Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 03:04 TS 6 Haz., 2001
Okurlarımızın “şeffaf denemeleri” 1

Toplumsal sorunlara çözüm önerilerinizi bize, “seffaftoplum@ntv.com.tr” adresine e-mail yoluyla bildirin, yayınlayalım
Şeffaf toplum düşünürlerine merhaba,
       Üniversitede öğrenci iken; Anayasa Hukuku hocamız bir dersinde şöyle demişti: “Türkiye’de siyasi partiler yoktur baskı grupları vardır.”
       Uzun süre düşünmüştüm ne demek istedi diye; ama şimdi çok iyi anlıyorum. Yıllardır ülkemizde meclis arenasında yer alan partilere baktığımızda herbiri mutlak suretle belirli baskı gruplarının(çıkar grupları da denilebilir) misyonunu üstlenip siyaset yaptılar. Yapılan bu siyaseti doğru bulmadığımızda ise şimdiki bizler sadece bireysel olarak tepki gösterdik. Halbuki bizimde büyük kitlelerin oluşturduğu bir baskı grubu olmamız gerekiyordu. Demokraside çok seslilik hoş karşılanabilir fakat ülke çıkarları ve şeffaf demokrasi dikkate alındığında bu doğru seslerin aynı korada yer alması gerekmektedir.
       Özellikle 1980 sonrası oluşturulan politikalarla bugünlerde konuşmakta olduğumuz ülke sorunları hakkında yozlaştırıldık. Sevdiklerimize, eşimize, dostumuza, çocuklarımıza, doğaya, çevremize, ülkemize kısacası bizi ayakta tutan herşeye borçlu kaldık.
       Bu bağlamda şeffaf bir toplum düşleyenlerin çok şeyler kaybettiğine inanıyorum. Ama yine bu insanların kaybettiklerini kazanabilmeleri için hala sevgi ve umutlarının olduğuna da inanıyorum. Hatta son günlerde bu umutları yazılı ve görsel basında, internet ortamında sıkça konuşur, tartışır olduk. Herkesin doğru ve güzel şeyler söylediğine, ürettiğine katılıyorum. Ancak bütün bu söylenenleri yukarıda bahsettiğim bir baskı grubunun ortak hareketine dönüştürmemiz gerektiği kanaatindeyim.
       Ancak şu da bir gerçek ki; böylesine doğru şeyler üreten bizler uygulama alanından yani siyaset arenasından hep kaçtık ve bayrağı yanlış kişilere teslim ettik.
       Lütfen yanlış anlaşılmasın; bir parti altında bir araya gelip siyaset yapalım demiyorum. Ancak oluşturacağımız baskı grubunun üreteceği politikaları var olan parlemontaya uygulattırarak, bundan sonraki seçimlerde doğru kişileri seçip meclise göndererek şeffaf demokrasinin tohumlarını atabiliriz.
       Böylesine bir baskı grubunun oluşturulmasında benim naçizane bir projem var. Bu projeyi aşağıda genel hatları ile bilgilerinize sunuyorum. Ancak projenin hayata geçirilebilmesi için bizlere bu forum alanını açan NTV’nin destek vermesi gerekmektedir.
       Şöyle ki;
* Bu projeyi hayata geçirecek gerekli donanım, yazılım, alt yapı ve iş gücüne sahip değilim.
* Projeyi geniş halk kitlesine duyurabilecek güçlü bir haber portalına ihtiyaç vardır. (Yazılı ve görsel basınla ilişkileri olan)
       Proje dikkate alındığında içeriği ile ilgili herşeyi aktarmaya ve üzerinde tartışmaya hazırım.
       Saygılarımla
       Ali Özmeral
       

Sn. Ayzen Topaloglu
       Tekrar merhaba
       Sanal meclis konulu yazışmamızdan bu güne kadar 12 gün geçti. Pazar günleri TV seyretme fırsatım olmadığı için programınızı seyredemedim. Çevremden de projemle ilgili bir şey duymadım. Projeyi iletmiş olduğunuz NTV yetkililerinden de konu ile ilgili bir cevap alamadım. (Lütfen yanlış anlaşılmasın serzenişte bulunmuyorum.)
       İzin verirseniz “şeffaf toplum” konusundaki duyarlılığımı devam ettirmek istiyorum.
       Git gide siyasi arenamızda yaşanan tıkanıklıklar muhtemel bir erken seçimi gündeme getirirken, diğer taraftan basın ve medyadan izlediğim kadarı ile yeni siyasi oluşumlar tartışılmaktadır. Ancak bu yeni oluşumlar da aslında eski yüzlerden ibaret olup yine eskisinin devamı olacak. Hani Türkçe’mizde güzel bir söz vardır; “Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” denilir.
       Kısacası biz nuru görene kadar yine eski hamam eski tas terleyip duracağız. Doğru ve tutarlı politikalar üretilmediği, yeni yüzler olmadığı sürece seçmenlerimiz yine eskilerle karşı karşıya gelecek. (zaten hiç birinin bu arenadan çekilmeye de niyeti yok)
       Elbette bütün bu olup bitenlere karşın çeşitli basın-yayın organlarında, internet sayfalarında tepkiler var. Ancak bu tepkiler de bireysellikten öteye gitmiyor.
       Haddim olmayarak tekrar yineliyorum; NTV gibi güçlü bir haber portalının katkılarıyla bütün bu tepkileri ve çözümleri “sanal mecliste” bir araya getirip daha organize bir baskı oluşturup yeni fikirleri, yeni yüzleri, yeni liderleri aramızdan çıkarabiliriz.
       Kısa sürede müspet veya menfi bir cevap alabilmek umuduyla saygılarımı sunar, iyi çalışmalar dilerim.
       Ali Özmeral
       aozmeral@hotmail.com (bu adrese de forward ederseniz sevinirim)
       

Sorunlar: Trafik, insan hakları, saglık.. vs vs
       Tek Çözüm: E Ğ I T I M
        24 yasındayım. ODTÜ İnşaat Mezunuyum. Su anda Hollanda’da İsletme Yüksek
        Öğrenimi görmekteyim.
       Her turlu sorunlarımızın, ve bunları çözemeyişimizin altında EĞİTİMSİZLİK yatıyor. Mecliste bunun önemini ANLAYAMAYAN bazı insanları da anlıyorum, çünkü onlar da eğitimsiz. İdareciliği, yönetimi, isletmeyi, liderliği bilmeyen bazı insanlar halen bitmek bilmeyen ‘hemşehrim’ zihniyetiyle birbirlerini kayırıp koltuk rezerve ediyorlar. Bir devlet idaresini bazı ‘alaylıkların yapabileceğini sanıyorlar. Örnek olarak Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karsı almış olduğu yaklaşım ve BİTMEYECEK isteklerine karşı alınan ‘koyun’ tavrı ve ‘liderlerimizin ‘miyop’lugu. Bunu ben doğru bir strateji olarak görmüyorum ama esas sorun bu değil zaten. Bunun altında da yukarıda bahsettiklerim var.
       Eğitilmemiş bir kişim beyinler basta oturduğu surece finansmanın öncelikli ve uzun vadede en çok faydası dokunacak alana yani eğitime katalize edilmesi gerçekleşmez. Su anda ‘koltuk’ sahibi bazı kişilere bunları söyleyerek bir yere varılamayacağı kesin. Peki ne yapmalı?
       Sorun: Bastakilerin bir kısminin bunu anlayamayacak olması
       Çözüm: TOPLUMSAL BİLİNÇ ve HAREKET
       Sorun: Tepkisiz, yorgun ve fakir bir toplum
       Çözüm: YAZDIKLARIMI ANLAYACAK, DEĞİŞİK ALANLARDA EĞİTİM GÖRMÜŞ ve İNSAN
       PSİKOLOJİSİNDEN ANLAYANLARLA TOPLANMAK
       Sorun: Bu insanları nereden bulacağız?
       Çözüm: ÜNİVERSİTELERDEN, KÜLTÜR ve SANAT KURULUŞLARINDAN, AVRUPA
       BİRLİĞİNDEN, AZINLIKTA KALAN POLITIKACILARMIZDAN ve aklıma gelmeyen diğerleri
       Sorun: Finansman nereden sağlanacak?
       Çözüm: BU TURLU BİR HAREKET İÇİN BU SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE YARDIM EDEBİLECEK BUTUN BÜYÜK ULUSLARARASI ve TÜRK KURULUŞLARINDAN BUNLARI: Ne kadar zaman Çözüme?
       Çözüm: çok ZAMAN ALACAK. İYİ PLANLAMA ve STRATEJİK HAREKETLERLE BU SURE
       MİNİMUMA İNDİRİLEBİLİR
       Sorun: Bazıları rahatsız olacaklar
       Çözüm: BUNU BİLDİĞİMİZ İÇİN ADIMLARIMIZ çok DİKKATLİ OLMALI
       Sorun: Kim başlatacak butun bunları?
       Çözüm: BEN HAZIRLANIYORUM. BENİM GİBİ BİNLERCESİ DE İSTEKLİ.
       Saygılarımla,
       Nevre Dabili
       

Hedef insanların mutluluğumu yoksa barış hayal ettiğimiz bir rüya mı
       Gönlünüzde yeşeren sevgi tohumunun fidan olup büyüyerek bütün dünyayı kaplaması hoş bir rüyada olsa her zaman bu rüyaydı görmek ister insan. Ne yazık ki yaşadığımız toplumda insan olmaktan utanç duyulacak o kadar sebebiler var ki neyin ne kadar doğru olduğunu anlamak çok zor.
       İstanbul’da yaşayan kimsesiz çocukların sayısı toplam nüfusun % 1 kadar olsa ve bir ailenin 5 kişi olduğunu düşünürsek demek ki 20 aileden biri bir çocuğa bakmayı üstlense başka bir deyişle 1/20 nispetinde adam olabilsek sokaktaki başıboş hayvanlara gösterilen anlamlı sevginin kırıntısı bütün toplumu kaplar diye düşünüyorum.
       Dinimizde bir yetimi sevindirmek o çocuğun başındaki saçlar kadar sevap alınmasını sağlar diyecek kadar sosyal bir dindir. Şimdi kendimize sormamız gerekir. Barış sadece güçlü insanların mevcut düzenini korumak için mi tahsis edilmeli.
       Yanlış anlamamak gerekir. toplumda zenginde olacak fakirde. ama dünya zenginliği
       insanlara sorumluluk yükler. İşte filisinde bir tarafta taş öbür tarafta bomba
       adalet ve insanlık kamera karşısına geçip nutuklar vermek değil.
       Dünyada bunca insan açlıktan ölürken birilerinin çıkıp dünyayı yönetmeye kalkışması zorbalığın yayılmasından öte nedir acaba .
       Sizlerin üstlendiği görev çok ağır. bu düzen değişmeli. ama sanıldığı gibi sadece maddenin yokluğu insana çok ağır gelmiyor. Kendini çok akıllı sanan ve ahkam kesen sözde büyük fakat gönlünde insan sevgisini taşımayacak kadar alçalan insanlara küçük insanlara sesleniyorum.
       Hayatınız boyunca bir çocuğun saf ve temiz sevginin ne anlama geldiğini düşünün ve lütfen bir gün bunu yaşayın. Sizde insanlık adına bir nemce his kalmış ise bu yoldan ayrılmamız mümkün değildir.
       300.000 nüfuslu bir şehirde sadece 164 çocuk bu sevgiyle buluşmaya ne kadar hasret. İşte gerçek yüzümüz. Evimizde bir çorba tabağının fazla olması inanın yaşanan mutluluğun bedeli olamaz.
       İnsan tek başına gülerse deli toplu halde gülerse mutlu diyorlar. Umarım sonuna kadar okumuş olasınız. Sevgiler.
       Ömer Çelik
       

NEDENSE HER ŞEYİ ŞEFFAF HALE GETİRMEK İÇİN CAN ATIYORUZ.
       AMA NEDENSE KENDİ ÇIKARLARIMIZ HER ZAMAN HER ŞEYİN ÜZERİNDE GELİYOR. HERZEYİ TARTIŞIYORUZ,HER ŞEYİ SÖYLÜYORUZ AMA HAKKIMIZA RAZI OLMUYORUZ BU MÜMKÜN OLMADIKÇA ŞEFFAF TOPLUMU YARATMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL. NE ZAMAN Kİ HERKES HER KONUDA HAKKINA RAZI OLMAYI KABUL EDERSE TOPLUM DA DEVLETTE ŞEFFAF OLUR YOKSA HER ŞEY BOŞ HER ŞEY ALDATMACA OLACAKTIR. TORPİLİ KALDIRABİLİRSEK ŞU GÜZELİM TÜRKİYE’MİZ DE NELER BAŞARILMAZ Kİ.
       Necati Güler
       


Toplumsal sorunların, toplum tarafından tespit edilerek, çözümlerin yine toplum tarafından uygulanması gereğine inanan bir kişi olarak, toplumun görüşlerini almak için geliştirdiğiniz olumlu tavır için teşekkür ederim. Kişisel görüşlerime gelince, önceki tümcede belirttiğim toplumsal tavrı sergileyebilmek için gerçek anlamda eğitimli bir topluma ihtiyaç vardır. Açmak gerekirse; toplumumuzda eğitim, okul bitirmek olarak görülmektedir. Dolayısı ile de eğitim kurumları, bazıları için ticari amaçlı bir işletme halini almıştır. Oysa eğitim, önce bilgilenme, sonra değerlendirme ve yorumlama , daha sonrada uygulama aşamalarını içeren bir özgür düşünce zeminidir. Ve bu nedenledir ki tüm bireylerin eşit şartlarla yararlanması gereken en temel kamu hizmetidir. Bu temel kamu hizmeti eksiksiz uygulanabildiğinde oluşacak toplum bilinci, gündemdeki pek çok toplumsal sorunu (cehalet, din istismarı, gelir adaletsizliği, işsizlik, şiddet eğilimi, yolsuzluklar, mafya, enflasyon, vb.) ortadan kaldıracaktır. Kısaca özetlemeye çalıştığım temel düşüncemi açıklama zemini sunduğunuz için tekrar teşekkür eder saygılar sunarım.
       Turgut Akçan
       

Sayın Yetkililer,
       Bu ve benzeri kampanyalarınız toplumların çağdaşlaşma aşamalarının belki de en son halkasını oluşturmaktadır. Sizi içten kutluyor her türden kampanyanızın devamını diliyoruz.
       Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinde okuyan ve öğretim elemanı olarak ders veren bir grup gönüllü 1993 yılında Çevre Topluluğu adında bir klüp kurduk. Topluluğumuz temel olarak Fakülte bünyesinde çalışan ve okuyan her düzeyde insana çevre bilinci kazandırmayı amaçlıyordu. Bu bağlamda şu etkinlikleri düzenledik:
       1. Fidan dikim kampanyaları düzenledik.
       2. Fakülte içinde atılan katı atıkların yeniden dönüşümünü sağladık.
       3. Fakülte içi ve çevresinin çevre düzenlemesine katkıda bulanarak dekanlık ile işbirliği içerisinde daha güzel bir çevre oluşturduk.
       4. Çeşitli konferanslara üyelerimiz katılarak eğitim etkinlikleri sürdürdük.
       En büyük kazancımızın ilerde eline yetki ve maddi güç geçtiği taktirde ülkemizi ekolojik değerler açısından daha zengin bir ülke haline getirmeye hevesli insanlar kazanmak olduğunu söyleyebilirim.
       Eğer bir fidanın nasıl yetiştiğini, bir yaprak kağıdın nasıl üretildiğini izleyicilerinize aracılığımızla duyurursanız çok minnettar oluruz.
       Saygılarımızla.
       Gazi Üniversitesi
       Mühendislik Mimarlık Fakültesi
       Çevre Topluluğu
       

Sayın NTV yetkilileri ,
       Şeffaflık ülkemizde herlerde ve her alanda söylenen çok güzel bir kelime. Devletimiz,siyasilerimiz, bürokratlarımız, bankalarımız, derneklerimiz, barolarımız hemen hemen herkes “şeffaflıktan ” söz acar ama uygulamaya geldiği turlu mazeretlerle”şeffaflıktan ” kaçarız.
       Mali konularda “şeffaf ” olmamak ülkede su anda gündemde olan “Yolsuzluk ekonomisinin ” en önemli nedeni ancak bu konuda hiç bir kurum üstüne düseni yapmıyor ve bu yüzdende ülkede bir kordogusudur gidiyor, Şeffaflık kelimelere dönüşüp kanuni olarak kişilerin inisiyatiflerine bırakılmakla bir yere gelmek mümkün değildir.
       Konuşma konusunda da kanunlarla bu özgürlük sınırlandırılmış vaziyette, yani gelişmiş ülkelerde kanunlarla siyasiler, partiler , mali kurumlar, bürokratlar, is adamları ve medya mensuplarının inisiyatiflerine bırakılmayıp zorunlu olarak şeffaf olmaları sağlanmışken bizde kanunlar bu kişilere “şeffaf olmaması için ” her çeşit desteği vermiştir. Bunların en önemli üçüne söyle bir örnek verirsek
       1. Siyasi partilerin gelirleri açıklanmaz, azami bir kişiden 50 milyondan fazla yardim alamayacak bu partiler yılda gün gelir 500 milyon dolar harcarlar kimse bu paranın nereden geldiğini sormaz ve soramaz, çünkü siyasi partiler herkese şeffaflıktan bahseder ama kendilerine gelince kara parayla beslenirler.
       Beslenmeyende bu iddiaları azaltmak için gelirlerini ve giderlerini internet ortamında yayınlama cesaretini gösteremez.
       2. Mal bildirimi vermekle mükellef olanlar ( bürokratlar- medya mensupları vb
       b) ise 3628 şayili kanunun 9 maddesinin arkasına saklanırlar , ne onlar bu beyanları doğru verirler, nede kimse bunları denetler. ( sonrada herkes herkes için rahatlıkla pislik atabilir ve bunlarda kamu oyunda rahatlıkla evet yapmıştır denebilir ama bu beyanlar doğru verilse ve şeffaf olsa internet ortamında 65 milyon kişi tarafından denetlense bir çok sorunun önüne geçebilir)
       3. Is adamları içinse servet beyanı uygulaması kaldırıldığından beri kimin hangi parayla nasıl zengin olduğu belli değildir, bugünkü ortamda olduğu gibi tek tek sineklerle uğraşmak yerine tüm is camiası “servet beyanı ” uygulamasına tekrar başlanmasına ve bu servet beyanlarının her vergi dairesince şeffaf olarak halka açıklanmasını yaparsa ülke şeffaf bir mali bünyeye kavuşur.
       Onun dışında Şeffaflık tamamen hoş bir kelimeden ibaret kalır. Şeffaflık mali alanda kişinin inisiyatifine bırakılamaz, kanundan gelen zorlamalar ve yaptırımlar olmazsa “Şeffaflık ” yakalanamaz.
       Fikir konusunda Şeffaflık içinse bu eğitimle birlikte gelir, mali konuda şeffaf olan milli gelirini yükseltip , milli gelirini halkın yararına kullanan hükümetlerin olduğu yerde eğitim seviyesice yükselir, eğitim seviyesi yükseldikten sonra insanlar zaten şeffaf olur, ama bugünkü gibi fitneciliğin, arkadan oynamanın , çamur atmanın , yalan söylemenin , her çeşit şerefsizliğin prim yaptığı bir ülkede fikir konusunda zaten şeffaf olunamaz.
       sevgi, saygı ve selam ile
       Müjdat Güler
       

Türkiye’de bu gün gelişmekte olan bir ülkede olan tüm sorunlar vardır.En önemlisi ise toplumun tarımdan sanayi ye geçişinde yaşanan zorluklardır.
       Tarım toplumundan sanayi ye geçişte yaşanan en büyük zorun ise kültür yozlaşmasıdır.Bu yozlaşmadan dolayı tabi ki kimseyi suçlayamayız.Çünkü insanlar haklı olarak gördüklerine özenir ve onlara benzemeye çalışır.Fakat Türkiye de bu sanayi toplumuna benzeme çabası çok abartılı bir hızla gelişmektedir ve hızlı gelişmeden dolayı kültürümüzdeki bazı örf,adet ve gelenekleri hiç sayan bazı tabakalar ortaya çıkmıştır.Avrupa’nın 1000 yılda geçirdiği değişimi biz sadece 75 yılında başarabileceğimizi sanmaktayız bence bu çok yanlış bir anlayıştır.Avrupa’nın geçirdiği kültürel değişimi bir düşünseniz ne kadar sancılı bir dönemdi.Bir çok ayaklanma ve reform geçirdiler.Peki söyler misiniz?Türkiye bu reformları hangilerini yapabilmiştir.Tabi bunun yanında kitap okumada çok önemli bir noktadır.Avrupa ile Türkiye’deki kitap okuma oranlarını bir karşılaştırın.Eminim aradaki farkı sizde fark edersiniz.
        Çünkü Türkiye de kitap zaman kaybı olarak değerlendiriliyor.Ne yazık ki bunun yerine televizyon izlemek tercih ediliyor.Avrupa’da televizyon daha çok bir eğlence aracı olarak kabul edilirken.Türkiye de ise ne yazık ki kültürün sembolü olarak görülüyor.Yapılan bu büyük yanlış kimi gelişim aydınları tarafından da desteklendiği için bunun önüne geçilemiyor.Eğer bunu engellemek istiyorsak yeni kuşaklara gerçekten iyi kişilik ve anlayış aşılamamız gerekiyor.Buda ancak eğitim ile olabilir.
        Fakat ne yazık ki Türkiye de eğitime de gerekli önem verilmediği için yozlaşma toplumun en alt tabakasından en üst tabakasına kadar herkesi etkiliyor.Bu gün yapılan anketlerde Türkiye’nin en büyük sorunu nedir diye sorulduğunda eğitim ne yazık ki en sonara itiliyor.Peki bana söyler misiniz?Bir toplumu eğitmeden ona nasıl kendi kültürünü korumasını kendi toplumunu sevmesini ve kendi sorunlarına kendinin çözüm bulmasını sağlarsınız ki.
        Evet eğitim almamış bir kişi kendi haklarını nasıl korur.Ne yazık ki kaba kuvvete baş vurarak.Bunun sonucunda da toplumda bir birini ezen daha güçlü hale gelmeye başlar.Bu seferde herkes birbirini ezmeye çalışır ve insanların birbirlerini saygısı kalmaz.Bir birine saygısı kalmayan bir toplumda güvende kaybolur.Zaten güvenin olmadığı bir yerde saygı olamaz.Saygının azaldığı bir toplumda kaos ortaya çıkar.Ayrıca kaba kuvvetle para kazanan insanlar kaba kuvvetinin erişemediği yerlere para vererek yani rüşvet yoluyla erişir. Bunun sonucu olarak da devletin içindeki sistem bozulmaya başlar. Bu bozulma halka yansımaya başladığı zamanda ne yazık ki ordu işe el koyar.Demokrasi bunun sonucu olarak tadurur.
       
        Bu yüzden gelişmekte olan Türkiye de devlete gerçekten çok iş düşmektedir. Eğer devlet elindeki yetkileri kullanarak gerekli denetimleri yapamazsa.Türkiye hep olduğu yerde saymaya devam eder.
       Serhat Özkıray
       
  Okurlarımızın "şeffaf" denemeleri
Şeffaf bir toplum için fikirerinizin yayınlandığı bir tv programı ve bir internet sayfanız var. Bize görüşlerinizi yazın...
Okurlarımızın “şeffaf denemeleri” 1
Okurlarımızın “şeffaf denemeleri” 2

 

 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları