|
|
Hedefler belirlendi, hesaplar yeniden yapıldı, şimdi bu yeni dönemde her şeye sil baştan başlama zamanı. İlk günler kötü başlayan yılın giderek iyiye doğru gidebileceğinin işaretlerini veriyor. DÖVİZ GİRİŞİ OLUMLU Kasım krizi, piyasaları alt üst etmekle kalmadı, baştan aşağı bütün her şeyi değiştirdi. Enflasyon, cari açık, büyüme, faiz tahminleri sil baştan yenilendi. Yeni yılın ilk günlerinde bankaların ve yabancıların Merkez Bankasına döviz satmaları büyük önem taşıyordu. Döviz gelmemesi halinde piyasalardaki kilitlenme sürecek, kriz içten içe kemirmeye devam edecekti. Likidite krizi farklı bir boyuta ulaşacak, reel faizler yüksek kalacak, bankalar daha zor bir dönemece girecekti. Ama yılın ilk iş gününde Merkez Bankasına 1 milyar dolar geldi. Üç gündeki döviz satışı 2.3 milyar dolara ulaştı. İlk hafta döviz girişi önemliydi, ama bundan sonra da önemini koruyacak. HAVA DAHA DA YUMUŞAYABİLİR Kriz öncesinde Merkez Bankası döviz pozisyonu 8.5 milyar dolar düzeyindeydi. Kriz sırasında 1.7 milyar dolara kadar gerileyen net döviz pozisyonu dün akşam itibariyle 5.5 milyar dolara yükseldi. Bunun anlamı Merkez Bankasının 2.5-3 milyar dolar daha satın alması durumunda hem döviz pozisyonunun hem de likiditenin eski seviyesine dönmesi. Bu da krizin getirdiği yeni yaralar ve yükler hariç önceki dengelere geri dönülmesi anlamına geliyor. Asıl gösterge 14 aylık ihale Bugünkü Hazine ihaleleri piyasalar için ikinci önemli test olacak. Döviz girişi ve piyasa yapıcı bankaların temsilcilerinin, Hazine ve Merkez Bankası yetkilileriyle yaptığı toplantı, ihaleler öncesinde gerginliğin azalmasını sağladı. Bugünkü ihalelerin ardından piyasaların giderek rayına oturduklarına tanık olabiliriz. ENFLASYON UMUT VERİCİ AMA Kriz aralık ayında enflasyonun belini kırdı. Korkunç seviyelere ulaşan repo faizleri ekonomik aktiviteyi bıçak gibi kesti, talep durunca bir anda oluşmaya başlayan stokları eritme kaygısı ön plana çıktı, fiyatlar duruldu. Son bir yılda yaşadığımız talep enflasyonu karşısında, IMF, hem cari açıktaki ürkütücü büyümenin durması, hem de enflasyonla mücadelede yeni bir kırılma sağlanması için hükümetten tasarrufu özendirici önlemler almasını istiyordu. Faizlerin patlaması, herkesi bir anda repocu yaptı. Faizlerdeki dramatik gelişme, enflasyonu düşürme ve cari açığı küçültmek için gerekli ortamı hazırladı. KİLİT HÜKÜMETİN İCRAATİ Enflasyon üzerindeki yüksek faiz etkisinin birkaç ay da sürmesini bekleyebiliriz. Bu, ekonominin durulduğu, yıllık enflasyonun düşük yüzde 20lere indiği bir dönem olacak. Mayıs-haziran aylarından itibaren ise krizin sağladığı bu avantajlar silinmeye başlayacak. Hükümetin bu döneme kadar özelleştirmeden yapısal reformlara kadar üzerine düşenlerin hepsini yapması halinde, enflasyonun sonbahara doğru yüzde 10lara indiğini görebiliriz. Hükümet geçen yıl olduğu gibi önümüzdeki ayları hiçbir şey yapmadan geçirirse yeni bir krizin hazırlıklarını da yapmış olur. Yüksek reel faiz döngüsünün sürmesi, enflasyonun yüzde 25-30 aralığında kalarak TLnin değerlenmeye devam etmesi yeni bir saatli bomba yaratmaktan başka bir şey olmayacaktır. Hükümetin bu bombayı patlatmayacak kadar akıllandığını, üzerine düşeni yapacağını ummaktan ve bu yönde kamuoyu baskısı oluşturmaktan başka elimizden gelen bir şey yok. Kasım krizini mumla aramayalım | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||