı ve iktidar partilerinin eli ayağına dolaştı. ANAYASAL KURUMLAR ANAYASA DIŞINA ÇIKIYOR Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin geçen Cuma günü Başbakan Bülent Eceviti ziyaret ederek, paketle ilgili kaygılarını dile getirmesi, aynı kaygıların Pazartesi günü yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da dile getirilmesi tam bir paniğe neden oldu. İktidar partileri kendi tekliflerinin arkasında durmadı, geri adım atma gereği içine girdi. Bu kesinleşmiş gibiyken Anayasa Mahkemesi, tarihinde ilk kez bir açıklama yaptı. Bu açıklama, ültümatom olarak görüldü. Önce bu açıklamayı irdeleyelim. Açıklamada, paketin bu şekliyle geçmesi halinde parti kapatmanın zorlaşacağı, rejimin tehlikeye gireceği belirtiliyor. Anlayamadık. Yani, rejim tehlikeye girecek ve Anayasa Mahkemesi gibi en yüce mahkemenin 11 üyesi böyle bir konuda ortak kanaate varamayacak. Öyle mi? Eğer öyleyse çok vahim. Yoksa bazılarının savunduğu gibi Anayasa Mahkemesinde 5/6 dengesine dayanan büyük bir ideolojik kamplaşma mı var? Mahkeme, Bizde görülmekte olan bir davayı etkileyecek şekilde Anayasa değişikliği yapıyorsunuz demeye getiriyor. Ben hukukçu değilim. Ama yapılan açıklamanın yasama üzerinde baskı olduğunu ben bile anlıyorum. Ayrıca, düz bir mantıkla, Meclis her gün yasa çıkarıyor, bu yasaların hepsi, görülmekte olan ve binlerce kişiyle ilgili davaları etkilemiyor mu? Anayasanın yasama yetkisini Meclise verdiğini ve bunu devredilmez kıldığını en iyi bilen Anayasa Mahkemesidir. Mahkeme, açıklama ile Meclisin yetkisine müdahale etti. Eğer Meclis yasama yetkisini istediği gibi kullanamayacaksa, yasalar dışardan yapılıp getirilsin, Meclis, onları görüşmeden kabul edip göndersin. Bunu ilk istemeyecek kurum Anayasa Mahkemesi olsa gerek. Yüce Mahkemenin başkanın Başbakan Bülent Eceviti ziyaret edip kaygılarını dile getirdikten sonra bir de yazılı açıklama yapması Meclisin üzerine gölge düşürdüğü bilinmeli. Zaten, Anayasal kurumlar birbirinin görev alanına, zaman zaman anayasa dışına çıkarak, müdahale eder görüntüsü sergilemekteydi. Bu kurumların birbirine güveni kalmadığı gibi birbirlerine karşı muhalefet ettikleri bile görülmekteydi. Şimdi bu kurumların arasına Anayasa Mahkemesi de katılmış oldu. MERKEZİ OTORİTE EKSİKLİĞİ Aslında tüm bunların gerisinde merkezi otoritenin eksikliği yatıyor. Hükümetin arkasında, büyük bir disiplinle hareket eden, 350 milletvekili desteği var. Buna rağmen, başlattığı girişimleri neden sonuçlandırmak istemiyor,bazı şeyleri önceden neden öngörüp gereğini yapmıyor, anlamak mümkün değil. Hükümetler hiçbir şekilde şikayet yeri değil; çözüm merkezidir. Anayasal kurumların birbirine güvensizliğini ilk çözmesi gereken mercii de hükümettir. Geciken açıklamalar, ne olduğunun veya olacağının bilinmemesi toplumu olumsuz etkiliyor. Hükümetse bu olumsuzluğu gideremiyor. Şimdi Anayasa değişikliği paketi üzerinde yeniden görüşmeler başlayacak, koalisyon partilerinin liderleri bu akşam yeniden bir araya gelip bu sorunu ele alacak. Liderler, hiç değilse Anayasa değişikliğini, ne şekilde yapacaklarsa karar verip, bir an önce sonuçlandırarak olumsuzluğu gidermede ilk adımı atmalı. Yukarıdaki gerekçeler bile bu Anayasa değişikliğinin yapılmasını zorunlu kılıyor. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||