|
|
|
Croisettete birbiri ardına patlayan flaşları saymazsak, 53. Cannes Film Festivali oldukça renksiz geçiyor. Nedenlerden biri, festival tarihinde ilk kez valiliğin geceyarısı 12:30da gösterileri bitirme kararı olabileceği gibi, yıldızların düşük desteği ya da yüksek gişe beklentili filmlerin eksikliği de olabilir. | |
|
"Nurse Betty" festivalin yıldızı olmaya aday. | |
|
Herkesin merakla beklediği Görevimiz Tehlike II, festivalde gösterilmedi. Bu karara neyin yol açtığı ise, 53. Cannesın en büyük soru işaretlerinden biri. Söylentiler, üç yıl önce Godzillanın akıbetinden sonra Paramountun filmi geri çektiği yönünde. Gerçekten de, olası eleştirilerin gişe başarısını etkileyeceğinden korkulması akla yakın görünüyor.
Bu sadece Paramounta özgü bir tavır değil. Stüdyoların hemen hiçbiri, zor beğenen Fransız seyircisinin karşısına çıkmaya can atmıyor. Bu yılın en prestijli yapımlarından, büyük Fransız yönetmen Jean-Luc Godardın Origin of the XXI. Century adlı 12 dakikalık yapıtı, izleyiciden nezaketen alkış aldı. Festivalin açılış filmi olan Roland Joffeun yönettiği Vatel ise hiç alkış almadı.
Festival komitesinin başkanı ve programcısı Gilles Jacobun endişelenmek için yeterince sebebi var. Dünyanın en önde gelen film festivali, yıldızları yavaş yavaş Sundance Festivaline kaptırmaya başladı. Bu yıl izleyiciler Uma Thurman, Gerard Depardieu, Andie McDowell, Morgan Freeman, Gene Hackman ve Calista Flockheart ile yetinmek zorunda kaldılar.
COENLER YİNE PARLAK | |
|
"O Brother, Where Art Thou?" ekibi, Cannes'ın en başarılı isimlerinden. | |
|
Diğer yandan, bu yılki festival, Amerikan komedi filmleri için oldukça verimli geçmekte. Son dönem film yönetmenlerinden Neil LaButeun filmi Nurse Betty / Hemşire Betty ve Cannes müdavimleri Coen kardeşlerin filmi O Brother, Where Art Thou / Kardeşim, Neredesin?, güçlü oyuncu kadroları ve zekice yazılmış senaryoları ile seyircinin ilgisini çekti.
LaButeün Hemşire Bettysi, festivalin filmi olmaya aday. Renee Zellweger, Morgan Freeman, Greg Kinnear ve Chris Rocktan oluşan oyuncu kadrosu, alışılmamış karakterleri son derece gerçekçi biçimde yansıtmışlar. 1991 yılında Barton Fink adlı filmleriyle Cannesdan ödülle dönen Coen kardeşler, bu yıl daha da geniş bir yıldız topluluğuyla festivalde boy gösteriyor. John Turturro, John Goodman, Holly Hunter, Charles Durning ve George Clooney, son Coen yapıtının büyük kozları. Film, sinema tarihinde Homerosun Odisseyinden ilham alınarak yapılan ilk film olmasıyla oldukça ilgi çekici. | |
|
Ünlü İngiliz yönetmen Ken Loach'u, geçtiğimiz günlerde İstanbul Film Festivali'nde de izlemiştik. | |
|
Festivale ağırlığını ve ciddiyetini kazandıran dokunuş, siyasi eleştirileriyle tanınan İngiliz yönetmen Ken Loachtan geliyor. Gerçekçi yapıtlarıyla tanınan Loach, son filmi Bread and Roses / Ekmek ve Güllerde de bu özelliğini koruyor.
Konusunu, 1980lerin sonlarında ABDde başlatılan Emekçilere Adalet kampanyasından alan Ekmek ve Güller, latin Amerikalı göçmenlerin daha iyi maaş ve iş koşulları mücadelesini anlatan 5,5 milyon dolarlık bir yapım. Konu gerçek olduğu gibi güncel de: Geçtiğimiz ay Los Angeleslı işçiler, kampanyaları neticesinde üç yıllık bir sözleşme imzalatmayı başardılar.
Loachun filmi izlenmesi kolay bir film değil. Diyalogların İspanyolca ve İngilizce arasında gidip gelmesi de cabası. Bir kısım izleyici Loachun idealizmini çok basite indirgenmiş ve didaktik bulsa da, usta yönetmen kendine özgü ince mizah duygusuyla filmi kurtarmayı başarmış. Ayrıca oyunculuk da çok güçlü. | |
|
"Devils on the Doorstep" , Japon karşıtı sahneleriyle çok ses getirdi. | |
|
Süregelen festivalin en çok ses getiren gösterimlerinden biri de Çinli yönetmen Jiang Wenin Japon aleyhtarı filmi Devils on the Doorstep / Eşikteki Şeytanlar oldu. Wen ve ekibi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonların zulmünü anlatan filmleriyle Altın Palmiyenin güçlü adayları arasına girdi. Jiang Wen, maksadının Japon karşıtı bir film yapmak olmadığını, ancak iki ulus arasındaki sorunları yansıtmanın kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
GÜLE GÜLEYE BÜYÜK İLGİ
23 filmin yarıştığı 53. Uluslararası Cannes Film Festivalinin yarışmalı bölümlerinde temsil edilmeyen Türk Sineması, sadece Uluslararası Film Pazarında gösterilen filmlerle tanıtıldı. Bu bölümde gösterime giren 9 filmden biri olan Zeki Öktenin yönettiği Güle Güle filmi Türkiyede olduğu gibi Fransada da büyük ilgi gördü. Güle Güle Cannesda da izleyenleri gözyaşlarına boğdu. Festivalde gösterilen filmlerimizden Tomris Giritoğlunun Salkım Hanımın Taneleri ve Gani Müjdenin Kahpe Bizansı da ilgiyle izlenen filmler oldu.
|
|
|