|
8 Ocak Yıllardır politikacıların bölgesel oy hesapları ile körüklediği yanlış ve popülist politikalar hem tütüncülüğü öldürdü, hem de Türkiyeyi akıldışı bir zarar tablosu ile yüzyüze bıraktı. Tekel depoları ağzına kadar tütün dolu. Depolarda 500 bin ton tütün var. Bu yıl yeni üretim olan 200 bin tonu koyacak yer bile yok. Yenisini koymak için eskisini yakmak gerek. IMFye verilen son ek niyet mektubunda tütüne desteği ocak sonuna kadar kaldırma sözü verildi. Ama Tekel eksperleri 2001 tütün alımı için tespite başladı bile... |
Live Vote is temporarily unavailable.
|
Türkiyede her yıl tütüne kilo başına ödenen subvansiyon yaklaşık 2 milyar dolar ve yakma masrafları ile birlikte tütün devletin parasını duman eden bir kara delik durumunda. Tekel yetkilileri de bu durumdan çok rahatsız. Ve ortaya atılan çözüm önerisi şu: Türkiyede çiftçi 3 yıl tütün ekmesin. Bu üç yıl içinde depolardaki tütünler eritilsin. Ve Türkiye yılda 120 bin ton gibi sınırlı, kotalı bir tütün üretimi ile yeniden kaliteli tütün üretimine dönsün. Tütün ekilen araziler başka alternatif tarım ürünlerinin geliştirilmesi için kullanılsın. (Örneğin Türkiyede hayvancılığın yeniden gelişimi için hayvan yemi üretimi öneriliyor) LAHANA YAPRAĞI GİBİ SAHTE TÜTÜN Türkiyede bu vahim tablonun ortaya çıkmasından öncelikle politikacıların sorumlu olduğu öne sürülüyor. Çünkü 1994te getirilen kota uygulaması 1996da politikacıların üreticiye vaatleri ve oy hesapları sonucu kaldırıldı. Tütün üreticisine yeniden kilo başına fiyat ödenmeye başladı. Çiftçiler ise bu uygulama sonucu klasik ve zor bir üretim olan özenli tütün üretimini terkettiler. Tütüne alışılmadık oranda su basmaya ve zehirli ilaçlar kullanmaya başladılar. Böylece tütün yaprakları lahana yaprağı gibi kocaman hale geldi. Bir anlamda sahte banknot basar gibi sahte tütün yaprağı üretilmeye başlandı. Böylece kiloda çok çeken tütünler elde edildi. |
|||||
Bir anlamda sahte banknot basar gibi sahte tütün yaprağı üretilmeye başlandı.
|
Çiftçi ürettiği kiloyu arttırarak hükümetin ilan ettiği tütün başfiyatı ile gelirini arttırma yoluna gitti. Tekel tütün eksperlerinin bu sahte tütünleri almayıp, standart dışı ilan etmesi gerekirdi. Oysa böyle olmadı. Her alım döneminde tütün bölgelerine gelen bölge milletvekilleri Tekel yetkilileri ve eksperler ile toplantı yaparak çiftçinin mağdur edilmemesi üzerine nutuklar çektiler. Tekel politikacı baskısı ile çiftçinin ürettiği kaliteli-kalitesiz bütün tütünleri almaya başladı. Adını vermeyen bir Tekel yetkilisinin söylediğine göre özellikle Güneydoğuda üretilen tütünlerin bir bölümü ot ve toprak niteliğindeydi. Ama Tekel bunlara da tonlarca para ödedi. Böylece Türkiyede her yıl tütüne ödenilen subvansiyon ortalama olarak 2 milyar dolar düzeyine ulaştı. YILLARDIR YAKILIYOR, AMA O DA MASRAFLI Bu devleti soyma mekanizması Türkiyedeki yaklaşık 500 bin tütün üreticisinin ekmek parası haline geldiği için hükümetlerin bu politikayı değiştirme girişimleri de nefessiz kaldı. Yıllardır uygulanan bir yöntemle Tekel depolarındaki tütünler topluca yakılıp, yeni ürün için yer açılmaya başlandı. Çünkü Tekelin her yıl üretilen ortalama 200 bin ton tütünü depolayacak yeri de kalmamıştı. Yeni ürün tütüne yer açmak için depodaki eski tütünler yakılıyordu. Ancak yakma işi de masraflıydı. Üstelik medyada Yine 500 milyon dolarlık tütün yakıldı gibi haberler hem hükümetleri hem de Tekeli rahatsız ediyordu. Son bir yıldır bu nedenle Tekel tütün yakamadı. Ama bu yıl yine depolar ağzına kadar dolu. 2001 ürünü olarak Tekelin kapısına dayanan 200 bin tonu koyacak yer yok. Şimdi yeniden yakma tartışılıyor. Ancak hükümetin buna sıcak bakmadığı belirtiliyor. Yakma işlemi Tokatta yapılıyor ve oraya kadar taşıma ve yakma masrafı da milyarlarca lirayı buluyor. DEPODA DÜNYAYA YETECEK TÜTÜN VAR |
|||||
Türkiye şu anda depodaki 500 bin ton ve yeni ürün 200 bin ton ile birlikte, toplam 700 bin tonluk bir tütün rezervine sahip. Bu miktar ise bütün dünyada bir yıllık tütün üretimine eşit. Üstelik dünyada sigara tüketiminin gerilediği de gözönüne alınınca, tütünü dünya piyasasına çıkarma şansı da azalıyor.
|
Türkiye şu anda depodaki 500 bin ton ve yeni ürün 200 bin ton ile birlikte, toplam 700 bin tonluk bir tütün rezervine sahip. Bu miktar ise bütün dünyada bir yıllık tütün üretimine eşit. Üstelik dünyada sigara tüketiminin gerilediği de gözönüne alınınca, tütünü dünya piyasasına çıkarma şansı da azalıyor. Zaten kalitesiz olan tütünü satmak mümkün olmadığı gibi kalitelisini satmak da zor. Dünya tütün şirketleri bu tür ıskarta tütünlere kilo başına dünya fiyatı olan 4 dolar yerine 90 cent kadar bir para ödüyorlar. NAFİZ KURT: KOTA KALKTI BÖYLE OLDU 1992-93 yıllarında Çiller hükümetinde Tekelden sorumlu Devlet Bakanı olan Nafiz Kurt NTVMSNBCye yaptığı açıklamada kendilerinin işbaşına geldiği zaman bütün depolardaki tütünü yakarak veya satarak tasfiye ettiğini ve üretimde kota koyduğunu vurguladı. Kurt dünya piyasasına tütün satmanın bugünkü alıcıların talebine bağlı olduğunu da belirterek şunları söyledi: Son yıllarda özellikle ABDde sigara şirketlerine karşı tazminat davaları, bu şirketleri de piyasada daha çekingen hale getirdi. Biz hükümete geldiğimiz zaman İzmirde dünyadaki sigara şirketleri ile özel bir toplantı yapıp, satabildiğimiz kadarını satmıştık. Ancak bu da kolay bir iş değildir. |
|||||
Kurt, ayrıca kendi koydukları tütün kotalarının kendilerinden sonra gelen ANAP hükümeti tarafından kaldırılmasını da eleştirdi. Kurt Kota hem çiftçi hem de devlet için yararlı ve hesaplı bir uygulamaydı dedi. Kurt ayrıca, Hazine aracılığı ile Tekel üzerinden çiftçiye ödenen paraların, bir süre sonra Hazinenin faiz bindirmesi ile Tekeli de trilyonlarca zarara soktuğunu ve işlerin içinden çıkılamaz hale geldiğini vurguladı. HAMİT GENÇ: ÇİFTÇİ SAHTEKARLIĞA SÜRÜKLENDİ |
||||||
Devlet eliyle kilosuna para ödenerek sahte tütün yaprağı üretiminin teşvik edildiğini belirten Genç, Böylece tütün üreticisi de sahtekarlığa sürüklendi, gelir elde etmek için tütüncülüğü öldürdüler diyor.
|
Samsunda laptoplu çiftçi ünvanıyla tarımda devrim hareketinin öncülerinden Hamit Genç de, NTVMSNBCye yaptığı açıklamada tütünde yıllardır uygulanan politikayı Sovyet tipi üretim tarzına benzetiyor. Devlet eliyle kilosuna para ödenerek sahte tütün yaprağı üretiminin teşvik edildiğini belirten Genç, Böylece tütün üreticisi de sahtekarlığa sürüklendi, gelir elde etmek için tütüncülüğü öldürdüler diyor. Genç ayrıca, bu uygulama sonucu tarımda Batının terkettiği bazı zehirli ilaçların Türkiyede kullanıldığını, bunun yalnız tütünü değil, o toprağı ve toprakta yetiştirilen tüm ürünleri de zehirlediğini öne sürüyor. Hamit Genç, Tekel yetkililerinin de bu uygulamalardan çok şikayetçi olduklarını ve TVde yapılacak bir açık oturumda yetkililerin vatandaş olarak görüşlerini bütün açıklığı ile dile getirmek istediklerini belirtiyor. Bu yıl tütünde tespit çalışmaları başlandığı için yine üreticiye kalitesiz tütün için milyonlarca dolar ödeneceğini belirten Genç, hiç değilse 3 yıl tütün ekilmemeli görüşüne katıldığını belirtiyor. Genç Karadeniz bölgesinde başlattığı örnek köy projesi çalışmaları kapsamında TEMA Vakfı ile birlikte doğal meyve-sebze üretimine ağırlık veren projeler geliştiriyor. Tarımda devrim hareketinin Karadenizdeki öncüsü Hamit Genç ile daha kapsamlı diyalog içine girmek isteyen okurlarımız kendisi ile şu telefon ve adreslerden temas kurabilirler: Hamit Genç telefon: 0532 315 6918, e-mail: ghamit@egenet.com.tr Konu hakkında sitemize görüş bildirmek isteyen okurlarımız okurmektuplari@ntvmsnbc.com adresine e-mail gönderebilirler. | |||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||