Home page
Haber Menüsü


 
Pişmanlık mı?
 
Yılmaz, 28 Şubat sürecinin başbakanıydı. Acaba bu başbakanlık her iki kesimi de pişman mı etti?
 
Şükrü Küçükşahin
NTV-MSNBC
 
17 Ocak—  Askerlerle ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz arasındaki, isten tartışma, ister kavga densin sözlü sataşmalar sürüyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bu tartışmada, Başbakan Bülent Ecevit, partisinin 10 Ocak Çarşamba günkü grup toplantısında, Yılmaz’a destek olarak görülen kısa bir konuşma ile devreye girdi ve daha sonra konuyu kapattı. Ankara’da herkesin sorduğu soru, Yılmaz ile askerlerin arasındaki sorun ne ve neden sürüyor?
       Böylesi bir konu çok farklı açılardan irdelenebilir.
       Önce bazı tespitleri yapmak gerek.
       ANAP, kuruluş felsefesi kavgaların dışında olmaktır. Yılmaz, bu partinin genel başkanlığına seçilirken, rakiplerinden Namık Kemal Zeybek’in kürsüdeki hırçın görüntüsünü ANAP felsefesi aykırı bularak oy aldı.
       Yılmaz, kavganın ANAP’a yarar getirmediğini Özal’la giriştiği sürtüşmede de, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’le yaptığı uzun süreli kavgada da çok iyi gördü. Her kavga ANAP’ı daha da zayıflattı.
       Bu işin bir yanı. Diğer yanı da şu:
       Askerler için ülkenin bölünmez bütünlüğü ve laiklik çok temel iki yaklaşım. Bu konuda askerlerin, belki de en fazla, anlaşabileceği lider Yılmaz. Ve Yılmaz, 28 Şubat sürecinin de Başbakan’ı.
       Yılmaz daha başbakanken, bazı askerlerle sert tartışmaya girdi. Bir süre sonra bu askerler emekliye ayrılırken, Yılmaz da yapılan ilk seçimde Başbakanlık koltuğundan oldu.
       
‘ASKERLER YILMAZ’I İSTEMİYOR’ YORUMU
       Acaba bu başbakanlık her iki kesimi de pişman mı etti? Yılmaz’ın cumhurbaşkanlığı gündeme geldiğinde, yine askerlerden, 28 Şubat sürecinin Başbakan’ına yönelik imalı çıkışlar oldu. Bu, ‘askerler Yılmaz’ı istemiyor’ şeklinde değerlendirildi.
       Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra hükümete, Avrupa Birliği’ne uyumdan sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak girdi. AB’ye üyelik için demokratik süreç olmazsa olmaz koşuldu. Bunun yanı sıra AB’nin, askerlerin Türk siyaseti üzerindeki etkinliği konusunda da çekinceleri vardı.
       Üstelik, AB’nin bazı talepleri, askerler tarafından ülke bütünlüğü için tehlikeli görülüyordu. Bu iki kutup arasında Yılmaz, “Nasıl ki AB’yi kuranlarkendilerine göre şartlar koymuş, Türkiye’yi kuranlar da kendilerine şartlar koymuş. Bunu kabul et” sözlerine rağmen, tavrını AB’den yana koydu.
       Öyle bir hava doğdu ki, sanki Türkiye’de AB için mücadele eden tek parti ve tek lider ANAP ile Yılmaz’dı. Gerçekte, bu Yılmaz’ın, çok da istediği bir görüntü değildi.
       Çünkü, AB’nin, parçalı siyasetin olduğu Türkiye’de sadece bir partinin şemsiyesine sığmayacağını çok iyi biliyordu.
       Yılmaz, içerde bu mücadeleyi verirken, dışarıda da Avrupalı muhafazakarların Türkiye’ye çok soğuk baktığını iyi biliyordu.
       Yani Yılmaz, hem içeride hem de dışarıda AB konusunda çok zorlu sınavlar veriyordu.
       
TABLOYA TERSİNDEN DE BAKMAK GEREK
       Yılmaz cephesi ile ilgili bu kısa tahlillerden sonra tablonun diğer yanıyla ilgili yorumlara da bakmak gerek.
       Eğer, Yılmaz ve partisi “Bir bakının üzeri çizilecek kadar” yolsuzluk yapmışsa, bu parti neden 28 Şubat sürecinde ülkeyi yönetti. Yoksa, o dönemde mi bu yolsuzluklar yaşandı, hesabı şimdi soruluyor.
       O zaman da Yılmaz’ın, sivil otoritenin güçlü olmadığı dönemlerde yolsuzluklar daha çok olur, iddiası haklılık kazanmaz mı? Bazı generallerin emekliye sevk edilmesinde Yılmaz’ın ağırlığı vardı da, bu ağırlık devam mı ediyor? AB’ye üyelik bazı alışkanlıkları ortadan kaldıracak,asker bundan rahatsız mı olacak?
       
MİLLİYETÇİ SAĞ’LA SOLUN HÜKÜMETİ
       Ülkenin temel yaklaşımları konusunda aynı tutarlılık içinde olan iki tarafın, bütün bu sorunları tartışabileceği ortak bir platformları da var; Milli Güvenlik Kurulu.
       Tarafların soru ve sorunlarını neden burada masaya yatırmadıklarını kimse anlamıyor. Yoksa her iki tarafın da savunma argümanları güçlü değil mi?
       Türkiye’de ordu ile çatışan hiçbir kişi ve kurumun puan toplamayacağı gün gibi açıkken, bu tartışmanın sürmesi gerçekten kafaları karıştırıyor. Bazıları bu kavgayı, ANAP’ı eritme operasyonu olarak görüyor.
       Onlara göre, Türkiye, Milliyetçi Sol’la Milliyetçi Sağ’ın birlikte hükümet olacağı bir döneme girecek. Bunu gören Yılmaz da bir yandan vuruşarak çekiliyor, diğer yandan da demokrasi mücadelesi vererek, puan toplamaya çalışıyor.
       Bu senaryoyu güçlendirecek argümanlar ortada yok.
       Galiba sorunun yanıtı zamanda yatıyor. Zaman, kafalardaki tüm bu soruları ortadan kaldıracak.
       Bu çok da uzun sürmeyecek galiba...
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları