| |
|
|
Yaşadığı büyük sıkıntılara rağmen ayakta kalma mücadelesi veren ve bu yıl da oldukça hareketlenme gösteren Türk Sineması’nın 2000 yılı rekorunu, 2 milyon 464 bin izleyiciye ulaşan “Kahpe Bizans” kırdı. Yönetmenliği ve senaryosu Gani Müjde’ye ait olan, Mehmet Ali Erbil, Cem Davran, Hande Ataizi ve Demet Şener gibi popüler isimlerin rol aldığı “Kahpe Bizans”, 33 hafta gösterimde kaldı.
“Korsan VCD” sorunlarının yoğun bir şekilde yaşandığı bu yıl 4 trilyon 174 milyar 390 milyon lira ile iyi bir hasılat toplayan “Kahpe Bizans”, 2 milyon 464 bin seyirci ile, yaklaşık 2,5 milyon kişiye ulaşarak Türk Sineması tarihinde rekor kıran “Eşkıya”ya yaklaştı. Yavuz Turgul’in 1996 yılında çektiği, Şener Şen ve Uğur Yücel gibi ünlü sanatçıların başrolleri paylaştığı “Eşkıya” gösterime girdiği tarihlerde ise korsan VCD sorunu ile henüz karşılaşmamıştı.
Bu yıl en çok izlenen filmler sıralamasında ikinciliği alan “60. Saniye”, 27 hafta gösterimde kalarak 1 milyon 420 bin seyirciye ulaştı. 47 hafta gösterilen ve 1 milyon 348 bin izleyici çeken “Matrix” üçüncülüğü elde etti.
GÜLE GÜLE DE DÖRDÜNCÜ
Zeki Alasya, Metin Akpınar, Yıldız Kenter ve Şükran Güngör’ün başrollerini paylaştığı ve 26 hafta gösterimde kalan “Güle Güle”, 1 milyon 265 bin kişiye ulaşarak en çok izlenen dördüncü film oldu ve 2 trilyon 287 milyar lira hasılat yaptı. Bu yıl adından oldukça söz ettiren “Abuzer Kadayıf” ise gösterimde kaldığı 9 haftada, 850 bin izleyiciyle beşinci film oldu. Yaklaşık 2 trilyon lira hasılata rağmen, “Güle Güle” ile birlikte korsan VCD kurbanı oldu.
Bu yıl gösterime giren filmler arasında ise “Salkım Hanımın Taneleri” 355 bin, “Duruşma” 300 bin, “Eylül Fırtınası” 125 bin, “Fasulye” 59 bin, “Sürü” 43 bin, “Duvar” 104 bin, “Oyunbozan” 65 bin, “Melekler Evi” 12 bin kişiye ulaşırken, “Dar Alanda Kısa Paslaşmalar”ın gösterimi devam ediyor.
GANİ MÜJDE, “KAHPE BİZANS”I DEĞERLENDİRDİ
“Kahpe Bizans” filminin senaristi ve yönetmeni Gani Müjde, filmin yaklaşık 2.5 milyon izleyiciye ulaşmasını değerlendirdi. “Açıkçası ben böyle bir başarı beklemiyordum. ’1 milyon civarında seyirci yakalarsak başarılı oluruz, hem de parasını çıkarırız’ diye düşünüyorduk” şeklinde konuşan Müjde, filmin proje bazında bir cazibesi bulunduğunu, ancak seyircinin bu kadar yüksek olacağının beklenmediğini söyledi.
Müjde, “iyi bir film” çekilmesine rağmen çok fazla eleştiri de aldığını kaydederek, dezavantaj olarak gördüklerini bu durumun filmin gişesine yansımadığını bildirdi. “Kahpe Bizans”ın başarısının bir “sırrı” ya da “formülü” olmadığını anlatan Müjde, ekip çalışmasının önemine dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Ancak Türkiye’de ilk defa sinemaya gidenler oldu. Belki de 40 yıldır sinemaya gitmeyen insanları çektik. Hiçbir gaz, hiçbir medya bombardımanı, hiçbir oyuncu, hiçbir yönetmen parlaklığı ve zekası, bir filmi 2.5 milyon kişiye seyrettiremez. 2.5 milyon kişiye ulaşmak için tekrar gelen izleyicileri yakalamak lazım. Çünkü Türkiye’de 2.5 milyon sinema seyircisi yok. Kahpe Bizans’a, 6-7 kere gidenler de var. Yani bu filmi bir kişi ortalama 2 kez seyretti. Gençler tekrar geldiler, orta ve yaşlılar da ‘nedir bu film’ diye izlediler. Bu filmin beğenildiğinin bir göstergesidir.”
“KORSANLARI ÇOK KÖTÜYDÜ”
Gani Müjde, korsan VCD’lere de işaret ederek, ‘Kahpe Bizans’ın korsanlarının kötü olduğunu, bunun da filmin izlenmesinde “şans” olarak nitelendirilebileceğini söyledi. Korsanlarındaki kötü görüntülerin film konusunda insanları daha da meraklandırdığını ifade eden Müjde, “Kötü kopyalar bir süre sonra filmi merak ettirdi. Belki biraz da böyle seyrettiler” dedi. Müjde, “Kahpe Bizans”ın yeni projeler konusunda kendisini zorladığını da belirterek, “Yeni film çekmek istiyorum, ama ne çekeceğimi bilmiyorum. Yine olay yaratacak filmlerin peşindeyim” diye konuştu. Türk Sineması’nın geleceği konusunda “umutlu” olduğunu vurgulayan Gani Müjde, sözlerini şöyle sürdürdü: “Amerikan filmleri etkisini kaybediyor. Her Amerikan filminin ilk 10 dakikasını seyredeyim, senaryonun geri kalanını yazarım. Çok şablon çalışıyorlar. Avrupa sineması salon bulamıyor. Amerikan filmlerindeki şablon, seyirciyi de rahatsız ediyor. Onun için Türk filmleri tercih ediliyor. Seyirci en azından kendi insanını seyrediyor. Türk sinemasının geleceğini parlak görüyorum. Çünkü Amerikan sineması kan kaybediyor.” Gani Müjde, yaptığı işi de “toplum doktorluğu” olarak nitelendirdi.
|
|
2000 yılında kaybettiklerimiz
38. Rotterdam Film Festivali başladı
