Home page
Haber Menüsü


Oğuz Büktel
 
Türk Telekom
 
Türk Telekom’un özelleştirilmesi 2001 yılında programın kilit noktası olarak gösteriliyor. Ancak, herkesin burada olabilecek olumsuz gelişmelere ya da en azından umduğumuz fiyata satmama olasılığına karşı kendisini hazırlaması gerekli.
 
Oğuz Büktel
 
22 Aralık—  2000 yılının çok zor bir yıl olacağı son günlerde giderek daha fazla kişi tarafından seslendiriliyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Özellikle iş çevrelerinin giderek seslerini yükseltmeleri, hatta MGK’ya davetiye çıkartmaları da, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali”, bu konudaki endişelerin ve kötümser görüşlerin haklı sebeplere dayandığını ortaya koyuyor.
       2001 yılının daha kolay ve en az hasarla atlatılabilmesi için, başta IMF ve Dünya Bankası bize olan desteklerini göstermekten geri kalmıyorlar.
       Ancak herkesin üzerinde birleştiği en önemli konu ise, 2000 yılının yaz aylarını Ağustos Böceği gibi eğlenmek ve dinlenmekle geçiren Türkiye’nin bundan sonra atması gereken adımları kesin ve kararlı bir şekilde atması gereği.
       
SANKİ HARAÇ-MEZAT SATILIYOR
       On yıldan bu yana özelleştirme tartışmaları devam eden ve zamanında 25-30 milyar dolar değer biçilen Türk Telekom’un, bu yıl uygulanması mutlaka gerekli olan bir özelleştirme şeklinde lanse edilmesi son derece ironik.
       Sanki evine haciz gelen birinin, evin tümünün elden gitmemesi için evdeki en değerli eşyayı haraç-mezat satması şekline geldi bu konu. Ne yazık, halbuki bizim bu şirketi gelir elde etmek için değil, devletin küçülmesi, politikanın ekonomi içerisindeki olumsuz etkilerinin elimine edilmesi, verimlilik ve rekabet artışı, sermayenin tabana yayılması gibi nedenlerle özelleştirmeyi düşünmemiz gerekirdi.
       Ona gelinlik kız gibi bakan politikacıların, kızın yaşının giderek geçtiğini ve evde kalma olasılığının giderek arttığını görmüş olmaları halinde, Türk Telekom, 20 milyar dolar toplam fiyatla özelleştirilebilmiş olurdu, peki başka ne olurdu:
* Gelen stratejik ortak uluslararası alandaki bilgi ve tecrübesiyle Türk Telekom’u dünya çapında bir şirket haline getirmiş olabilirdi.
* Türkiye’ye uzun vadeli yabancı sermaye yatırım gelmiş olurdu.
* Halka arz edilmiş olan hisselerden alan küçük yatırımcılar, şimdi bu şirketin giderek büyümesinin hisse fiyatına olan yansımasından faydalanırdı
* Şirket Bulgaristan’da ve diğer Doğu Avrupa ülkelerindeki GSM ya da diğer Telekom şirketleri ihale ve özelleştirmelerinde Deutsche Telekom’la yarışabilirdi.
* Türk Telekom’un CEPTÜRK adıyla işleteceği 4.GSM lisansı için vermesi gereken 2.5 milyar dolar + KDV, mahsuplaşma yoluyla değil de gerçekten devletin kasasına girer ve şu günlerde İŞTİM’den beklediğimiz 2 milyar dolar gibi likidite sıkışıklığına ilaç olurdu (belki likidite sıkışıklığı da olmazdı).
* Devlet, elinde kalan hisselerden bir kısmını daha giderek parlak bir şirket haline gelen Türk Telekom hisselerinden almak isteyen yabancı ve yerli yatırımcılara satar ve ek kaynak elde edebilirdi.
* Gerçekten verimli bir hale gelmiş olan, hızla büyüyen ve dünyaya açılan şirketten çalışan (iyi çalışan) şirket elemanları da faydalanırdı.
* Şirket hizmetleri aksamaz, müşteriler memnun olur, ve yapılması gereken yatırımlar yapılırdı.
       
ÖZELLEŞTİRME ÖNÜNDEKİ ENGELLER
       Ama olmadı, ne yazık ki, belki şimdi Türk Telekom’u daha düşük bir fiyata satmaya razı olmak zorunda kalacağız, yeter ki kız evde kalmasın. Peki bu özelleştirmelerin önündeki engeller neler :
* Uluslararası alanda Telekom sektöründe payı giderek artan GSM nedeniyle Telekom gibi sabit hatlı şirketler giderek değer yitiriyor.
* Kablosuz teknolojisinin başdöndürücü bir hızla ilerlemesi, bu alana ilgiyi kaydırıyor. Son yapılan yeni nesil UMTS ihalelerinde ulaşılan başdöndürücü fiyatlar, uluslararası Telekom şirketlerinin bu tür bir özelleştirmeye olan ilgilerinin azalmasına yol açıyor. İlgileri sürse bile bu şirketlerin ciddi harcamalar ve yatırımlar yapıyor olmaları bizim özelleştirmemize kaynak ayırma olasılıklarını da giderek azaltıyor.
* Türkiye’nin içinde bulunduğu ortam, bir türlü güvenin tam oluşturulamamasına neden oluyor.
* Stratejik yatırımcıya yüzde 33.5 hisseyle yönetim hakkı vermesine rağmen, Yönetim Kurulunda ağırlığın bizde olması ve bazı konularda yönetim kurulu onayının gerekmesi, bu işe girecek yatırımcının kafasını bulandıran konular olacaktır.
       İstihdam, yatırım gibi konularda davulu sırtına alan, tokmağı ise başkasına verecek olan bir yatırımcı, küçük ortak gibi kalacak ve burada kendi iş planını tam anlamıyla hayata geçirememenin sıkıntısını yaşayacaktır.
       70,000’in üzerinde ve giderek artan personeliyle verimli bir istihdam politikasına sahip olmadığı bariz olan Türk Telekom’un yeni gelecek yönetiminin yönetim kurulunu bu konuda ikna etmesi gerekecek.
       Sonuç olarak, Türk Telekom’un özelleştirilmesi 2001 yılında programın kilit noktası olarak gösteriliyor. Ancak, herkesin burada olabilecek olumsuz gelişmelere ya da en azından umduğumuz fiyata satmama olasılığına karşı kendisini hazırlaması gerekiyor.
 
       
   
MSNBC News Emine Uşaklıgil’in tüm yazıları
MSNBC News Oğuz Büktel’in tüm yazıları
MSNBC News Şükrü Küçükşahin’in tüm yazıları
MSNBC News Turgut Tokgöz'ün tüm yazıları
MSNBC News Levent Gürses'in tüm yazıları
MSNBC News Kerem Alkin’in tüm yazıları
MSNBC News Murat Arın’ın tüm yazıları
MSNBC News Atilla Yeşilada’nın tüm yazıları
MSNBC News Yarkın Cebeci’nin tüm yazıları
MSNBC News Bayram Başaran’ın tüm yazıları
MSNBC News Mahmut Kaya’nın tüm yazıları
MSNBC News Murat Yeşildere’ın tüm yazıları
MSNBC News Celal Pir’in tüm yazıları
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları