|
|
Gerçekten likidite sıkışıklığını aştık mı, gecelik faizler gevşedi, Hazine borçlanabildi, döviz satışı hızlandı, TCMB rezervleri hızla arttı, piyasa biraz rahatladı. Borsa ise bayağı soluk almaya başladı. Galiba aştık, bir çok kişinin de söylediği gibi, ama bundan sonra kriz tehlikesi Demoklesin Kılıcı gibi üzerimizde sürekli asılı kalacak gibi. Merkez Bankası Net İç Varlıklar rakamını oldukça aşağı çekmesine rağmen likiditenin rahatlaması gerçekten olumlu. Bundan sonra önemli olan güvenin tekrar kazanılması ve ek niyet mektubundaki taahhütlerin adım adım yerine getirilmesi. IMFde bundan böyle işleri daha sıkı tutacak, Ocak 12de gelen IMF heyetinin işi son derece sıkı tutması bekleniyor. Peki alınan tedbirler sonucu durgunlaşacak ekonominin sonuçları neler olacak, onlara kısaca bakalım. İTHALAT TALEBİ KISILACAK Ekonominin daha düşük bir hızla büyümesi ithalat talebini kısacak. İç talepteki azalma sonucu firmaların ihracata yönelmeleri de dış ticaret açığını azalmasına katkıda bulunacak. Öte yandan Euro/dolar paritesinin euro lehine hareketi bu açığı düşürecek. Petrol fiyatlarının 2000 yılında dış ticaret açığı üzerindeki 4 milyar dolarlık olumsuz etkisi de giderek azalacak. Ancak dünya ekonomisinde görülen soğuma sinyalleri ihracatımızın üzerindeki olumsuz bir faktör. Sonuç olarak cari açık çok küçülecek, sorun olmaktan çıkacak. Yüksek faizlerle tasarruf eğiliminin artması iç talebi azaltacak, ertelenebilecek olan tüketim talepleri sonraya kalacak. Enflasyon üzerindeki talep baskısı kalkacak, hedefe ulaşılması kolaylaşacak. Yılın son dönemindeki stok birikiminin de yardımıyla enflasyon 2001in ilk üç ayında yıllık olarak ciddi bir şekilde aşağı inebilir ve piyasaların moral kazanmasına yol açabilir. YAVAŞLAMA REEL SEKTÖRE OLUMSUZ YANSIYABİLİR Ekonomide gerçekleşecek yavaşlama ne yazık ki reel sektörde oldukça olumsuz sonuçlara yol açabilir. Ancak yine de eksi büyüme olmama olasılığının daha yüksek olması, özellikle sağlam şirketlerin bu dönemi en az hasarla atlatmalarına yol açacaktır. Ancak yine de, geçen yılki büyümeye göre planlar ve yatırımlar yapmış firmaların beklentilerinin karşılanmaması, şirketlerin mali performanslarının parlak olmasının önünde önemli bir engel teşkil etmektedir. Şirketlerin durumu, ekonominin durgunluğu, likidite krizi esnasında büyük darbe yiyen bankacılık sektörünün 2001 yılında zor bir yıl daha geçireceğinin önemli bir göstergesi olacak. Geçtiğimiz yıl sonuna kadar açılan kredi musluklarının bu yıl aynı hızda olmaması doğal. Bankalar da geçen yıla göre çok daha seçici olacaklar gibi gözüküyor. Özellikle uzun vadeli kredide daha dikkatli ve temkinli davranacaklar. Banka bilançoları da 2000in son aylarında yedikleri darbeden kurtulmaya çalışacaklar. ZORLANILACAK KONU KAMU MALİYESİ Ekonomik alanda en çok zorlanılacak konu ise kamu maliyesi. Kriz öncesi tasarımı yapılan bütçe hedeflerine ulaşılması güç. Yavaşlayan büyüme rakamları peşin vergileri ve KDVyi azaltacak. Yavaşlayan ithalat ise ithalattan alınan vergileri. Üstelik geçen yıl alınan bazı ek vergiler ve bedelli askerlik gibi gelirler de olmayacak. Giderler tarafında ise asıl sorun faiz giderleri tarafında. Yapılan bütçede faiz giderlerine ayrılan ödenek, 2000 yılı borçlanma oranlarının daha da düşeceği varsayımına göre yapılmıştı. Ancak, 2001 yılı içerisinde yapılan ve vadesi 2001de olan iç borçlanma ihalelerinde yüksek faizle yapılan her borçlanma, faiz giderleri kalemine önceden hesapta olmayan rakamlar ekliyor, bu da bütçe açığına doğrudan etki yapıyor. Bütçe açığının hem düşük gelir hem de yüksek faiz gideri sonucunda olumsuz etkilenmesi, bütçenin finansmanını oldukça kritik hale getiriyor. Özellikle de yılın ilk aylarında. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||