|
|
Taraflar, Türkiye’nin adaylığını tescil eden Helsinki Zirvesi sonrası yaşanan olumlu havadan geçen yıl oldukça uzaklaşmış durumda. Türkiye, AB’ye yakınlaşma açısından düşük bir performans sergilerken, AB bünyesinde Türkiye’nin adaylığına soğuk bakanlardan da seslerini yükselmeye başladı, Helsinki kararını “cesur” bir karar olarak niteleyenler de arttı. Geçen Aralık’daki Nice Zirvesi kararları ile yeniden yapılanma yönünde ciddi adımlar atan AB’nın aksine, Türkiye yeniden yapılanma sürecini erteledi durdu. Haziran’a girdiğimizde, ister üç yıllık istikrar programının gerektirdiği reformlar konusunda, iser AB’ye uyum sürecini planlanmasında, Ankara’nın isteksizliği iyice ortaya çıkmıştır. Reformlar konusundaki gecikmelerin, ne türden maliyetlere yol açabileceğinin provasını mali krizle yaşanmıştır. Türkiye, soluk kazanmak ve “güvenilirlik imajını yeniden tesis etmek durumda. Bu güvenirliliğin, sadece siyasi ve ekonomik reformlardan geçtiğini düşünmek pek de olası değil. Ankara’nın hem yurtiçi hem dünya kamoyunu Kıbrıs’ı ilhak için yola çıkmadığına ikna etmek zorunda. AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Günther Verheugen’in Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’nin bir parçası olarak AB’ye girmesini düşünmenin bile abes olduğu yolundaki açıklaması yaygın kuşkuların bir ifadesi. ERTELEME YERİNE YAPILABİLECEKLER Ulusal Programı iki kez ertelemek yerine, bu programının büyük ölçüde tamamlandığı, uygulanması için seferberlik ilan edildiği, ancak çok hassas bir iki konuda liderlerin en kısa zamanda görüş birliğine varacakları yollu bir açıklama, aslında bu konuda siyasi iradenin varlığına işaret edebilirdi. Daha iyisi, program eksik olmaksızın tamamlanabilirdi. Bu da AB’nın şubat ayı içersinde Avrupa Parlamentosu ve Konsey düzeyinde alacağı kararların Türkiye ile ilgili alacakları kararların Türkiye lehine olmasını kolaylaştırırdı. Böylece, Katılım Ortaklığı Belgesi çerçeve yönetmeliği’nin Avrupa Parlamentosunda şubat ayında görüşülmesi ve Konsey tarafından - ki oy birliğı ile bir karar gerektiriyor - martta onaylanması da kolaylaşmış olunurdu. Verheugen’in “Katılım Ortaklık Belgesi’nden uzak ve eksik bir program sunulacağı yerde gecikmesi tercihdir” yolundaki uyarısına da muhatap olunmazdı. Ama onu yapacak yerde, Türkiye bir kez daha zaman kaybına uğramaya mahkum edildi. Açıkçası, Aralık ayında tamamlanması gereken bir çalışmanın, marttan önce tamamlanmayacağı anlaşıldı. Bunun maliyeti yetmiyormuş gibi, Türkiye’nin hala hazır olmadığı mesajı da dünyaya yayılı verildi, vesselam. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||